Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

ONDÖRDÜNCÜ KAVUŞMA…

Sinelerde gizli gizli odalar yapmış, keyfi yerinde bir yalnızlığın ortasında coştukça coşan şımarık bir çocuktu. Sesi çok çıkan bir kalabalığın insanı bunaltan atmosferiyle her gün iç içe olmak, onun istemediği bir samimiyetti. Kendisine çok yatırım yapmıştı aslında, haddinden fazla olan mütevaziliği tıpkı bir gürültü gibi görünmez ve duyulmaz yapmıştı onu. Mütevazilik kendinden bağımsızlaşmış ve silik bir gölge haline getirmişti onu. Yalnızlık ve kalabalığın içinde savrulan bir Adem, hikayesine haksızlık etmemeliydi oysa... Sadakat, zamana ve mesafeye meydan okuyan en güçlü duygulardan biridir. İnsan hayatında, sadakat yalnızca bir bağlılık değil, aynı zamanda bekleyişin ve kavuşmanın umudunu taşıyan bir köprüdür. Sadakat, sadece bir insana duyulan bağlılıkla sınırlı değildir; bir ideale, bir hayale, bir yere ya da bir sevgiye sadık kalmak da mümkündür. Bazen yıllarca süren bir bekleyişin sonunda, bazen de hiç gerçekleşmeyecek bir kavuşmanın hayaliyle yaşar insan. Ama sadakat, kavuşmanın garantisi olmasa da, insanın içindeki umudu canlı tutan en büyük güçtür. Kavuşmak ise sadakatin ödülü gibidir. Beklenenin, özlenenin, uğruna sabredilenin bir gün gerçeğe dönüşmesi… Ancak her kavuşma mutlak bir huzur getirmez. Kimi zaman, yıllarca beklediğimiz birine kavuştuğumuzda, artık eskisi gibi olmadığımızı fark ederiz. Zaman değiştirir, hayat değiştirir, biz değişiriz. Ama yine de, sadakatle beklediğimiz bir şeye kavuştuğumuzda içimizde derin bir huzur hissederiz. Belki de mesele, sadece kavuşmak değildir. Asıl önemli olan, bekleyişin kendisidir. İnsan, sadık kaldığı şey uğruna sabrederken güçlenir, büyür ve olgunlaşır. Sadakat, her zaman bir kavuşmayı garanti etmese de, insanı daha anlamlı kılar. Bazen kavuşmak mümkündür, bazen de değildir. Ama sadakat gösterdiğimiz her şey, ruhumuzda iz bırakır. Ve belki de en güzel kavuşmalar, bir ömür boyu süren sadakatin ardından gelenlerdir. Şu günlerde sadakat deyince Yaren leylek akla geliyor. Kavuşmak denilince de Âdem amca. Aynı türde olmayan iki canlının dostluğu, yoldaşlığı içimizi sıcacık yapıyor. Bekleyen de memnun halinden, beklenen de. Yer, mekan, zaman da belli. Şüphe duyulmaksızın sevmek ve sevilmek garanti. Hal böyle olunca istemediği o gürültülü samimiyetlerin mükafatını almış gibi görünüyor Adem amca. Ve o küçük sandal, iki canlının sessiz samimiyetiyle her yıl yenilenerek şahit oluyor bu eşsiz huzura. Dilerim herkesin bekleyeni ve bekleneni vuslata ersin. Vesselam..
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2025 - Salı

ONDÖRDÜNCÜ KAVUŞMA…

Sinelerde gizli gizli odalar yapmış, keyfi yerinde bir yalnızlığın ortasında coştukça coşan şımarık bir çocuktu. Sesi çok çıkan bir kalabalığın insanı bunaltan atmosferiyle her gün iç içe olmak, onun istemediği bir samimiyetti. Kendisine çok yatırım yapmıştı aslında, haddinden fazla olan mütevaziliği tıpkı bir gürültü gibi görünmez ve duyulmaz yapmıştı onu. Mütevazilik kendinden bağımsızlaşmış ve silik bir gölge haline getirmişti onu. Yalnızlık ve kalabalığın içinde savrulan bir Adem, hikayesine haksızlık etmemeliydi oysa...

Sadakat, zamana ve mesafeye meydan okuyan en güçlü duygulardan biridir. İnsan hayatında, sadakat yalnızca bir bağlılık değil, aynı zamanda bekleyişin ve kavuşmanın umudunu taşıyan bir köprüdür.

Sadakat, sadece bir insana duyulan bağlılıkla sınırlı değildir; bir ideale, bir hayale, bir yere ya da bir sevgiye sadık kalmak da mümkündür. Bazen yıllarca süren bir bekleyişin sonunda, bazen de hiç gerçekleşmeyecek bir kavuşmanın hayaliyle yaşar insan. Ama sadakat, kavuşmanın garantisi olmasa da, insanın içindeki umudu canlı tutan en büyük güçtür.

Kavuşmak ise sadakatin ödülü gibidir. Beklenenin, özlenenin, uğruna sabredilenin bir gün gerçeğe dönüşmesi… Ancak her kavuşma mutlak bir huzur getirmez. Kimi zaman, yıllarca beklediğimiz birine kavuştuğumuzda, artık eskisi gibi olmadığımızı fark ederiz. Zaman değiştirir, hayat değiştirir, biz değişiriz. Ama yine de, sadakatle beklediğimiz bir şeye kavuştuğumuzda içimizde derin bir huzur hissederiz. Belki de mesele, sadece kavuşmak değildir. Asıl önemli olan, bekleyişin kendisidir. İnsan, sadık kaldığı şey uğruna sabrederken güçlenir, büyür ve olgunlaşır. Sadakat, her zaman bir kavuşmayı garanti etmese de, insanı daha anlamlı kılar.

Bazen kavuşmak mümkündür, bazen de değildir. Ama sadakat gösterdiğimiz her şey, ruhumuzda iz bırakır. Ve belki de en güzel kavuşmalar, bir ömür boyu süren sadakatin ardından gelenlerdir. Şu günlerde sadakat deyince Yaren leylek akla geliyor. Kavuşmak denilince de Âdem amca. Aynı türde olmayan iki canlının dostluğu, yoldaşlığı içimizi sıcacık yapıyor. Bekleyen de memnun halinden, beklenen de. Yer, mekan, zaman da belli. Şüphe duyulmaksızın sevmek ve sevilmek garanti. Hal böyle olunca istemediği o gürültülü samimiyetlerin mükafatını almış gibi görünüyor Adem amca. Ve o küçük sandal, iki canlının sessiz samimiyetiyle her yıl yenilenerek şahit oluyor bu eşsiz huzura.

Dilerim herkesin bekleyeni ve bekleneni vuslata ersin. Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (5)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hacer
(19.03.2025 16:09 - #496)
Adem amca olmak isterdim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Seval topal
(20.03.2025 00:18 - #497)
Bende çok bekledim beklenen gelir diye ama o yalnızlıkta boğuldum kaldım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Seval topal
(20.03.2025 00:18 - #498)
Bende çok bekledim beklenen gelir diye ama o yalnızlıkta boğuldum kaldım
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Nihal
(20.03.2025 05:56 - #499)
Bizim ayrılıklar kavuşamadı yarım kaldık
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Berat
(20.03.2025 16:13 - #501)
Bize geri dönmeyenler utansın Merve abla
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)

Diğer Yazıları

25
Mart
28
Şubat
21
Şubat
13
Şubat
06
Şubat
30
Ocak
24
Ocak
15
Ocak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat plastik çember