Sana ait sandığın bu hayatın sağanak yağmurlarında ıslana ıslana, kuru bir liman bulma gayenin seni şemsiyesiz bir bozkıra süreceğini bilmeden yaşamak ne büyük talihsizlik. Kaçmak istediğin her yer ve her şeyin ortasında bulmak kendini ne büyük ızdırap. Bilinmeyene yürüdüğün o yolların sonu gurbet fakat gurbetin bir sonu yok.
Herkesin gurbeti kendine uzak, uçsuz bucaksız bir boşluk. Ve sen, o boşluğu doldurabildiğin kadar kavuşursun hasretine. Hasretin her ne ise... Kaldırım taşları çok mu gaddar? Hepsini dizsem yan yana, buradan nereye kadar yol olur bana? Bu yol hep renksiz mi böyle, gri halde devam mı edecek? Hasretleri bitiren yollar inşaa ermek lazım ise, bu kaldırım taşlarını kullanmak gerek. Kullanmak gerek çünkü hasret kokan, kavuşturan bu yolun bir rengi olmalı, hatta rengarenk olmalı ki kim hangi rengi isterse onun elinden tutsun. Hayat, çoğu zaman bir bekleyiştir. Bazen sevdiğini beklemek, bazen uzaklara giden bir dostu, bazen de yıllardır görmediğin aileni… Ve işte o an geldiğinde, kavuştuğunda, zaman durur sanki.
Kavuşmak, insan yüreğinde tarifsiz bir sıcaklık bırakır. Bir annenin evladına sarıldığı an, bir dostun yıllar sonra göz göze geldiği o ilk saniye… Kelimelerin yetersiz kaldığı, gözyaşlarının kendiliğinden aktığı anlardır bunlar. Kavuşmak, yüreği sımsıcak yapan, insanı yeniden hayata bağlayan en güzel duygulardan biridir. Bazen kavuşmalar uzun bekleyişlerin ardından gelir. Hasretle geçen yılların yükü, o kucaklaşmada erir gider. Bazen de ansızın çıkar karşımıza. Günlerdir görmediğimiz sevdiklerimizle aniden karşılaşırız.
O an, özlemin farkında bile olmadan yüreğimiz sevinçle dolar. Ne kadar uzak olursa olsun, insan sevdiklerine kavuştuğunda her şeyin yerli yerine oturduğunu hisseder. Yolların uzunluğu, geçen zamanın yorgunluğu önemini yitirir. Çünkü kavuşmak, insanın ruhuna şifa verir. İşte tam da bu sebeple gurbetten yola çıkıp vuslata ermek rûh-ı revandır.
Ruhun huzuru uzak yollarda bir başına olmakla değil, ruhuna yoldaş olabilecek insanlarla bir arada olmakla mümkündür. Anlaşıldığın yerde çiçek açar, memleket bildiğin insanlarla nefes alabilirsin. Bırakın yürüsün ruhunuz ve memleket bildiği yerde dursun.