Bismillah...
"Yaratan Rabbin’in adıyla oku" diyen kâinatın sahibine, okuduklarımı dile getirip anlatma becerisi verdiği için binlerce kez şükrederek söze başlamak isterim.
Her şeyi güzel yapan, senin adınla okumak. Okudukça yudumladığım, yazdıkça doyduğum ve tüm bu ilerleyiş içerisindeki her zerrede seni fark edebildiğim için, şükürler olsun.
Yıl 2023.
Asırlar ötesinde bir yolculuğa çıkmış gibiyim. Zaman, sadece rakamlar üzerinde ilerliyormuş, bunu gözlerimiz kanayarak şahit olup, öğreniyoruz. Yani, yine yanıldık. Adımız insan diye, kendimizi Adem bilip, adamdan saydık. Adem olmanın şartları yerine gelmeden, nasıl Adem olunur hâlâ öğrenemedik.
İnsanlığın var oluşundan beri şiddet var ve var olmaya da maalesef devam edecek bunu biliyorum. Şiddetin, yeri geldiği zaman savunma mekanizması olarak kullanılması biraz olsun anlaşılabilir bir durum fakat sövene dilsiz, dövene elsiz olan masum varlıklara şiddet uygulamak, daha ötesinde paramparça bir halde öldürmek, asla ve asla anlaşılabilir ya da "ama" diye başlayan savunma cümleleri kurulabilecek bir haklılık durumu değildir. Bu vahşilerin adem olmaktan haberi yok onu anlıyoruz ama hayvan sıfatında bile değiller. Kuran-ı Kerim'de bunlara "belhüm adal"denilmiş, hayvanlardan da aşağı alçak yaratık anlamında isimlendirilmiştir. Çocuk yaşlarda cehennemin varlığını sorgulamıştım, neden var ki diye (estağfurullah)gereksiz olduğunu düşünmüştüm. Çocukken dünyaya tertemiz bir gözlükle bakıldığı için, her şeyi kendi gibi temiz biliyor insan.
O gözlükte desenler, lekeler, buğular ve kırıklar oluştukça da artık en belirgin güzelliği bile güzel göremiyor oluyoruz. Oysa geçip gideceğimiz şu dünyayı bu kadar kirletmeye değer miydi? Senelerdir süren savaşlar, üstünlük mücadeleleri, toprak sahibi olma yarışları hep haklı olduğu düşünülen bir gerekçenin arkasına sığınılarak yapıldı. Tıpkı şu anda olduğu gibi.
Terörist İsrail, nasıl Filistin'de kendini hak sahibi görüyorsa, bunu yarın bizim doğudaki topraklarımız için de yapacak. Gerekçe olarak da Siyonizm’i ya da Yahudiliğin kutsallarını gösterecek. İnanmıyorum. İslamiyet dahil olmak üzere dünya üzerinde ne kadar din ve inanç varsa hepsi, masum bir insana zarar vermenin, savaşın, kan dökmenin, öldürmenin günah olduğunu söyler çünkü. Ee hani dindarlık?
Yazmak isteyip de satırlara sığmayacak o kadar çok cümlem var ki bu konuyla ilgili, ifade ettiğim halde bir işe yaramadığını görmem benim artık üzüntüden öfkeye doğru evrilmemi sağlıyor. Ama şunu iyi biliyorum, kim hangi konuda güçlü ise, o yönde tepkisini dile getirmeli ve susmamalı. Bu sebeple durmamalı, çalışmalı, kendimiz üretici olmalı, avuç kadar midemize ne sığar iyice bir düşünmeliyiz.
Ve sen, tüm Müslümanların nazlı çiçeği Kudüs, kana doymuş topraklarında, bir mucize de bizlere nasip olur inşallah...!
Yurtta barış, dünyada barış...