Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

ESKİCİ GELDİ ESKİCİİİİ!!!!

… - Eskici geldiii Eskiciii!!! Eskimiş Umutlar alıyorum! … Şimdi sokağın başından bir eskicinin geçtiğini hayal edin! Ne kadar eskimiş umut varsa hepsini almak üzere sesleniyor… Ve mahallede bir hareketlilik başlıyor… Önce camlardan balkonlardan bakan mahalleli, dönüyor bu kez evine, Dip’lere inmeye… Bodrumlarda saklanan, tavan arasında unutulan, raflara kaldırılan ne kadar eskimiş umut varsa, hepsini bulup bir bir çıkarmaya… Kimisinde kırılmış umutlar, Kimisinde pes edilmiş hayatlar, Kimisinde vazgeçilmiş, yarıda kalmış aşklar… Kimisinin karanlıklarla üstü örtülmüş, Kimisi de acelecilik ve sabırsızlık içinde tüketilivermiş… Şimdi ise duyulan bu sesle, DİP bucak bakma zamanı gelmiş! … - Eskiciiii!!!! Böylece bağırarak sokaktan yokuş aşağı inerken, ardından bir kaç kişi selenmiş; - Eskiciii bekle! Ben de umutlarımı değiştireceğim! Bir diğeri; - Bekle beni de. Bana da yeni umutlar lazım. Heyy Eskiciii!!! Derken köşedeki mavi boyalı evden, elinde gençlik hatıraları ile biri çıkagelmiş… - Eskiciii!!! Alır mısın eskimiş umutlarımı? Can kırıklarımı! Korkularımı kaygılarımı? Bana kim olduğumu unutturan karanlıkları? Ve Ertelediğim sevinçlerimi, ötelediğim hayallerimi, beklettiğim yarınlarımı? O ilk adımı atma cesaretini gösteremediğim için, ya yapamazsam, ya rezil olursam, başkaları ne der diyerek kaçırdıklarımı? Peki ya yok yere harcadığım sağlığımı? Gelip geçici arzular ile beyhude tükettiğim yıllarımı? Korkularıma yenilerek kaybettiğim Aşk’ı? … Eskici sözsüz cümlelerle dile gelmiş gönülden; - Karanlıklar alır, Aydınlıklar veririz! Var mı karanlıklarını aydınlığa çıkarmak, eskimiş umutlarını yenilemek isteyen? Var mı Dip’lerden yıkık dökük harabelerinden hazinelerini çıkarmayı dileyen? … - VARIM! Diye bağırmış, Köşedeki mavi boyalı evden koşarak gelip yolu eskiciyle kesişen… Ne de olsa, Umutsuzluğun bir dönüş köşesi vardır illa, yeterki maviye boyansın umutlar, Gönül evinden… Ve Eskici gülümsemiş; - Öyleyse Ayakkabılarını ver ve onun yerine yalın ayak kal! Demiş ve eklemiş… Bir ayağında aklının, diğer ayağında nefsinin ayakkabıları ile dolaşırken hissedemezsin Gönlün’ü… Şimdi aklının tüm oyunlarından, hesap kitaplarından, korkularından ve kaygılarından arın ve sana ait olmayan, nefsinin beyhude isteklerinden de! Ve tam da bu An’da, Var mısın en derinden inanmaya? Daima, Umudunu canlı diri ve taze tutmaya? Gücünü Gönlün’den almaya, Yeni’den hissederek yaşamaya? Hadi Hatırla! Sade’ce, en derinden hisset umutlarını ve başla birer birer her birini Gönül eşliğinde yaşamaya… Diyerek, almış ayakkabılarını ve teslim etmiş Gönlün’e maviye boyanmış umutlarıyla… Ve yan sokakta seslenmeye devam etmiş; - Eskici geldiii Eskiciii!!! Eskimiş Umutlar alıyorum!
Ekleme Tarihi: 28 Ocak 2025 - Salı

ESKİCİ GELDİ ESKİCİİİİ!!!!

- Eskici geldiii Eskiciii!!!
Eskimiş Umutlar alıyorum!
Şimdi sokağın başından bir eskicinin geçtiğini hayal edin!
Ne kadar eskimiş umut varsa hepsini almak üzere sesleniyor…
Ve mahallede bir hareketlilik başlıyor…
Önce camlardan balkonlardan bakan mahalleli, dönüyor bu kez evine, Dip’lere inmeye…
Bodrumlarda saklanan, tavan arasında unutulan, raflara kaldırılan ne kadar eskimiş umut varsa, hepsini bulup bir bir çıkarmaya…
Kimisinde kırılmış umutlar,
Kimisinde pes edilmiş hayatlar,
Kimisinde vazgeçilmiş, yarıda kalmış aşklar…
Kimisinin karanlıklarla üstü örtülmüş,
Kimisi de acelecilik ve sabırsızlık içinde tüketilivermiş…
Şimdi ise duyulan bu sesle,
DİP bucak bakma zamanı gelmiş!
- Eskiciiii!!!!
Böylece bağırarak sokaktan yokuş aşağı inerken, ardından bir kaç kişi selenmiş;
- Eskiciii bekle!
Ben de umutlarımı değiştireceğim!
Bir diğeri;
- Bekle beni de. Bana da yeni umutlar lazım. Heyy Eskiciii!!!
Derken köşedeki mavi boyalı evden, elinde gençlik hatıraları ile biri çıkagelmiş…
- Eskiciii!!! Alır mısın eskimiş umutlarımı?
Can kırıklarımı! Korkularımı kaygılarımı?
Bana kim olduğumu unutturan karanlıkları?
Ve Ertelediğim sevinçlerimi, ötelediğim hayallerimi, beklettiğim yarınlarımı?
O ilk adımı atma cesaretini gösteremediğim için, ya yapamazsam, ya rezil olursam, başkaları ne der diyerek kaçırdıklarımı?
Peki ya yok yere harcadığım sağlığımı?
Gelip geçici arzular ile beyhude tükettiğim yıllarımı?
Korkularıma yenilerek kaybettiğim Aşk’ı?
Eskici sözsüz cümlelerle dile gelmiş gönülden;
- Karanlıklar alır, Aydınlıklar veririz!
Var mı karanlıklarını aydınlığa çıkarmak, eskimiş umutlarını yenilemek isteyen?
Var mı Dip’lerden yıkık dökük harabelerinden hazinelerini çıkarmayı dileyen?
- VARIM!
Diye bağırmış, Köşedeki mavi boyalı evden koşarak gelip yolu eskiciyle kesişen…
Ne de olsa, Umutsuzluğun bir dönüş köşesi vardır illa, yeterki maviye boyansın umutlar, Gönül evinden…
Ve Eskici gülümsemiş;
- Öyleyse Ayakkabılarını ver ve onun yerine yalın ayak kal!
Demiş ve eklemiş…
Bir ayağında aklının, diğer ayağında nefsinin ayakkabıları ile dolaşırken hissedemezsin Gönlün’ü…
Şimdi aklının tüm oyunlarından, hesap kitaplarından, korkularından ve kaygılarından arın ve sana ait olmayan, nefsinin beyhude isteklerinden de!
Ve tam da bu An’da,
Var mısın en derinden inanmaya?
Daima, Umudunu canlı diri ve taze tutmaya?
Gücünü Gönlün’den almaya,
Yeni’den hissederek yaşamaya?
Hadi Hatırla!
Sade’ce, en derinden hisset umutlarını ve başla birer birer her birini Gönül eşliğinde yaşamaya…
Diyerek, almış ayakkabılarını ve teslim etmiş Gönlün’e maviye boyanmış umutlarıyla…
Ve yan sokakta seslenmeye devam etmiş;
- Eskici geldiii Eskiciii!!!
Eskimiş Umutlar alıyorum!
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.