“İnsanın kendine ettiğini kimse etmez” sözünü işitmişsinizdir elbette…
Lakin hiç Duydunuz mu sahi ne diyor bu cümle?
Nitekim her işittiğini duymaz insan, tıpkı her baktığını görmediği ve her bildiğini idrak etmediği gibi…
…
Bazen insan bulunduğu yerden, ortamdan ve içinde bulunduğu halden,
Aslı’nda kendinden hoşnut değildir.
İşte böyle zamanlarda, İnsanın kurtuluşa ermesi feraha çıkması,
Ancak kendisini engelleyici olan kendisinden Uzaklaşması ile mümkündür!
Sözlük anlamı ile “Kurtuluş, Uzak” anlamına gelmekte olan VARESTE sözcüğü de, İşte tam da bu noktada mana bulur.
İnsan, ilerlemesinin Kurtuluşa ermesinin önünde engel olan kendi Karanlığından, “Ayakkabılarından” uzaklaştıkça Gönlün’e yakınlaşır.
Ayakkabılardan mana ise, hissetmeye engel olan Akıl ve Nefs’in Karanlığına düştüğü halleridir.
Nitekim İnsan Ancak yalın ayak kaldığında, hissede hissede, Gönül eşliğinde ilerlerken, her adımda Kurtuluşa yaklaşır!
Lakin Akıl ve Nefs Ayakkabıları ile adeta zırhını kuşanmış, hissetmekten uzak hallerde, zanları beyhude telaşları ve aklının oyunları içinde yürürken de, kendi kendine zulmedenlerden olur.
…
Oysa nefesinden uzaklaşan kurtuluşa yakın demektir!
Çünkü “Yaşamak” nefes almak demek değildir!
İnsanın, nefes alışının sesine değil, kalbinin atışında Gönlünün sesini duymaya ihtiyacı vardır.
Özünde saklı olan hazine sandığının, her kalp atışında, güm güm sesiyle, kapağı aç dediğini duymaya ihtiyacı vardır!
Ve, Kalp atışlarında Gönlünün sesini işitmeyen, Ayakkabılarını dinliyor demektir.
Aklının ve nefsinin söylediklerini dinleyen de,
Kendi kendine zulmedendir.