Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

AN’DA AÇILIR NİCE KAPILAR VE YİNE NİCELERİ AN’DA KAPANIRLAR…

Kapılar… Ne çok kapılar kapanmıştır, Ansızın hiç beklenmedik zamanlarda… Ve ne çok kapılar açılmıştır, Tam da her şey bitti denilen O An’da… Kapılar… İnsanoğlu çoğu zaman bihaberdir, Kendi elleriyle kapattığıdır oysa onlar, Ve pek azı hissederek şükreder, Lütfundandır, açılan tüm kapılar… Kapılar… Nice kapanmaz diye umulanlar, Bir de bakmışsın ki duvar olmuşlar, Ve nice açılmaz sanılanlar, Bir’den ardına kadar açılırlar… … Velhasıl kapılar, Mekanlar’ın insanlara, insanlarında mekanlara tesirinde birer aracıdırlar… Ve mekanlar arası geçişlerde, tesirlerini sadece fiziksel boyutta değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal boyutta da yaşatırlar. Ve “Kapı” kelimesi, tıpkı kapamak, kaplamak, kapanmak, kapsamak ve kapalı sözcükleri gibi "kap" kökünden gelir. Örten, içinde saklayan, bir şeyi çevreden yalıtmak üzere vazifesi olandır kapılar… Kimi zaman tek yönlü çalışırlar, kimi zamanda çift yönlü. Çift yönlü çalışanlar, hem açan hem de kapatan olması İle de, çift yönlü bir anlam taşırlar. Tek yönlü olanlarda ise , geri dönüşü yoktur. Bir kere atladımı o eşikten insan, artık bambaşka bir yere dahil olur. Tıpkı kalpler’in, Gönül’ün eşiğini geçerek içeriye girmesi ve sınırsız Gönül’de dört nala özgürlüğü hissederek ferahlık bulması gibi, nice kapılar vardır darlıktan, genişliğe ulaştıran… … Velhasıl, mana dilinde, kapıdan geçmek, bir sonraki seviyeye atlamak, bir yerde büyümek demektir. Tıpkı, dört kapıdan geçilmiş, Gönül eşiğine gelinmiş olmak misali, ötelere geçmek için, nice kapı olmayan kapılardan geçilir de, o eşikte kim bilir kimler bekletilir… Elbette eşiğe gelip dönmek de vardır, eşikten ötelere geçmek de… Dönenler kalbe düşer, geçenler ise Gönül’e girer… Kapıdan geçmeye Gönlü olmayanda, Öylece gerisin geriye, uğurlanır Aşk ile… Ve en önemlisi ise, An’da yapan eden olmaktır! Ertelemeden, bahaneler gerekçeler üretmeden, üşenmeden, acizlik ve tembellik etmeden tam da o An’da yapan olmaktır. Çünkü kapıların açılması ya da kapanması Gönül’e bağlanmıştır. An’da oluşan yoğun derin hissiyatı, anda idrak ederek, Gönül verenlere açılır kapılar… Gönülsüz olanlara ise, kapı duvar olmuştur da, kaçırdıkları kapıların ardından öylece bakakalırlar… Ve kim bilir O kapılar, bir daha ne vakit açılırlar… Sahi bir daha açılırlar mı?
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2024 - Salı

AN’DA AÇILIR NİCE KAPILAR VE YİNE NİCELERİ AN’DA KAPANIRLAR…

Kapılar…
Ne çok kapılar kapanmıştır, Ansızın hiç beklenmedik zamanlarda…
Ve ne çok kapılar açılmıştır, Tam da her şey bitti denilen O An’da…
Kapılar…
İnsanoğlu çoğu zaman bihaberdir, Kendi elleriyle kapattığıdır oysa onlar,
Ve pek azı hissederek şükreder, Lütfundandır, açılan tüm kapılar…
Kapılar…
Nice kapanmaz diye umulanlar, Bir de bakmışsın ki duvar olmuşlar,
Ve nice açılmaz sanılanlar, Bir’den ardına kadar açılırlar…
Velhasıl kapılar, Mekanlar’ın insanlara, insanlarında mekanlara tesirinde birer aracıdırlar…
Ve mekanlar arası geçişlerde, tesirlerini sadece fiziksel boyutta değil, aynı zamanda duygusal ve ruhsal boyutta da yaşatırlar.
Ve “Kapı” kelimesi, tıpkı kapamak, kaplamak, kapanmak, kapsamak ve kapalı sözcükleri gibi "kap" kökünden gelir. Örten, içinde saklayan, bir şeyi çevreden yalıtmak üzere vazifesi olandır kapılar…
Kimi zaman tek yönlü çalışırlar, kimi zamanda çift yönlü. Çift yönlü çalışanlar, hem açan hem de kapatan olması İle de, çift yönlü bir anlam taşırlar.
Tek yönlü olanlarda ise , geri dönüşü yoktur. Bir kere atladımı o eşikten insan, artık bambaşka bir yere dahil olur. Tıpkı kalpler’in, Gönül’ün eşiğini geçerek içeriye girmesi ve sınırsız Gönül’de dört nala özgürlüğü hissederek ferahlık bulması gibi, nice kapılar vardır darlıktan, genişliğe ulaştıran…
Velhasıl, mana dilinde, kapıdan geçmek, bir sonraki seviyeye atlamak, bir yerde büyümek demektir. Tıpkı, dört kapıdan geçilmiş, Gönül eşiğine gelinmiş olmak misali, ötelere geçmek için, nice kapı olmayan kapılardan geçilir de, o eşikte kim bilir kimler bekletilir…
Elbette eşiğe gelip dönmek de vardır, eşikten ötelere geçmek de…
Dönenler kalbe düşer, geçenler ise Gönül’e girer…
Kapıdan geçmeye Gönlü olmayanda,
Öylece gerisin geriye, uğurlanır Aşk ile…
Ve en önemlisi ise,
An’da yapan eden olmaktır!
Ertelemeden, bahaneler gerekçeler üretmeden, üşenmeden, acizlik ve tembellik etmeden tam da o An’da yapan olmaktır.
Çünkü kapıların açılması ya da kapanması Gönül’e bağlanmıştır. An’da oluşan yoğun derin hissiyatı, anda idrak ederek, Gönül verenlere açılır kapılar…
Gönülsüz olanlara ise, kapı duvar olmuştur da, kaçırdıkları kapıların ardından öylece bakakalırlar…
Ve kim bilir O kapılar, bir daha ne vakit açılırlar…
Sahi bir daha açılırlar mı?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.