Özgün mimarileri, yazıları ve süslemeleriyle, tarihin birer tanıklıklarıdır çeşmeler…
Kültürel mirasın önemli simgeleri olarak, her dönemin kendine özgü izlerini üzerinde taşırlar. Yapıldığı dönemin malzeme, strüktür ve sanat anlayışını yine en çarpıcı şekilde ortaya koyarlar.
İnsan yaşamının vazgeçilmez gereksinimlerinden olan suyun, kaynaktan insana ulaştığı son nokta olan çeşmeler, kenti ve bulunduğu dokuyu anlamlandıran, döneminin mimari zevkini ve özelliklerini yansıtan birer gösterge olarak da karşımıza çıkarlar…
Taşıdığı yalnızca su değildir! Canlılıktır! Diriliktir! Dokuduğu her kuru toprağa can verir, kana kana içen nice canlara hayat verir.
Ve Kalanlar, gidenlerin ardından yaptırdıkları çeşmeler ile, manevi anlamda da huzur bulurlar, buldururlar…
Çünkü bir yandan, Onların daima Gönüller’inde var olduklarına şahitlik ederken, bir yandan da, Gönüller’e hizmet etmenin Huşu sonuçlarını yaşarlar, yaşatırlar…
Bu bağlamda, kendini yeniden İmar ederek, Gönlün’ün mimari olmaya niyet edenlerin de; Tıpkı birer akar çeşme misali, kim geldi kim gitti bakmaksızın, kalanın Bir Tek Aşk olduğunu hissederek, kaynağından geldiği gibi, O saflıkta akmaya Gönül vermesi gerekir. Üstelik kim tasını doldurur, kim boş geçer aldırış etmeden, hizmet üzere, Sade’ce akmaya Gönül vererek…
Ve İmar edilmiş bir kalp, Gönül Olurken, incinmek, alınmak, küsmek, kırılmak gibi haller barındırmaz elbette…
Hiç bir kirli kelimeye bulaşmadan, bulanmadan dolanmadan, sadelikle tertemiz akmaya Gönül verilir.
Çünkü insanın içinde bulunduğu haller, ağzından çıkan sözler, tıpkı çeşmelerin mimarisi ile, içinde bulunduğu dönemin kültürünü, anlayışını kavrayışını yansıtması misali, İnsanın da iç aleminde olanı yansıtan, kalbinde olana şahitlik edenlerdir.
Bu sebeple; Mevlana’nın dizlerinde dile getirdiği gibi;
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Kirlenmeden, kirletmeden, Akar Çeşme misali Gönül olmak, sadece tertemiz akmak lazım…
Ve her nefeste yeniden, yeniden başlamak lazım, yorulmadan yılmadan ve umutsuz olmadan…