Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

EŞİKLER VE ÖTELER

Eşik kelimesi hayatın içinde pek çok anlamda karşımıza çıkar. Sözlükte, en temel anlamı İle “kapı girişi, kapı boşluğunun alt kısmında bulunan basamak” olarak tanımlanır. Ancak eşik kelimesi, kapı geçişlerini temsil eden manasının yanısıra, mimaride, tasavvufta, müzikte, coğrafyada, psikolojide, sosyolojide, tıpta ve hayatın daha pek çok alanında karşımıza çıkan bir terimdir. … Mimari bir terim olarak eşik; “Yapıda içeri ile dışarıyı ayırmaya yarayan, var olan iki alanın yüksekliğinden biraz fazla olan kısımdır.” Mekanları birbirinden ayıran bu eşikler, mekanın bir parçası olan ve genel itibariyle geçilecek olan mekanın girişi veya ön tarafı olarak kullanılan alanlardır. Bu bağlamda; Eşik hem ulaşılması gereken hem de aşılması gereken bir mekanı temsil edebileceği gibi, aşılmaması gereken bir mekanın inşaası içinde kullanılabilir. Ve benzer bir biçimde, eşikler, hayatın içinde de, tıpkı mimaride mekanlar arası geçişlerdeki mananın bir yansıması olarak, İnsanın atladığı aşamaları, geçtiği halleri ve öncesi ile sonrası arasındaki farkı anlatmak için de kullanılır. Örneğin “bir eşikten atlar insan” denir. Yani, eşik bir diğer manada insanın geçtiği aşamaları temsil eder. Hayatın içindeki eşikler, insanı sürekli olarak bir halden başka bir hale geçirirler. Örneğin, mesleki anlamda eşikler, okul ve eğitim hayatına dair eşikler, toyluk ve olgunluk dönemi eşikleri gibi… Acı eşiği, işitme eşiği, sinir eşiği gibi… Yahut doğumun ya da ölümün eşiğinde olmak gibi… … Mana aleminde ise, Gönül eşiğine ulaşmak üzere yola çıkanlara, “Eşiğin ötesi vardır” denilerek, Gönül’e dahil olma hallerine işaret edilir. Eşiğin Tasavvuftaki karşılığı ise; Zahirden batına, mecazdan hakikate geçilmesini sağlayan yerdir. Tıpkı Tapduk Emre ile Yunus Emre arasında geçen hikayede anlatıldığı üzere, Yunus Emre’nin, Tapduk Emre’yi eşikte beklemesinde, Eşik manevi bir imtihandır Yunus Emre’ye... Ve “Bizim Yunus” hitabı ise, imtihandan geçtin demek üzere kullanılan bir semboldür mana aleminde. Eşikte kalma durumu ise bir nevi Araf’ta kalmak gibidir. İçeri girme umudunu taşımak İle birlikte, eşiği atlayamama ihtimalininde tedirginliği yaşanır. Böylelikle, kişiyi eşiğe getiren eylem ve düşünceler nihayetinde eşiğin ötesi ile ilgili birtakım beklentileri de beraberinde getirirler. Ve Gönül’e dahil olmak üzere eşiğe varanlar, Ya şaşmaz eminlik içinde, sabır İle Gönül vermeye devam ederek eşiği atlayan ve sınırlarını aşarak, ötelere geçen olurlar, Ya da meşakkatli süreçlere dayanamayarak pes ederler ve gerisin geriye Gönül eşiğinden kalbe düşerler. Velhasıl, Eşikler, ötesi olanla da ilintilidirler. Ve herbir karar anı, ötelere geçmek yahut gerisin geriye düşmek üzere, Gönül vermek yahut pes etmek için, bir eşikte bulunulduğunun da bir göstergesidir.
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2024 - Salı

EŞİKLER VE ÖTELER

Eşik kelimesi hayatın içinde pek çok anlamda karşımıza çıkar. Sözlükte, en temel anlamı İle “kapı girişi, kapı boşluğunun alt kısmında bulunan basamak” olarak tanımlanır.
Ancak eşik kelimesi, kapı geçişlerini temsil eden manasının yanısıra, mimaride, tasavvufta, müzikte, coğrafyada, psikolojide, sosyolojide, tıpta ve hayatın daha pek çok alanında karşımıza çıkan bir terimdir.
Mimari bir terim olarak eşik;
“Yapıda içeri ile dışarıyı ayırmaya yarayan, var olan iki alanın yüksekliğinden biraz fazla olan kısımdır.”
Mekanları birbirinden ayıran bu eşikler, mekanın bir parçası olan ve genel itibariyle geçilecek olan mekanın girişi veya ön tarafı olarak kullanılan alanlardır.
Bu bağlamda;
Eşik hem ulaşılması gereken hem de aşılması gereken bir mekanı temsil edebileceği gibi, aşılmaması gereken bir mekanın inşaası içinde kullanılabilir.
Ve benzer bir biçimde, eşikler, hayatın içinde de, tıpkı mimaride mekanlar arası geçişlerdeki mananın bir yansıması olarak,
İnsanın atladığı aşamaları, geçtiği halleri ve öncesi ile sonrası arasındaki farkı anlatmak için de kullanılır.
Örneğin “bir eşikten atlar insan” denir.
Yani, eşik bir diğer manada insanın geçtiği aşamaları temsil eder. Hayatın içindeki eşikler, insanı sürekli olarak bir halden başka bir hale geçirirler.
Örneğin, mesleki anlamda eşikler, okul ve eğitim hayatına dair eşikler, toyluk ve olgunluk dönemi eşikleri gibi…
Acı eşiği, işitme eşiği, sinir eşiği gibi…
Yahut doğumun ya da ölümün eşiğinde olmak gibi…
Mana aleminde ise, Gönül eşiğine ulaşmak üzere yola çıkanlara, “Eşiğin ötesi vardır” denilerek,
Gönül’e dahil olma hallerine işaret edilir.
Eşiğin Tasavvuftaki karşılığı ise;
Zahirden batına, mecazdan hakikate geçilmesini sağlayan yerdir.
Tıpkı Tapduk Emre ile Yunus Emre arasında geçen hikayede anlatıldığı üzere,
Yunus Emre’nin, Tapduk Emre’yi eşikte beklemesinde,
Eşik manevi bir imtihandır Yunus Emre’ye...
Ve “Bizim Yunus” hitabı ise, imtihandan geçtin demek üzere kullanılan bir semboldür mana aleminde.
Eşikte kalma durumu ise bir nevi Araf’ta kalmak gibidir. İçeri girme umudunu taşımak İle birlikte, eşiği atlayamama ihtimalininde tedirginliği yaşanır.
Böylelikle, kişiyi eşiğe getiren eylem ve düşünceler nihayetinde eşiğin ötesi ile ilgili birtakım beklentileri de beraberinde getirirler.
Ve Gönül’e dahil olmak üzere eşiğe varanlar,
Ya şaşmaz eminlik içinde, sabır İle Gönül vermeye devam ederek eşiği atlayan ve sınırlarını aşarak, ötelere geçen olurlar,
Ya da meşakkatli süreçlere dayanamayarak pes ederler ve gerisin geriye Gönül eşiğinden kalbe düşerler.
Velhasıl,
Eşikler, ötesi olanla da ilintilidirler.
Ve herbir karar anı, ötelere geçmek yahut gerisin geriye düşmek üzere, Gönül vermek yahut pes etmek için, bir eşikte bulunulduğunun da bir göstergesidir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.