İnsanlar hayatın içinde,zaman zaman çeşit çeşit insanla ve olayla karşılaşır. Hatta bazen öyle bir An olur ki, kendini hiç anlamadığı olaylar zincirinin içinde buluverir. Sonra üstünden bir zaman geçip, ilk şoku atlatınca da, düşünmeye başlar “Neydi şimdi bu olan?
Örneğin siz ana yolda, şeridinizde, ışıkta öylece beklerken, birden arabanın camının tıklanma sesiyle irkilebilirsiniz. Bir bakarsınız ki yan yoldan çıkan bir aracın şöförü inmiş, “yolumu tıkıyorsun çekilsene” diyerek öfke saçıp, sonra da arabasına geri gidebilir. Siz ne olduğunu dahi anlamadan adama saf saf bakarken, önünüzde ve arkanızda duran araçlara bakarak, “ nereye çekilebilirim ki, acaba neydi şimdi bu olan?” derken bulabilirsiniz kendinizi…
Ya da bir markette kasanın önünde sıranızı beklerken, önünüzdeki biri çocuğuyla uğraştığı bir esnada, birden size dönerek “ öyle giyinip süslenmekle olmuyor” diyerek, çocuğuyla yaşadığı arbedenin negatif enerjisini sizin üzerinize boşaltmak isteyebilir. Ve siz “ neydi bu olan şimdi?” derken bulabilirsiniz kendinizi…
Veya bir sabah, evde gayet neşeli ve enerjinizin oldukça yüksek olduğu bir anda, eşiniz, kardeşiniz ya da ailenizden biri tarafından, birden bire çok anlamsız, saçma bir tartışmanın içine çekilebilirsiniz. Ve “neydi bu şimdi” dediğiniz, negatif bir enerji bombardımanına tutulabilirsiniz.
Yani hayatın içinde, bir şekilde enerji vampirleriyle karşılaşmanız mümkündür. Ve bu olayların hepsinde, yapacağınız seçimler sizin akibetinizi belirleyecektir. Günün kalanını öfkelenerek “ruh hastası mıdır, deli midir” diyerek münakaşayla mı geçireceksiniz, yoksa enerjinizin çalınmasına müsade etmeyerek güzellikleri çoğaltmaya mı yöneleceksiniz?
Ancak buradaki asıl önemli olan nokta şudur;
Neden bunlar sizin başınıza geldi?
Eğer başladıysa yolculuğunuz kendinizi keşfetmeye, şu soru döner durur içinizde;
“NEYDİ ŞİMDİ BU OLAN?”
…
İnsan, hayatın içinde, pek çok kez, “nasıl oldu hiç anlamadım”dediği, bu ve benzeri halleri, deneyimlerken bulabilir kendini…
Çünkü olan her şey, olması gerektiği gibi olmuştur. Yani her bir denk getiriliş bir Hikmet üzeredir, tesadüf değildir. Tam da O An’da neyi görmeye ihtiyacınız varsa, ona göre karşınıza çıkarılır. Yani müfredata göre, Aleminizde vücut bulur. Bir ete kemiğe bürünmüş üzerinden, kendinizi okumanıza vesile olur.
Hani “Mümin, müminin aynasıdır” denir ya, işte insan ancak diğer insanlar İle olan ilişkilerinde, onlara olan davranışlarında kendi hakikatini görebilir. Eğer bir insan, sürekli kusur görüyor, durmadan başkalarını eleştiriyorsa, aslında O aynalarda hep kendini görüyor demektir. Yani asıl mesele, aynadaki görüntüyü beğenmeyenin, aynayla kavga etmek yerine, kendine çeki düzen vermesidir.
Çünkü, İnsan nefsinin peşinde sürüklendiği dönemlerinde hep dışarıda bir günah keçisi bulur. Her daim haklıdır ve başına gelenler hep birileri yüzünden olmuştur. “O bana şunu şunu yaptı, unutmuyorum, şöyle dedi affetmiyorum, ben onun yüzünden bu haldeyim” vb cümlelerle, aslında sadece nefsini avutur ve kendini uyutur masallarla ninnilerle…
Oysa hakikat şapkasını önüne alıp kendiyle yüzleşebilenlere aşikar olur. Yaşadığı olaylarda “ burda neyi görmeliyim, hangi hal üzereyim” diye samimiyetle soranlara cevaplar gelir. Çünkü İnsan, Nefsine hakim olmak ve Aklını ıslah etmek üzere Gönül verdikçe yol alabilir.
İnsanın, Nefse dair bu çekişmelerden, dengede(merkezinde) kalarak çıkması için de kendini, enerji alanını temiz tutması çok önemlidir. Nitekim bilindiği üzere büyük cihad insanın nefsiyle olandır.
Öfkesine yenilen ve kötülüğe dahil olan mı, yoksa tertemiz bir niyetle ve samimiyetle iyiliğe dahil olmak üzere emek veren mi olundu, İşte burası önemlidir.
Çünkü tüm olanlar, insanın içinde bulunduğu hale, kendine bizzat şahit olması için yaşanır.
“O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.” (Yâsîn Suresi 65. Ayet)
İnsanın diliyle neler söylediği değil, halinin ne üzere olduğudur asıl şahidi!
Ve şimdi bir düşünelim bakalım,
Nelere şahit oldun bugün?
Öfke? kıskançlık? gazap? kin? nefret?kötü sözler? kalp kırmak? Gönül incitmek? Dedikodu yapmak? İftira atmak? Hak yemek? Yalan söylemek? Böbürlenmek? Kibirlenmek?
Ya da Aşk? Sevgi? Huzur? İyilik? Güzellik? Tatlı söz? Gönül alma? Yardımlaşma? Destek olma? Hal hatır sorma? Yaraya merhem olma? Hakk ile bağ kurma?
Bugün hangisine şahitlik etti halin?