Yeni bir yıl, yeni bir yaş daha… Yeni umutlara, taze baharlara ve yeniden canlanıp yaşanacaklara, dilekler ve dualarla, birer vesile olurlar insanlara… Ve Kut’larken O Anları, “KUTlu OLsun” derken yüreğiyle, tüm coşkusuyla, Canı Gönül’den hissetmek gerek manasını… “Kutlu” kelimesi, eski Türkçede “kut”kökünden gelir. Kut ise tüm varlıklardan yüce olan, O sonsuz Kudret’e işaret eder. Kutlu gün olsun derken insan, aslında O yüce Kudret’le olduğu güne “kutlu gün” der… Ve “KUTlu OLsun” temennisi ile, Onun tarafından gönderilen, ikramlarla, armağanlarla, güzelliklere ve iyiliklere erişmeyi diler… … O halde güzel dileklerle, temennilerle ve dualarla uğurlayalım geçen yılı ve umutla sevgiyle kucaklayalım yeni yılı… Bunların sadece söz de kalmaması, alemimize, dünyamıza inmesi içinde, eylemlerimiz ile destekleyelim dileklerimizi ve dualarımızı… Çünkü dilemek istemekten öte bir haldir. İnsan zihin ile bir çok şeyi isteyebilir. O da olsun, şu da olsun derken, hep bir eksiklik, yetmezlik ve yetersizlik halinde bulur kendini. Oysa Gönül’den dilemek başkadır. Önce, BİRden BİRe içinizden, samimi ve temiz bir niyet geçer. Ardından niyetlere göre yapılan eylemler gelir. Ve akabinde, niyetlerin ve bu emeklerin sonuçları, insanın dünyasına, alemlerine inmeye başlar ve böylece insan ahiretini yaşamaya başlar. Bu bağlamda, bugün yaşadıkları Dün’ün ahireti idi. Dün Neler ektiyse insan, bugün onları biçti. Bugün’ün ahireti de yarın olacağına göre, yarınımızın( yani ahiretimizin) güzel olması için bugünümüzü güzel inşa edelim. Öyle oturduğumuz yerden, kuru kuru istemekten, arzulamaktan ötede bir hal ile, niyetlerimizi, samimiyetle emek verdiğimiz eylemler ile besleyelim. Sonra bir muhasebe yapalım geçmişe dönüp, mizanımıza bir bakalım ve neleri değiştirmek isterdik bir gözden geçirelim. Eğer değiştirmek istediğimiz hayatımızdaki insanlarsa, öncelikle kimsenin kimseyi değiştiremeyeceğini, ancak kendimizi dönüştürünce, O aynalardan bize yansıyanların da değişeceğini kabul edelim. Hani bir söz vardır ya; “ sen değiş, dünyan değişsin” diye, İşte İnsan ancak kendini dönüştürdüğünde, dünyası da dönüşüyor. O halde yeni bir yıla girerken, şöyle bir dönüp bakalım, neleri dönüştürmeliyiz? Neler bizim dünyamızı kirletiyor, bizi sıkıntıya sokuyor? Neler bizi OLmak istemediğimiz hallerde bırakıyor? Örneğin sürekli insanları bekleten bir dünün varsa ve bu yüzden sürekli sıkıntı yaşıyorsan, gel bugün bekleten değil bekleyen olmayı, yani O Sabrı deneyimleyen olmayı seç ve eylemlerini dönüştür. Bak o zaman dünyan nasıl dönüşecek? Sana sıkıntı veren nice haller nasıl aleminden düşecek… Hadi bu yeni yılda dönüşelim yenilenelim…Öfkeyle, kin ve nefretle, kötü sözler söyleyerek, kalpler kırarak huzurdan yoksun kalınan Anlardan arınalım… Cennetten kovulmuş, ziyan olmuş bir ömürden, aydınlığa çıkmak için Gönül verelim. Dünyamıza barışın, huzurun, iyiliklerin ve güzelliklerin inmesi için, önce kendimizdeki bu negatif sıfatları dönüştürelim. Çünkü mis kokan yerlere, Gül bahçelerine, bülbüller gelir şen şarkılarla… … Velhasıl, her insan için ne kadar bir süre olduğu meçhul olan O ömür sermayesinden, bir yıl daha tükendi… Kalan ömrümüzün ne kadar olduğunu bilmesekte, geçen ömrümüzden daha hayırlı olması, daha bir Aşkla ve sevgiyle geçmesi için niyet edelim… Ne yaşarsak yaşayalım, saygı ve sevgi eşliğinde, değer vererek, önemseyerek ve güzellikleri çoğaltarak yaşamak için emek verelim. Geçmişin yüklerinden, geleceğin kaygılarından arınarak, An’ın içinde yaşAnAn, nice güzel yaş almalar olsun! Lakin en önemlisi İLLA AŞK ile OLsun! Ve Yeni yıl, KUT’lu BİR yıl olsun! Herkese Saygı ve Sevgi ile Selamlar…