Birçok sanatçı, düşünür, yazar, bilim adamı ve lider çok eskiden beri çalışmanın öneminden bahsetmişlerdir. Peki bu insanların çalışmak ile ilgili dertleri neydi ki bunca sözü söylemişlerdir?
Şöyle bir bakalım çalışmak ile ilgili neler söylemiş tarihe iz bırakan bu insanlar…
İlk olarak Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bir sözü ile başlayalım;
“Çalışmak, ilk sıkıntılara ve isteksizliklere üstün gelindikten sonra, en şiddetli bir zevktir. Çalışmayı ceza saymak, onun güzelliğini ve iyiliklerini tanımamak, tabiata karşı haksızlık olur.”
O halde insan, çalışmanın güzelliklerini keşfederek aslında kendi hakikatine haksızlık etmekten kurtulan olur.
Çalışma kültürü erken yaşlarda kazanılması gereken bir olgudur. Onun zevkini almamış, nimetlerini tatmamış birisi için çalışmak bir yük ve eziyet gibi gelebilir. Oysa erken yaşlarda bu alışkanlığı kazananalar için çalışmak büyük bir armağan olur.
Ve İnsan çalışmaktan dolayı yorulmaz. İnsanları yoran şey, stres, endişe, korku ve yaşadığı kırgınlıklardır, hayal kırıklıklarıdır.
Goethe “Çalışmak ve iyilik etmek, Tanrının bize öyle bir ihsanıdır ki; seven ve mutsuz olan kalplerde aşkın yerini tutar.” derken, Dostoyevski “Aşkla yapılmış ölesiye bir çalışma, işte gerçek mutluluk.” demiştir.
Çalışmak, Aşk’ın ete kemiğe bürünmüş hali gibidir. Yani sevdiği işi yapan insan için çalışmak sadece o sevginin görünür hale gelmesine vesiledir.
Thomas Edison’un “Hayatımda bir gün bile çalışmadım. Hepsi keyiften ibaretti.” Sözü ile anlattığı da bu değil midir?
Yine Konfüçyüs “Sevdiğiniz mesleği seçin. Böylece bir gün bile çalışmak zorunda kalmazsınız. “ derken hep aynı noktaya değinmişlerdir.
Bu âlemde herkesin, her şeyin bir önemi ve vazifesi vardır, bir Yaradılış gayesi vardır. İnsana düşen bunu idrak ederek, kendi hakikatine uygun olanı en iyi şekilde ortaya çıkarmak üzere gönülden emek veren olmasıdır.
Charlie Chaplin’in “Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun. “ sözü de kişinin kendi gerçeğine odaklanmasını öğütler.
Michelangelo ise “İnsanlar, benim ustalığımı elde etmek için ne kadar sıkı çalıştığımı bilseler, onun o kadar hayret edilecek bir şey olmadığını anlarlardı.” Derken, hiçbir başarının tesadüf olmadığını, yani yine emek vermenin çalışmanın önemini anlatır.
Edmund Burke ise “Yararlı çalışmaların çoğu, biraz daha çalışmamak yüzünden boşa gider.” der.
İşte tamda bu noktada sabır devreye girer. Gönülden emek vermek ve sabırlı olmak bu yolda olmazsa olmaz iki önemli anahtardır.
Konfüçyus ise, “Tek başına bile çalışsan, sanki birileri gözlüyormuş gibi çalışacaksın.” demiş.
Her an bizi gözleyen Allah’ın huzurunda olduğunu hisseden insan için, çalışmak Aşk’la yapılan bir ibadete dönüşür.
Ve “İnsanoğlu için en kutsal ibadet; çalışmak, doğruluk ve insan sevgisidir” der Hacı Bektaş Veli…
Çalışmak üretmek üzere, vazifesini en iyi şekilde yapan olmak için, Gönülden dilemek ve dua etmek de gerekir elbette. Lakin sadece kuru kuru dua etmek ne kadar inandırıcı olur? “Çalışmadan dua eden, silahsız harbe giden gibidir.”sözü de bu konuya dair yerinde bir örneklemedir.
Ve Son olarak Kuran’da çalışmak İle ilgili ayetlere bakarsak;
“İnsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır. Çalışmasının karşılığı da yakında kendisine gösterilecektir. Sonra ona emeğinin karşılığı tastamam ödenecektir!”
( Necm /39-40- 41. Ayet)
“…Erkeklere çalışıp kazandıklarından bir pay olduğu gibi, kadınlara da çalışıp kazandıklarından bir pay vardır. O halde çalışın da, daha hayırlı şeyleri Allah’ın lutfundan isteyin. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir.
(Nisâ / 32. Ayet)
“Bir işi bitirip boş kalınca hemen kalk başka bir işe koyul.”
(“Burada “Bir işe Gönül verince arkasında dik dur” mesajı da söz konusudur.”)
(İnşirâh Suresi 7. Ayet)
Ayetleri İle de çalışmanın insan hayatındaki yeri ve önemi vurgulanır.
İnşallah her Can, kendi hakikatine uygun olan işe Gönül vererek, Aşk’la emek veren ve bütünün iyiliğine hizmet eden olsun!