Bu yazının yazıldığı günün sabahında Suriyeli muhalifler Şam’ı almıştı ve Esad ailesinin yarım asırlık saltanatı sona ermişti. 12 yıl süren savaşın son on gününde dananın kuyruğu kopmuştu. İran ve Rusya gibi destekçilerine rağmen Esad ülkeyi terk etmişti. Yazının yazıldığı dakikalarda akıbeti meçhuldü. Uçağının radardan kaybolduğunu iddia eden de var. Rusya’ya kaçtığını söyleyen de. 20 farklı grubu içinde barındırdığı söylenen muhaliflerin önünde çok bilinmeyenli ve seçenekli bir süreç var.
Muhaliflerin lideri geleceğe yönelik mesajlar verse de neyi ne kadar gerçekleştireceği bilinmiyor. Çünkü coğrafyamızda teori ve pratik birbirini tutmuyor. Belki de bu gruplar birbiri ile savaşacak ve devrim kendi çocuklarını yiyecek. Her durumda olan halka oluyor. Yeni dönemi yönetme işini ABD ve Rusya eline alırsa muhalif gruplar savaşacaktır. Bu da Müslüman kanının dökülmesine sebep olacaktır. Bu nedenle adı ne olursa olsun bu süreç Türkiye’nin iradesi ile yürütülmelidir. Türkiye karar verici olmazsa ABD’nin terör örgütüne alan açacağı kesindir.
1974’ten beri zikri bu topluma uzak gelse de adı konulmamış veya resmi bir ilhak coğrafyamıza huzur getirebilir. Yani Türkiye’nin Halep, Hama, Humus ve Şam olmak üzere Suriye’nin bir bölümünü ilhak etmesi uygun olacaktır. Diğer türlü ABD, Rusya ve İran muhalif grupları bölgede hem birbirlerinin hem de komşu devletlerin üzerine salar. Özetle temennimiz şudur ki: Hak gelsin Batıl zail olsun.
İBN’ÜL ADİM
Halep kalesine Türk bayrağı dikildiği sırada Selçuklu tarihini de yazmış olan İbn’ül Adim’i sizlere tanıtmayı düşünmüştüm. Kaleme aldığı Halep tarihinde bu coğrafyada izler bırakmış Selçukluları da anlatan yazar anlattığı dönemle ilgili birinci el bir kaynaktır. Eserini Ali Sevim Türkçe ’ye tercüme etmiştir.
1192 yılında Halep’te doğdu. İlk eğitimini ulema olan babası ve amcasından aldı. Devrin önemli âlimlerinde hadis, fıkıh, tefsir başta olmak üzere İslami ilimler öğrendi. İlim öğrenmek için Bağdat ve Hicaz’a rihle yani ilim yolculuğu yaptı. Eyyübi meliki Zahir onu müderris ve Halep kadısı yaptı. Eyyübi meliki Aziz devrinde vezir yapıldı. Eyyübiler adına Dımaşk, Antep, Kayseri, Hama, Humus, Kahire ve Bağdat’a özel elçi sıfatıyla seyahatler yaptı ve kendisine verilen bütün görevleri başarı ile yürüttü. Moğol istilası sonrası Mısır’a gitti. Hülagü tarafından kadılık teklif edildiyse de teklifi kabul etmedi. Memluklerin Moğolları 1260 Aynicalut’ta yenmesi üzerine Halep’ e geri döndü. Doğduğu şehrin harap halini görünce Mısır’a gitti. 1262 yılında orada vefat etti. Bizim tarihimiz için kıymeti eserler yazdı. En önemlisi ise Buġyetü’ṭ-ṭaleb fî târîḫi Ḥaleb isimli eseridir. Selçuklu ve Eyyübiler dönemleri için ana kaynaktır. Allah ondan razı olsun.
Selam ve dua ile.