Türkiye gündemi, haftalardır bir kaç kuruşluk dünya menfaati uğruna, minik minik bebekleri katleden beyaz önlüklü katiller topluluğu olan yeni doğan çetesi ile meşgul. İşin içerisinde olan itirafçılara göre; 'daha bunlar buz dağının görünen kısmı' diyorlar. Bu da ayrı bir tehlike... 3,5 gram esrar ya da eroin ile yakalanan gencecik bedenler 10-20 yıl hapse mahkûm edilirken, bu gençleri zehirleyen baronların elini kolunu sallayarak dışarıda gezmesi başka bir tehlike... Kumar oynayanlar, esrar-eroin kullananlar sanatçılardan olunca yargının gerekli cezayı vermeyip serbest bırakması, adalet ile hükmedemeyen bir yargının olması başka bir tehlike... Yıllarca alnının akıyla okumuş, her türlü sınavdan başarıyla geçmiş öğrencinin atanamayıp, işin ehli olmadığı halde, dayılarının vasıtasıyla hak etmediği kurum ve kuruluşların başına geçen liyakatsiz, torpilli adamların, alın teri ile mücadele edenin tepesine dikilip amirlik yapması eğitimdeki farklı bir tehlike... Beline silah takarak adam öldürüp cinayet işlemek için fırsat kollayan, hatta bunu bir' racon kesme' olarak gören bir takım çehrelerin, cezasız kalması ya da gerekli cezayı alamaması hukuki düzende bir başka tehlike... Türlü türlü yalanlarla, türlü türlü gammazlıklarla müşterileri kandırarak göz boyama ile vatandaşı aldatmak ve haksız kazanç elde etmek ticarette bambaşka bir tehlike... Hayatı boyunca vergisini aksatmadan ödeyenlerin ödüllendirilmediği, lakin vergisini ödemeyerek sonunda vergi affına talip olması ekonomik sistemde görülmemiş bir tehlike... Aile kültüründen uzak, aile ahlak ve edebinden yoksun başıboş gençlerin yetişip toplumun başına bela olması anlatılamaz Bir tehlike... Anasına babasına bakmaktan aciz, anne babayı evde fazla gören evlatların ana babalarını huzurevine postalaması tarifi mümkün olmayan vicdansız Bir tehlike... Maneviyatsız nesillerin her tarafı kuşattığı şu dünyada, imandan vicdandan yoksun nesillerin olması toplumsal anlamda tarifsiz bir tehlike... Düşmanlar etrafımızı sarmış, aziz vatanımızı kuşatmak üzere tüm güçlerini birleştirmiş, bizler ise hala içimizde didik didik birbirimizle hesaplaşmamız, kutuplara ayrılmamız farklı farklı fırkalara bölünmemiz ihracı olmayan çok büyük bir tehlike... Tehlike, tehlike, tehlike!!!. Yazımın başından beri farklı farklı tehlikeler yazdım. Peki, nedir en büyük tehlike? Yaklaşan tehlike nedir? Ben de bilmiyordum ama Kur'an'a sordum Kur'an cevap verdi. Bakın Kur'an'a göre en büyük tehlike ve en tehlikeli insan kimdir: "Allah, aklını kullanmayanları en yüz kızartıcı iğrençliğin kucağına atar. Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. (O, akıl ve iradelerini iman tarafına kullananlara iman nasib eder). Aklını kullanmayanları ise iğrenç pislikler içerisinde bırakır. (Yunus Suresi 100. Ayet) "Şüphesiz ki, Allah katında canlıların en şerlisi ve en tehlikelisi, ilâhî gerçekleri düşünüp anlamayan o sağırlar ve dilsizlerdir." (Enfal Suresi 22. Ayet) Sorduğumuz sorunun cevabını verecek olursak; yaklaşan en büyük tehlike  'Akıl sağlığımızı kaybetmemiz vicdanımızı kaybetmemiz. Aklını kullanmayan insanlar hayvanlardan daha aşağı bir hale gelir. Akıl kaybolursa vicdan, azgınlığın ve ahlaksızlığın girdabında da boğulur. Sonuç hüsran olur. Ve nesillerimiz şu an aklını kullanmayı bilmiyor. Aklıyla hareket etmiyor. Her geçen gün mankurtlaştırılıyor. Maneviyattan uzaklaştırılıyor. Bence yetkililerin, akıl sahiplerinin gündemde tutacağı bir numaralı madde' akıl ve iman bütünlüğü'... Akıl ve iman olmazsa belalarla karşı karşıya kalırız. Nihayetinde akılsız ve imansız nesiller yetişir. Böyle yetişen nesillerle aziz olmak mümkün değil. Olsak olsak ancak rezil oluruz. Aklını kullanabilen, vicdanının sesini duyabilen insanlardan olmak temenni ve istekleriyle… Esen kalın…