Anma ve kutlama programlarını tasvip etmediğimi daha önceki yazılarımda beyan etmiştim.
Sebebi de; bir şeyi anmak değil anlamak gerekir. Anlamını, manasını yitiren kavramlar ve değerler, anılarak hatırlanmaz ve amacına da asla ulaşmaz. Öğretmenler günü adı verilen yaklaşan 24 Kasım'ı da doğru bulmuyorum. Anneler günü, babalar günü öğretmenler günü falan filan.. Bu kişilere olan sevgi ve saygı günübirlik gösterilmez. Tabir yerindeyse yapay tatlandırıcılar gibi, yapay tohumlar gibi olur böyle anlamsızca manasız kutlamalar.
İNSANLIĞIN BAŞÖĞRETMENİ...
İlk emri ‘Oku’ olan yüce bir dinin mensubuyuz. Böyle ulvi bir dinin ulvi de bir öğretmeni olması gerekirdi; nihayetinde olmuş da. Hem de öyle bir öğretmen ki Allah'ın vahyine muhatap kılınmış, Kur'an ahlakıyla ahlaklanmış örnek ve seçkin bir öğretmen.
Bilmedikleri Allah tarafından öğretilmiş, insanlık için özel olarak donatılmış hatasız (küçük hatalar dışında) yanılmayan, hep doğruları anlatan bir öğretmen.
Öyle bir öğretmen ki, öğrencilerini kendine tercih etmiş. Öyle bir öğretmen ki, evvela kendi örnek olmuş. Örnek olmadığı yaşamadığı bir şeyi kimseye tavsiye etmemiş.
Öyle bir öğretmen ki, cehalet karanlığına bürünmüş insanları, İslam’ın aydınlığına kavuşturmuştur.
Öyle bir öğretmen ki, adaleti ilke edinmiş adaletle hükmetmiş.
Öyle bir öğretmen ki, içki, kumar, zina, faiz, cinayet gibi büyük vakaların yaşandığı bir toplumu huzura, mutluluğa, esenliğe, sükûnete kavuşturmuştur.
O öyle bir öğretmen ki, şirkin karanlıkları içerisinde imanlarını kaybetmiş, heykelleri, putları, sahte tanrıları kendilerine ilah edinmiş, yüce Rabb'lerini unutmuş, paradan maddeden başka bir şeye değer vermeyen bir milleti tevhid ile tanıştırmış, Allah’tan başka kimseye kulluk edilmeyeceğini öğretmiş ve tüm sahte tanrıları putları heykelleri sahte ilahları ortadan kaldırmış ilke ve inkılâplarıyla insanlığın başöğretmeni olmuştur.
Öyle bir öğretmen ve öyle bir dava adamıdır ki, insanları kendilerine köle etmiş efendilere karşı savaş açmış, insanların parayla alınıp satıldığı bir dönemde insanları esaretten hürriyete kavuşturmuştur.
O öyle bir öğretmendir ki, kadınlara en büyük değeri vermiştir. Köle gibi alıp satılan kadınları Allah'ın emaneti olarak onlara sahip çıkılması gerektiğini söylemiş, anne olabilen kadınların ayakları altında cennetin olduğunu müjdelemiştir.
İşte bu öğretmen kendi mübarek ağzıyla insanlığa şöyle dedi: “Şüphesiz ki ben insanlık için gönderilmiş bir muallimim.” Yani ben öğretmenim diyor.
İSLAMIN İLK ÖĞRETMENİ MUSAB BİN UMEYR
Yukarıda saydığımız vasıflarla bezenmiş bir dava adamıdır Musab Bin Umeyr. Hazreti Peygamberin sıralarında yetişmiş mücahittir Musab Bin Umeyr. Gittiği putperest Medine halkını Allah Resulünün hicretine hazırlamış putperest toplumu tevhid ile buluşturmuş, gecesini gündüzüne katmış, herhangi bir ücret ve karşılık beklemeden tüm benliğiyle mücadele etmiş gerçek bir öğretmendir Musab Bin Umeyr.
Bütün öğretmenlerin örnek alması gereken örnek bir adamdır Musab Bin Umeyr. Hep söyleriz ya öğretmenlik imam hatiplik peygamber mesleği diye... Bugünün öğretmenleri de bu meziyetlere sahip olması gerekir.
Bugünün öğretmenleri de fizikten müzikten, kimyadan biyolojiden, fenden matematikten önce öğrencilerine "göklerin verin tek sahibinin Allah olduğunu, Allah'tan başka kimseye kulluk edilmeyeceği ahlaklı imanlı ihlâslı vicdanlı olunarak ancak insanlığın huzura kavuşacağını" derin derin anlatmalıdırlar.
Ne tuhaf bir anlayış ki, birtakım görüşe sahip öğretmen arkadaşlar; "Biz din dersi öğretmeni miyiz" diyorlar. Bunun din dersi ile hiçbir alakası yok. İnsanlığı insanlık yapan ulvi değerleri anlatmak sadece imam hatibin değil bütün öğretmenlerin, akademisyenlerin, etki, yetki ve sorumluluk sahibi eğitmenlerin asli görevidir. Makamı ne olursa olsun imanı anlatmak her Müslümanın görevidir. Ben Müslüman değilim diyorsa konuşacak bir şey yoktur.
Allah'tan başka kimseye minnet borcumuzun olmadığını ince ince anlatmalılar. Bilmiyorum sevgili dostlarım öğretmen deyince benim aklıma bunlar geldi.
Sahiden sizin aklınıza ne geldi bilmiyorum. Fakat bildiğim bir şey var ki; kutsal vazife olan öğretmenliği, öğrencilerimizi ve dahi tüm nesillerimizi, insanlığın başöğretmeni Hazreti Muhammed Aleyhisselatü Vesselam'ın ilke ve inkılâpları ile yoğurmadıkça nesillerimiz de toplumumuzda sadece huzura kavuşmayacak ilmen de fennen de yükselmeyecektir.
Hz. Muhammed Aleyhisselam'ı başöğretmen olarak kabul eden, Hz. Muhammed'in(sav) örnekliğinde öğrencilerine rol model olan, kutsal kaide ve değerlerle, yüce gayelerle görevini yapan tüm öğretmenlerimize selam olsun Allah yar ve yardımcıları olsun.
Selametle kalın…