Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

GÖNÜL, KALBİN İMAR EDİLMİŞ HALİDİR!

Mimar sözcüğü Arapça ‘mr kökünden gelen mi’mar, “imar eden, yapı/bina yapım ustası“ sözcüğünden dilimize geçmiştir. Aynı kökten gelen “i’mar” sözcüğü ise "canlandırma, şenlendirme, mamur ve bayındır kılma, inşa etme" sözcüğünden gelmektedir. … Ve İmar etmek; canlandırmak şenlendirmek, inşaa etmek üzere, bir yerin gelişip güzelleşmesini, yaşayış koşullarının uygun bir duruma gelmesini sağlamak demektir. Kalbi imar etmek ise, kalbin güzelleşmesini, kirlerden arındırılmasını ve hissederek yaşamak, yaşatmak üzere; Gönül inşaa ederek, “Temiz bir kalp İle gelenler başka” ayetini yaşayan olmayı anlatır. Çünkü GÖNÜL; KALBİN İMAR EDİLMİŞ HALİDİR! “Her nefeste kalp bulunur lakin her kalpte Gönül olmaz” derken de anlatılan budur! Çünkü Kalbi olanlar, Akıl ve Nefs eşliğinde nefeslenerek, karanlıklar içinde kendine zulm ederken, kalbini imar ederek, nefsini arındıran ve aklını ıslah edenler ise, Gönül eşliğinde nefesler ile Karanlıklar’dan Aydınlıklar’a ulaştırılır. … Ve O en yüce Mimar’ın, yani Allah’ın en önemli eseri olan İnsanın yaradılışı İle; İnsanın eseri olan binalar/yapılar arasında mutlak bir bağlantı vardır. Mimarlık; bayındırlaştırmak, uygar ve ileri kılmak üzere yapıları tasarlama ve inşaa etme sanatı ve bilimidir. Mimar önce tasarım yapar ve bu tasarım üzerine bir proje ortaya koyar. Projeye uygun olarak da, malzeme, konstrüksiyon ve görsel-sanatsal seçimleri yaparak, yapıyı amacına uygun olarak inşaa eder. Mimarın malzeme bilgisi ne kadar iyiyse ve mimar malzeme seçimlerine ne kadar vakıf ise, orataya çıkardığı eser de, hem işlevsel olarak, hem görsel, hem de sağlamlık olarak, o oranda uzun ömürlü olur. Ve Ömür, yaşam demektir. Arapça 'amr “canlandı, can verdi” kökünden gelmekte olup, imar, mamur, mimar, tamir, umre de yine aynı kökten gelmektedir. Ve derin manada Umre sözcüğü, kalbi İmar etmek, bozulan yerlerini tamir etmek, temizlemek üzere çıkılan sefer manasındadır. … Bu bağlamda baktığımızda, mimarlık ve tasavvuf Aslı’nda birbiriyle bağlantılıdır. Mevlana’da gördüğümüz, Hakk’tan alır, Halk’a veririz misali, Gönül eşliğinde çizilen ve inşaa edilen projeler de, O’ndan dolup taşan Aşk ile yapıldığı için, yapan yaptıran O olur da, Bu hal içinde olan mimar, Kaleme ve yapan eden olmaya Gönül verendir sadece… Ve Büyük Usta Mimar Sinan’ın eserlerinde görüldüğü üzere, bunca geçen zamana, depremlere, yangınlara, sellere, savaşlara rağmen, bu yapıları hala ayakta tutan ve hala sanatsal olarak da hayran bırakan şey, Gönül eşliğinde İnşaa edilmiş olmalarıdır. Çünkü bu eserlerde, iklim, topoğrafya, zeminin yapısı, hakim rüzgar yönü vb pek çok unsur değerlendirilerek, işlevine uygun olarak fonksiyon çözümleri yapılmış, akustik konfordan, ısısal çözümlere kadar her aşamada malzeme seçimleri en uygun ve en doğru şekilde yapılarak, sağlamlık ve görsellik, yani bilim ve sanat birleşmiştir, Elbette, Gönül eşliğinde nefesler ile… … Ve mimaride de süreçler, tıpkı insanın Gönül olmak üzere kalbini inşaa etmesi süreçleri gibidir. Nefs Mimarın görsel/sanatsal yanı gibidir ki, aşırıya kaçıldığında, kibir ve böbürlenme ile gösteriş peşinde haddi aşanlardan olunur. Bu sebeple en iyi projejeler, ancak insanın aradan çekilerek, (yani egodan nefsin kötü huylarından arınmış olarak) O en büyük Mimar’a teslim olması İle açığa çıkmaktadır. Çünkü Mimar; “Allah’ın yer yüzündeki mamur sıfatıdır!"
Ekleme Tarihi: 27 Ağustos 2024 - Salı

GÖNÜL, KALBİN İMAR EDİLMİŞ HALİDİR!

Mimar sözcüğü Arapça ‘mr kökünden gelen mi’mar, “imar eden, yapı/bina yapım ustası“ sözcüğünden dilimize geçmiştir.
Aynı kökten gelen “i’mar” sözcüğü ise "canlandırma, şenlendirme, mamur ve bayındır kılma, inşa etme" sözcüğünden gelmektedir.
Ve İmar etmek; canlandırmak şenlendirmek, inşaa etmek üzere,
bir yerin gelişip güzelleşmesini, yaşayış koşullarının uygun bir duruma gelmesini sağlamak demektir.
Kalbi imar etmek ise, kalbin güzelleşmesini, kirlerden arındırılmasını ve hissederek yaşamak, yaşatmak üzere;
Gönül inşaa ederek, “Temiz bir kalp İle gelenler başka” ayetini yaşayan olmayı anlatır.
Çünkü GÖNÜL;
KALBİN İMAR EDİLMİŞ HALİDİR!
“Her nefeste kalp bulunur lakin her kalpte Gönül olmaz” derken de anlatılan budur!
Çünkü Kalbi olanlar, Akıl ve Nefs eşliğinde nefeslenerek, karanlıklar içinde kendine zulm ederken, kalbini imar ederek, nefsini arındıran ve aklını ıslah edenler ise, Gönül eşliğinde nefesler ile Karanlıklar’dan Aydınlıklar’a ulaştırılır.
Ve O en yüce Mimar’ın, yani Allah’ın en önemli eseri olan İnsanın yaradılışı İle;
İnsanın eseri olan binalar/yapılar arasında mutlak bir bağlantı vardır.
Mimarlık; bayındırlaştırmak, uygar ve ileri kılmak üzere yapıları tasarlama ve inşaa etme sanatı ve bilimidir.
Mimar önce tasarım yapar ve bu tasarım üzerine bir proje ortaya koyar. Projeye uygun olarak da, malzeme, konstrüksiyon ve görsel-sanatsal seçimleri yaparak, yapıyı amacına uygun olarak inşaa eder.
Mimarın malzeme bilgisi ne kadar iyiyse ve mimar malzeme seçimlerine ne kadar vakıf ise, orataya çıkardığı eser de, hem işlevsel olarak, hem görsel, hem de sağlamlık olarak, o oranda uzun ömürlü olur.
Ve Ömür, yaşam demektir. Arapça 'amr “canlandı, can verdi” kökünden gelmekte olup, imar, mamur, mimar, tamir, umre de yine aynı kökten gelmektedir.
Ve derin manada Umre sözcüğü, kalbi İmar etmek, bozulan yerlerini tamir etmek, temizlemek üzere çıkılan sefer manasındadır.
Bu bağlamda baktığımızda, mimarlık ve tasavvuf Aslı’nda birbiriyle bağlantılıdır.
Mevlana’da gördüğümüz, Hakk’tan alır, Halk’a veririz misali, Gönül eşliğinde çizilen ve inşaa edilen projeler de,
O’ndan dolup taşan Aşk ile yapıldığı için, yapan yaptıran O olur da,
Bu hal içinde olan mimar, Kaleme ve yapan eden olmaya Gönül verendir sadece…
Ve Büyük Usta Mimar Sinan’ın eserlerinde görüldüğü üzere, bunca geçen zamana, depremlere, yangınlara, sellere, savaşlara rağmen, bu yapıları hala ayakta tutan ve hala sanatsal olarak da hayran bırakan şey, Gönül eşliğinde İnşaa edilmiş olmalarıdır.
Çünkü bu eserlerde, iklim, topoğrafya, zeminin yapısı, hakim rüzgar yönü vb pek çok unsur değerlendirilerek, işlevine uygun olarak fonksiyon çözümleri yapılmış, akustik konfordan, ısısal çözümlere kadar her aşamada malzeme seçimleri en uygun ve en doğru şekilde yapılarak, sağlamlık ve görsellik, yani bilim ve sanat birleşmiştir,
Elbette, Gönül eşliğinde nefesler ile…
Ve mimaride de süreçler, tıpkı insanın Gönül olmak üzere kalbini inşaa etmesi süreçleri gibidir.
Nefs Mimarın görsel/sanatsal yanı gibidir ki, aşırıya kaçıldığında, kibir ve böbürlenme ile gösteriş peşinde haddi aşanlardan olunur.
Bu sebeple en iyi projejeler, ancak insanın aradan çekilerek, (yani egodan nefsin kötü huylarından arınmış olarak)
O en büyük Mimar’a teslim olması İle açığa çıkmaktadır.
Çünkü Mimar; “Allah’ın yer yüzündeki mamur sıfatıdır!"
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.