Ahşabın mimarideki yeri oldukça özeldir. İşlenebilirliği, doğallığı ve bakımı doğru yapıldığı taktirde yıllara meydan okuyan tavrıyla, dünya tarihinde, mimari yapı elemanlarında yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.
Ahşap, canlı bir malzeme olması sebebiyle, çalışan da bir malzemedir. Soğuk ve sıcak karşısında genleşen ve büzülen bir yapıya sahip olup, çalışma yönleri farklılık gösterir. Ve bir yönü diğerine göre daha kuvvetlidir, tıpkı biz insanlarda da olduğu gibi…
…
Ve, “Kündekari” , bir ahşap işçiliği sanatı olup, ahşap parçalarının tutkal ve çivi kullanmadan, birbirine geçirilmesiyle ortaya çıkar.
Bu sanat, uzun yıllar pek çok tarihi yapıda, kapılarda, pencerelerde, minberlerde, mihraplarda, rahlelerde, vb. yerlerde kullanılmıştır.
Sözlükte ise, “kündekari” kelimesinin, heykeltıraşlık gibi plastik sanatlara verilen bir isim olduğu, dilimize Farsçadan geçtiği ve Osmanlıcada, tutma kavrama ve yakalama gibi anlamlara geldiği yer alır.
Bu sanatı icra edenlere ise “Kündekar” denilmekte olup,
Kündekarlar, ancak Aşk ile çalışıldığında, bu sanatı icra etmenin mümkün olduğunu dile getirirler.
…
Oldukça sabır isteyen bu sanatta, motif tasarımında kullanılan hiçbir çizgi rastgele değildir. Her biri, bir mana üzere olup, kainata dair birer sembol niteliği taşır.
Tıpkı ilahi sistem içerisinde, yaratılmış olan hiç bir varlığın, rastgele öylesine yaratılmamış olması gibi ve her birinde, ince ince işlenmiş oldukça hassas ayarların var olması misali,
Kündekari sanatında da, her bir parça, oldukça hassas ayarlamalar ve ince hesaplamalar ile oluşturulmuştur. Ve bir puzzle misali tam da oraya uygun parçanın yerleştirilmesiyle, uyum ve bütünlük sağlanarak, sanatçının motifi ve tasarımı açığa çıkar,
Tüm kainatta olduğu gibi…
…
Ve Kündekari sanatında, yüzlerce parçanın dışardan bir bağlayıcı olmaksızın, kendi doğallığında, damarların yönüne göre, zıvanalarla birleştirilmesi ve uyumlu bir şekilde çalışmasının sağlanması ise, bizleri gönül eşliğinde bir araya gelen parçaların bütünlüğüne dair tefekküre yöneltir.
Hiçbir bağ olmadan,
Bütünlük içinde, görünüşte bireysel lakin genelde Fihi Ma Fih’likte birleşmek!
Tıpkı ayrı Gönül kaplarında bulunan damlaların, aynı okyanusa bağlanması misali,
Görünen yüzeyden bakıldığında, her bir parça, bağımsız ayrı ayrı parçalarmış gibi görünse de, arka planda bütün parçalar kendi içinde birbirine bağlanarak, bir yandan da Bütün’e bağlanırlar…