Zaman zaman pek çok insandan duyulmuştur, hayatını yeniden inşa etmek üzere cümleler…
Kimi işinden, kimi eşinden, kimi yaşadığı şehirden başlar bu Rekonstrüksiyona…
“Rekonstrüksiyon” kelimesi, yeniden yapılanma, yeniden inşa etme veya yeniden yapma anlamında kullanılan bir terimdir.
Mimarlıkta, arkeolojide, tıpta, edebiyatta ve daha pek çok alanda kullanılan “Rekonstrüksiyon” terimi, dilimize yabancı dilden geçmiş bir kelimedir.
…
Mimarlıkta, restorasyon terimi ile zaman zaman karıştırılsa da;
Restorasyon, tarihi değeri olan bir yapıda, var olanın onarılması, iyileştirilmesi ve temizlenmesi gibi işlemleri içerirken,
Rekonstrüksiyon ise, “bir yapının kalıntıları ve diğer belgeler yardımıyla eski şeklinin belirlenerek yeniden yapılması işlemidir.”
Yani var olanı onarmaktan öte, yeniden inşa etmektir.
Arkeolojide, “bir arkeolojik alanın veya tarihi bir yapının orijinal görünümünü yeniden oluşturma çabasıdır.”
Tıpta ise, yeniden şekil vermek, işlev kazandırmak anlamında kullanılır. Yapısı bozulmuş organların yerine yeni organ eklemek yahut fonksiyonunu kaybetmiş dokuların tamamlanmasını sağlayan işlemleri tarif etmek için kullanılır.
…
Tüm bunların ötesinde, mana alemindeki karşılığı ise, insanın hayatını yeniden inşa etmek üzere, kendini yeniden yapılandırma süreçleridir.
Çoğunlukla yıkımların ardından gelir.
Çünkü insanın hayatında var olan bir işi, yaşadığı şehri ya da ilişkiyi, iyileştirmek, veya onarmak üzere yapılanlara restorasyon denirken,
Yıkımların, kalıntıların ardından yeniden inşa etmeye ise rekonstrüksiyon denir.
…
Derin manada ise, Allah’ın insana emanet ettiği ve en güzel haliyle teslim ettiği evini (Beyt’ini), yıllar içinde kötülüklere dahil olarak, hor kullanmak suretiyle, ışığını karartarak, bir harabe haline getirmesinin ardından,
Pişmanlıklar ve tövbeler içinde, koştura koştura yönünü Gönlün’e dönerek,
Tüm beyhude meşgalelerden uzaklaşarak,
Karanlıklar’dan Aydınlıklar’a çıkmak üzere, kötülüğe dair tüm eklemeleri yıkarak,
“Temiz bir kalp İle gelenler başka” ayetini yaşayan ve yaşatan olmak üzere,
O güzel evini yani O’na emanet verilen o tertemiz Gönlü, yeniden inşa etmek üzere yaşadığı süreçlerdir.
Elbette yeni bir oluşum için, yıkımın kaçınılmaz olması gibi,
Gönül’e dahil olma süreçleri de, eskiye dair kötü olan her ne varsa yıkacağı için meşakkatlidir.
Akla ve Nefse ait tüm vesveselerden düşüncelerden, kaygılardan ve arzulardan özgürleşerek,
Sınırsız Gönül’de Sonsuz Aşk Olmak üzere,
Canı Gönül’den emek vermektir.