İrade kelimesi sözlükte, “dilek, istek, buyruk, bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, yetisi” olarak tanımlanmıştır. İdare kelimesi ise; “çekip çevirme, yönetme” manasında kullanılmaktadır. Yüzyıllardır, felsefecilerin, sinir bilimcilerin, bilim adamlarının, din adamlarının ve daha pek çok kişinin gündeminde olan ve üzerine çokça tartışmaların, araştırmaların ve sohbetlerin yapıldığı bir kavramdır; “özgür irade” kavramı… En sade anlatımıyla, kişinin seçimlerinde özgür olarak, bilakis kendi isteğiyle verdiği kararlar ile seçimler yapmasıdır. Elbette, konuya dair bilim dünyasının ve felsefe dünyasının pek çok farklı görüşleri de vardır. … Bu temel kavramların ardından, bugün ki yazının içeriğine dair şöyle bir soru soralım; Gönül’e teslim olmak nedir? Özgür iradeye teslim olmak nedir? Ve; İnsan özgür iradesine teslim olduğunda, bu özgür iradenin idaresi kimdedir? … Şüphesiz, Özgür irade kavramından bahsedebilmek için, seçimler yapılıyor olması gereklidir. Seçimler yapmak için de, seçeneklerin var olması gerekir. Dolayısıyla seçeneklerin ortadan kalktığı hallerde özgür iradeden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Bu bağlamda Gönül’e teslim olan insan için, seçenekler ortadan kalkacağından özgür iradeden bahsetmek mümkün değildir. Çünkü her bir eylemi, O gönülün sahibinin iradesinde işlemektedir. Daha başka bir tanımlamayla, özgür iradenin idaresi Gönül tarafından yürütüldüğü taktirde, her yaşanan akıl ve nefs idaresinde değil Gönül idaresinde yaşanacağı için, daima anda en iyisini yapan eden olmak üzere ne yapılacağı aşikar olacağından, seçenekler ortadan kalkar. Yani bir yerde kararsızlıklar ve ikilemler biter. Düşünmek, endişe etmek, istemek ya da istememek gibi durumlar yaşanmaz. … Nitekim İnsanoğlu bu dünyada iken, ikilik aleminde yani dualitede yaşamaktadır. Dolayısıyla iyi-kötü, sıcak-soğuk, uzun-kısa, aydınlık-karanlık gibi her bir oluş, ancak zıttıyla var olmaktadır. Bu nedenle, önce seçenekler üreten ardından da hüküm vermek üzere karar vermeye zorlayan akıl idaresinde olan kişiler için özgür irade kavramı elbette geçerlidir. Çünkü kişi, tekamülü gereği, Kamil insan olma yolculuğunda iken, aklını ıslah edip, nefsini arındırmak üzere özgür iradesine teslim edilmiştir. Yapacağı seçimler ile, Yönünü Aydınlıklar’a mı döner, Karanlıklar’a mı? İyiliğe mi hizmet eder, kötülüğe mi? Aklına ve nefsine uyup kendine zulm edenlerden mi olur yoksa Gönül’e teslim olup, temiz bir kalp ile gelenlerden mi? Yazılanlara teslim olup, Gönül eşliğinde yaşayan, hakkında hayır bulan mı olur, yoksa kalemi eline alıp kendi elleriyle yazdırdıklarını yaşatan mı olur? Elbette seçimleri noktasında,özgür iradesine teslim edilmiştir. Lakin; Burada esas önemli olan nokta şurasıdır; İRADE’NİN İDARESİ KİMDEDİR? Bu verilen irade, Gönül idaresinde midir yoksa aklın ve nefsin idaresinde olup, çoktan köle olunmuş da, sadece sözde bir Özgür irade midir?