Kendi hikayesinin kahramanı olanlara ezelden beri hayranım. Hayatının başrolünü kimseye vermeyecek kadar cesur olan bu insanları, narsist kişilikler bile etkileyemez çünkü. Kalpleri, kuyuların en derini olduğu için, sırlarına da inci mercanlarına da kolay kolay kimse ulaşamaz. Kuytuda olmak iyidir, kuyuda olmak daha iyidir, bunu en iyi bilen ise Hz. Yusuf gibi bir yiğittir. Kuyulara düşmesiyle değer bulması arasındaki olaylar, hayran olunacak bir hikayeyi anlatır bize. Yusuf(a.s) canlı bir hikaye ise, cansız olanların da bir hikayesi yok mudur? Ne gibi? Sıra sıra dizilmiş beyaz inci taneleri arasından görünen, siyah inci gibi. 11 ayın önünde eğildiği bir Sultan edasındaki Ramazan-ı Şerif gibi... Öyle nadide, öyle eşsiz..!
Sonunu aydınlık gördüğümüz tüm kapılardan daha aydınlık bir kapıya ulaşmanın, aralamanın, adım atmanın ve hissetmenin tadını iliklerimize kadar hissettiğimiz bir mevsime "merhaba" dedik. Geldiğimiz yerdeki yıkıntıları unutturan, atmosferiyle bizi büyüleyen, huzurun oksijen olup bedenimizin tüm hücrelerine sirayet ettiği bir mutluluğa "merhaba" dedik. Tutanı hep ellerim sandığım, tüm uzuvlarımla tutmanın ne anlama geldiğini öğrendiğim, sonunda kalbime varıp onu da tutmak isterken "Allah" diye zikreden bir atış ile, karşılığında "Allahu Ekber" dediğim bir çiçek bahçesine "Merhaba" dedik. Öyleyse; bulutların arasından gülümseyen güneş gibi, dünyamıza hoşgeldin.
Gecenin zifiri karanlığının mükafatı olan seher vakti gibi, hoşgeldin. Yüce dağ tepelerinde eriyen karların yol bulup su olduğu, dağ çiçeklerine can olduğu gibi, kalbime hoşgeldin. Asırlarca çöl olmuş yerlerde, birden bire gelen yağmurlar gibi seccademe hoşgeldin. Görmeyen gözlerimin, nurunla açıldığı gibi dualarıma hoşgeldin. Son denilen tüm sonları, başlangıç ettiğin için zaten hep hoş gelirsin sen. Öyleyse bende... Niyet edip, istiyor ve umutla ellerimi açıyorum. Başı güzel olan bu yolun sonunu da heybem dolu, kalbim dolu, aklım dolu bir şekilde bitirmeyi nasip et Rabbim.
Amin..