Bazen kızdıklarımız, aslında şükür sebebimiz olabilir. Lakin bunu görebilmek için geniş bakış açıları İle bakmak gerekir hayata…
Mesela, trafikte bilmediğiniz bir yolda, önünüzdeki araç size göre yavaş gittiği için kızabilirsiniz.
Oysa yavaş gidiyor dediğiniz şoför, o yoldaki hız sınırını bildiği için hız limitine uygun gidiyor olabilir. Ve onca kötü söz söylediğiniz yahut kızdığınız kişi, sizi EDS ile haberiniz bile olmadan, evinize gelecek bir trafik cezasından kurtarıyor olabilir.
Şimdi tekrar düşünün bakalım O kişiye kızmalı mısınız yoksa teşekkür mü etmelisiniz?
Bazen de, evden acele ile çıkarken unuttuğunuz bir mont ya da bir eşya, sizin eve geri dönmeniz için vesile edilmiş olabilir. Tam da O an ’da eve geri dönmekle freni patlamış bir kamyonun altında kalmaktan korunmuş olabilirsiniz.
Yani İlahi zamanla öyle muazzam işler ki, kaçırdığın trende, inmeyi unuttuğun bir durakta, ya da nedenini bilmediğin ama bir şekilde içgüdüsel olarak değiştirdiğin yolda, korunduğun bir şeyler olabilir. Oysa sen bunu bilmezken kızarsın kendine yahut çevrendekilere başına gelenleri kötü sanarak.
Bazen de sonradan işin aslını idrak eder insan ve bu idrak sonucunda başta kızdığına sonunda “çok şükür Allah korumuş “derken bulur kendini…
Bu sebeple sakin kalmak ve sabırlı olmak iki önemli anahtardır insana…
Sakinliğini korumak ve daima sabırlı olmak üzere kendini geliştirmelidir insan.
Arif anı seyreyler misali bunda da vardır bir hayır diyerek aceleci olmamak peşin hüküm vermemek gerekir.
Çünkü bugün kızdığınız şeyler yarın şükür sebebiniz olabilir.