Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

HAM MEYVEYİ YEMEK İSTER Mİ İNSAN?

Gönülden dua edildiği zaman, bir bebeğin ana rahmine düşmesi gibi, dua da sisteme düşer. Nasıl ki bebeğin ana rahmine düştükten sonra hafta, hafta gelişimi tamamlanarak dünyaya gelmesi belli bir zaman alıyorsa, dualarında dünyaya gelişi aynı şekilde belli bir zaman alır. Burada önemli olan Allah’a güvenerek sabırlı olmaktır. Nasıl ki bebeğin 5 aylıkken dünyaya gelmesi için acele edilmez ise, dualarında kendi oluşum ve gelişim süreçlerine aynı gözle bakmak gerekir. Duanız için hemen şimdi olsun demek, tıpkı bebek örneğinde olduğu gibi, ben 9 ay beklemek istemiyorum hemen şimdi doğsun demek gibidir. Bunu idrak eden insan için ettiği dualarda aceleci olmak yahut hemen şimdi olsun demek kalır mı? Zamanından önce doğan bebek misali, zorluklarını yaşayan olmak mı yoksa sabırla en doğru zamanını bekleyen olmak mı ister insan? Yine her ağacın, çiçeğin, meyvenin bile bir olgunlaşma zamanı vardır. Toprağa ekilen tohum, fidana, ağaca, dallara ve ardından meyveye varır. Meyvenin de en iyi tadını alması için dalında bir olgunlaşma zamanı vardır. Örneğin ham bir şeftaliyi yemek ister mi insan? Tam zamanı gelmeden yer ise tat verir mi? Yoksa sabırla olgunlaşma zamanını beklemeyi mi tercih eder? İşte, bu bakış aşısı ile bakarsa insan, Sadece samimiyetle Gönül’den diler ve kendine düşenleri hakkıyla yerine getiren olmanın derdine düşer. Mevlana’nın, “Kapılar açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman olur bilmem. Sen yeter ki o kapıda durmayı bil.” Sözü de tam da bu noktayı vurgular. İnsana düşen, Gönlün’e düşen bir duanın, onun ezeli nasibi olduğunu hissederek, en doğru zamanda olacağına inanarak, yapması gerekenleri en iyi şekilde yapan olarak teslim olmaktır. Çünkü Tekvîr Suresi 29. Ayette “Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz! “ der. Yani nefsinizle istedikleriniz yahut aklınızla yaptığınız planlar değil lakin Gönül’den dilediğiniz tüm dualarınız zaten Allah’ın size ezeli nasibidir. Bu sebeple, İnsanın Gönlün’e düşen duaları için, yani ezeli nasibinde ekilmiş olan tohumları için, can suyunu vermesi, gereken özeni ve emeği göstermesi kalır insana. Sonra da, olgunlaşma ve nihayetinde meyve verme zamanına sabır göstermesi gerekir. Çünkü “İnanan hisseder, hisseden yaşar”. İnşallah Gönül’den dilediğiniz tüm dualar, olması gereken zamanda olsun!
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2023 - Salı

HAM MEYVEYİ YEMEK İSTER Mİ İNSAN?

Gönülden dua edildiği zaman, bir bebeğin ana rahmine düşmesi gibi, dua da sisteme düşer.

Nasıl ki bebeğin ana rahmine düştükten sonra hafta, hafta gelişimi tamamlanarak dünyaya gelmesi belli bir zaman alıyorsa, dualarında dünyaya gelişi aynı şekilde belli bir zaman alır. Burada önemli olan Allah’a güvenerek sabırlı olmaktır. Nasıl ki bebeğin 5 aylıkken dünyaya gelmesi için acele edilmez ise, dualarında kendi oluşum ve gelişim süreçlerine aynı gözle bakmak gerekir. Duanız için hemen şimdi olsun demek, tıpkı bebek örneğinde olduğu gibi, ben 9 ay beklemek istemiyorum hemen şimdi doğsun demek gibidir. Bunu idrak eden insan için ettiği dualarda aceleci olmak yahut hemen şimdi olsun demek kalır mı? Zamanından önce doğan bebek misali, zorluklarını yaşayan olmak mı yoksa sabırla en doğru zamanını bekleyen olmak mı ister insan?

Yine her ağacın, çiçeğin, meyvenin bile bir olgunlaşma zamanı vardır. Toprağa ekilen tohum, fidana, ağaca, dallara ve ardından meyveye varır. Meyvenin de en iyi tadını alması için dalında bir olgunlaşma zamanı vardır. Örneğin ham bir şeftaliyi yemek ister mi insan? Tam zamanı gelmeden yer ise tat verir mi? Yoksa sabırla olgunlaşma zamanını beklemeyi mi tercih eder?

İşte, bu bakış aşısı ile bakarsa insan, Sadece samimiyetle Gönül’den diler ve kendine düşenleri hakkıyla yerine getiren olmanın derdine düşer.

Mevlana’nın, “Kapılar açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman olur bilmem. Sen yeter ki o kapıda durmayı bil.” Sözü de tam da bu noktayı vurgular.

İnsana düşen, Gönlün’e düşen bir duanın, onun ezeli nasibi olduğunu hissederek, en doğru zamanda olacağına inanarak, yapması gerekenleri en iyi şekilde yapan olarak teslim olmaktır. Çünkü Tekvîr Suresi 29. Ayette “Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz! “ der.

Yani nefsinizle istedikleriniz yahut aklınızla yaptığınız planlar değil lakin Gönül’den dilediğiniz tüm dualarınız zaten Allah’ın size ezeli nasibidir.

Bu sebeple, İnsanın Gönlün’e düşen duaları için, yani ezeli nasibinde ekilmiş olan tohumları için, can suyunu vermesi, gereken özeni ve emeği göstermesi kalır insana. Sonra da, olgunlaşma ve nihayetinde meyve verme zamanına sabır göstermesi gerekir.

Çünkü “İnanan hisseder, hisseden yaşar”. İnşallah Gönül’den dilediğiniz tüm dualar, olması gereken zamanda olsun!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.