Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

AKVARYUM’DA YAŞAMASIN, OKYANUS’A OLSUN YOLCULUĞU!

İnsan bazen iyilik yaptığını zannederek, aslında kötülük eder. Özelliklede çocukları konusunda çok hassas olan büyükler, aman onlar yorulmasın, aman onlar incinmesin diyerek sürekli kendilerini çocuklarına siper ederken, aslında onlara en büyük kötülüğü yapan olduklarının idrakinde olmazlar. Evet hayat çok kısa ve ne yazık ki beş dakika sonra başına ne geleceğinden habersiz olan insan, bir gün kendisinin de bu dünyadan göçüp gideceğini unutarak yaşar. Oysa dünya fani ve ölüm çok ani herkes için… O halde, çocuğunuzun yahut sevdiklerinizin sürekli eli, kolu olarak, onların her sorununda sorununu çözen olmak mıdır doğru olan, yoksa onların kendi elleri kolları olduğunu fark etmesini sağlayarak yarın yanında siz olmadığınız zamanda kendi başının çaresine bakan olarak yetişmesine imkan sağlamak mı? … Anneler, babalar yahut büyükler dua ederlerken, “ayağına taş değmesin, gözünden yaş düşmesin” vb dualar ederler. Peki bu gerçekten iyi midir? Ayağına taş bile değmeyen, düşmeyen kalkmayan, güllük gülistanlık bir sanal bahçede yaşayan olmak insana ne kazandırır? Akvaryum’da sınırlı olanın içinde, emek vermeden, hiç bir zorluk görmeden, tehlikelerle mücadele etmeden, insan nasıl canlı, diri ve güçlü olabilir ki? Okyanus’a yolculuk ise hedef, aç kaldığı da olacaktır, yara aldığı da… Çünkü Sınırsız olmak içindir tüm bu imtihanlar, emekler ve mücadeleler… Bırakın tam aksine, ayağına taş değsin, değsin ki düşşün, düşsün ki kalkmayı öğrensin yani akvaryumda yaşamasın. Çocuklarınıza, sevdiklerinize balık vermeyin, balık tutmayı öğrenmesine imkan verin. İnsanı canlı diri tutan budur çünkü! … Ve bazen de insan, kötüyle karşılaştırılır, aslında hayrına olan. Pişmek üzere yaşadığı sıkıntılar, yangınlar gözünden düşen yaşlar olgunlaştırır insanı… Hiç sıkıntı çekmemiş, her istediği hemen yerine getirilmiş biri, hayatın içinde bir süre sonra hiç bir şeyden zevk almayan, ne yapılsa tatmin olmayan mutsuz bir insan olur. Öyle ki ufacık bir sorunda bile hemen yıkılır. Oysa İnsanı güçlü kılan, kaç kere düşerse düşsün, her seferinde, yeniden ayağa kalkmayı başararak, VARIM diyebilmesidir! Çünkü yaşamak, İnancını hiç kaybetmeden, işin kolayına kaçmadan, canlı ve diri olarak, yüreğinin sesini duyarak ve hissederek Aşk İle aldığı nefeslerdir.    
Ekleme Tarihi: 11 Mayıs 2023 - Perşembe

AKVARYUM’DA YAŞAMASIN, OKYANUS’A OLSUN YOLCULUĞU!

İnsan bazen iyilik yaptığını zannederek, aslında kötülük eder. Özelliklede çocukları konusunda çok hassas olan büyükler, aman onlar yorulmasın, aman onlar incinmesin diyerek sürekli kendilerini çocuklarına siper ederken, aslında onlara en büyük kötülüğü yapan olduklarının idrakinde olmazlar.
Evet hayat çok kısa ve ne yazık ki beş dakika sonra başına ne geleceğinden habersiz olan insan, bir gün kendisinin de bu dünyadan göçüp gideceğini unutarak yaşar. Oysa dünya fani ve ölüm çok ani herkes için…
O halde, çocuğunuzun yahut sevdiklerinizin sürekli eli, kolu olarak, onların her sorununda sorununu çözen olmak mıdır doğru olan, yoksa onların kendi elleri kolları olduğunu fark etmesini sağlayarak yarın yanında siz olmadığınız zamanda kendi başının çaresine bakan olarak yetişmesine imkan sağlamak mı?
Anneler, babalar yahut büyükler dua ederlerken, “ayağına taş değmesin, gözünden yaş düşmesin” vb dualar ederler. Peki bu gerçekten iyi midir? Ayağına taş bile değmeyen, düşmeyen kalkmayan, güllük gülistanlık bir sanal bahçede yaşayan olmak insana ne kazandırır?
Akvaryum’da sınırlı olanın içinde, emek vermeden, hiç bir zorluk görmeden, tehlikelerle mücadele etmeden, insan nasıl canlı, diri ve güçlü olabilir ki? Okyanus’a yolculuk ise hedef, aç kaldığı da olacaktır, yara aldığı da…
Çünkü Sınırsız olmak içindir tüm bu imtihanlar, emekler ve mücadeleler…
Bırakın tam aksine, ayağına taş değsin, değsin ki düşşün, düşsün ki kalkmayı öğrensin yani akvaryumda yaşamasın. Çocuklarınıza, sevdiklerinize balık vermeyin, balık tutmayı öğrenmesine imkan verin. İnsanı canlı diri tutan budur çünkü!
Ve bazen de insan, kötüyle karşılaştırılır, aslında hayrına olan. Pişmek üzere yaşadığı sıkıntılar, yangınlar gözünden düşen yaşlar olgunlaştırır insanı…
Hiç sıkıntı çekmemiş, her istediği hemen yerine getirilmiş biri, hayatın içinde bir süre sonra hiç bir şeyden zevk almayan, ne yapılsa tatmin olmayan mutsuz bir insan olur. Öyle ki ufacık bir sorunda bile hemen yıkılır.
Oysa İnsanı güçlü kılan, kaç kere düşerse düşsün, her seferinde, yeniden ayağa kalkmayı başararak, VARIM diyebilmesidir!
Çünkü yaşamak, İnancını hiç kaybetmeden, işin kolayına kaçmadan, canlı ve diri olarak, yüreğinin sesini duyarak ve hissederek Aşk İle aldığı nefeslerdir.
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.