Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

KISA ÇÖP UZUNDAN HAKKIN ALACAK

Hak kavramı çok hassas bir konu… İnsanların haklı olduklarını zannettikleri anlar öylesine çoktur ki… Oysa Hak peşinde koşmadan önce, insan kendine bir bakmalıdır. Hak kimindir kimdedir? İnsan sadece zan eder veya tahmin eder. Peki kesin mutlak doğru olan kime göredir? Lokman Suresi 16. Ayet şöyle der; Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “Yaptığın (iyi veya kötü her) iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. (karşına getirir) Kuşkusuz Allah her şeyi (bütün gizlilikleriyle) bilir, O her şeyden haberdardır.” İster iyi olsun ister kötü olsun, büyük küçük demeden, insanın tüm yaptıkları mutlaka  karşısına çıkarılacaktır. Buna ilahi Adalet denir. Ve tüm olan biten için ilahi sistem her daim devrededir. Burada önemli olan, tövbe ile samimiyetle en azından bu andan sonrası için bunun idrakinde olarak yaşamaktır. … Hak konusuna dair Mesnevi’de bir hikaye vardır. Davud peygamber zamanında yaşayan bir adam “Ya Rabbi! Bana zahmetsizce helal rızık ihsan eyle” diye, sabahtan akşama dua edermiş. Sonunda bir gün kuşluk vakti yine böyle dua edip dururken, bir öküz gelip kapısını boynuzuyla kırıp içeriye girer. Adam sonunda duam kabul oldu diyerek öküzü keser ve çocuklarıyla birlikte yerler. Sonra öküzün sahibi durumu öğrenir ve adamın evine gelir. Öküzümü isterim çabuk parasını öde der. Adam “Ben bir fakirim. Yıllardır Rabbime dua ederdim, öküzün sahibi bulunmayınca duam kabul oldu diyerek öküzü kestim”der. Bunun üzerine Hz. Davud’un yanına giderler. Öküzün sahibi olan adam; “ Hakkımı istiyorum, Adalet istiyorum. Bu adam benim öküzümü kesmiş ya parasını versin ya da cezasını çeksin” der. Fakir adam ise; “Ey Allah’ın peygamberi gece gündüz dua ederek Rabbim’den helal ve zahmetsiz rızık isterim. Herkes de bunu bilir. Yine böyle dua yaparken, evime bir öküz girdi. Sahibini bulamayınca, Rızık için değil, Rabbim duamı kabul etti diye düşünerek, şükür maksadıyla o öküzü kestim”der. Hz. Davud bu işte, bir başka iş olduğunu hisseder ve “Bu dava hakkında hükmü hemen istemeyin. Rabbime yöneleceğim. Kararımı ondan sonra bildireceğim” der. Ertesi gün  Hz. Davud kararını açıklar ve öküzün sahibine; “Bu fakiri kötülemekten ve davandan vazgeç. Öküzünü de bu adama helal et” der. Lakin adam ısrarla vazgeçmez ve ben hakkımı istiyorum diye diretir. Bunun üzerine Hz. Davud  “öyleyse sadece bu öküzü değil tüm malını bu adama vereceksin “ der Adam “ bu nasıl iştir, ben Adalet istiyorum” diye ortalığı ayağa kaldırınca Hz. Davud peki öyleyse der ve tüm kalabalıkla beraber bir ağacın altına giderler. Yıllar önce bu adam, bu fakirin babasını öldürerek bu ağacın altına gömmüş ve tüm malına el koymuştur. Peygamberin gösterdiği yer kazılınca, durum anlaşılır. Hz. Davud adama dönerek şöyle der; “Bir öküzden vazgeçemedin hakkımı isterim diye direttin. Allah bu cinayeti şimdiye kadar örtmüştü. Fakat bu adam kendi eliyle günahının üzerindeki örtüyü kaldırdı. Öldürdüğü adamın çoluk çocuğuna ufak bir yardımda bulunmadığı gibi, bir öküzü bile çok gördü.Sen hakkını istiyordun, Adalet istiyordun, değil mi? İşte sana adalet” der. … Hikayede de vurgulandığı üzere, hak eden olduğunu zanneden insanlar için, hak talep eden olmadan önce, hak yememiş olması gerekliliğidir. İlahi adalet illa ki işler… Hakkın terazisinde asla şaşma olmaz. Lakin insanın bazen inatla o benim hakkım dediği şeyler, önceden gönderdiklerinin birer diyeti de olabilir. Haklı olmak ve hak elde etmek peşinde koşan olmadan önce, Hak yenildi mi burası çok önemlidir: Daima olması gerekeni yapan olundu mu? Çünkü Hak talep edebilmek için önce hak eden olmak gerekir… Yani Bakış Açısı haksızlığı gösterir ise, Duruş Noktası hak yenmeyen olmalıdır. Lakin ne yazık ki insanların çoğu bu idrakten çok uzaktadır. Bu yüzden, insan hak eden olmak derdinde olmaz da, hak peşinde koşan olur, kendi yediği haklara bakmadan… Oysa İlahi Adalete güvenerek, teslim olarak, dosdoğru bir niyet ve samimiyetle yapılması gerekenleri yapan olmak yeterlidir. Çünkü mutlaka “Kısa çöp uzundan hakkın alacaktır.”
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2023 - Pazartesi

KISA ÇÖP UZUNDAN HAKKIN ALACAK

Hak kavramı çok hassas bir konu…

İnsanların haklı olduklarını zannettikleri anlar öylesine çoktur ki…

Oysa Hak peşinde koşmadan önce, insan kendine bir bakmalıdır. Hak kimindir kimdedir? İnsan sadece zan eder veya tahmin eder. Peki kesin mutlak doğru olan kime göredir?

Lokman Suresi 16. Ayet şöyle der;

Lokmân, “Sevgili oğlum” (dedi), “Yaptığın (iyi veya kötü her) iş bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa, bir kayanın içinde saklansa veya göklerde yahut yerin dibinde bulunsa yine de Allah onu açığa çıkarır. (karşına getirir) Kuşkusuz Allah her şeyi (bütün gizlilikleriyle) bilir, O her şeyden haberdardır.”

İster iyi olsun ister kötü olsun, büyük küçük demeden, insanın tüm yaptıkları mutlaka  karşısına çıkarılacaktır.

Buna ilahi Adalet denir.

Ve tüm olan biten için ilahi sistem her daim devrededir.

Burada önemli olan, tövbe ile samimiyetle en azından bu andan sonrası için bunun idrakinde olarak yaşamaktır.

Hak konusuna dair Mesnevi’de bir hikaye vardır.

Davud peygamber zamanında yaşayan bir adam “Ya Rabbi! Bana zahmetsizce helal rızık ihsan eyle” diye, sabahtan akşama dua edermiş.

Sonunda bir gün kuşluk vakti yine böyle dua edip dururken, bir öküz gelip kapısını boynuzuyla kırıp içeriye girer. Adam sonunda duam kabul oldu diyerek öküzü keser ve çocuklarıyla birlikte yerler.

Sonra öküzün sahibi durumu öğrenir ve adamın evine gelir. Öküzümü isterim çabuk parasını öde der.

Adam “Ben bir fakirim. Yıllardır Rabbime dua ederdim, öküzün sahibi bulunmayınca duam kabul oldu diyerek öküzü kestim”der.

Bunun üzerine Hz. Davud’un yanına giderler. Öküzün sahibi olan adam;

“ Hakkımı istiyorum, Adalet istiyorum. Bu adam benim öküzümü kesmiş ya parasını versin ya da cezasını çeksin” der.

Fakir adam ise;

“Ey Allah’ın peygamberi gece gündüz dua ederek Rabbim’den helal ve zahmetsiz rızık isterim. Herkes de bunu bilir. Yine böyle dua yaparken, evime bir öküz girdi. Sahibini bulamayınca, Rızık için değil, Rabbim duamı kabul etti diye düşünerek, şükür maksadıyla o öküzü kestim”der.

Hz. Davud bu işte, bir başka iş olduğunu hisseder ve “Bu dava hakkında hükmü hemen istemeyin. Rabbime yöneleceğim. Kararımı ondan sonra bildireceğim” der.

Ertesi gün  Hz. Davud kararını açıklar ve öküzün sahibine;

“Bu fakiri kötülemekten ve davandan vazgeç. Öküzünü de bu adama helal et” der.

Lakin adam ısrarla vazgeçmez ve ben hakkımı istiyorum diye diretir.

Bunun üzerine Hz. Davud  “öyleyse sadece bu öküzü değil tüm malını bu adama vereceksin “ der

Adam “ bu nasıl iştir, ben Adalet istiyorum” diye ortalığı ayağa kaldırınca Hz. Davud peki öyleyse der ve tüm kalabalıkla beraber bir ağacın altına giderler.

Yıllar önce bu adam, bu fakirin babasını öldürerek bu ağacın altına gömmüş ve tüm malına el koymuştur. Peygamberin gösterdiği yer kazılınca, durum anlaşılır.

Hz. Davud adama dönerek şöyle der;

“Bir öküzden vazgeçemedin hakkımı isterim diye direttin. Allah bu cinayeti şimdiye kadar örtmüştü. Fakat bu adam kendi eliyle günahının üzerindeki örtüyü kaldırdı. Öldürdüğü adamın çoluk çocuğuna ufak bir yardımda bulunmadığı gibi, bir öküzü bile çok gördü.Sen hakkını istiyordun, Adalet istiyordun, değil mi? İşte sana adalet” der.

Hikayede de vurgulandığı üzere, hak eden olduğunu zanneden insanlar için, hak talep eden olmadan önce, hak yememiş olması gerekliliğidir.

İlahi adalet illa ki işler…

Hakkın terazisinde asla şaşma olmaz.

Lakin insanın bazen inatla o benim hakkım dediği şeyler, önceden gönderdiklerinin birer diyeti de olabilir.

Haklı olmak ve hak elde etmek peşinde koşan olmadan önce, Hak yenildi mi burası çok önemlidir:

Daima olması gerekeni yapan olundu mu?

Çünkü Hak talep edebilmek için önce hak eden olmak gerekir…

Yani Bakış Açısı haksızlığı gösterir ise, Duruş Noktası hak yenmeyen olmalıdır.

Lakin ne yazık ki insanların çoğu bu idrakten çok uzaktadır.

Bu yüzden, insan hak eden olmak derdinde olmaz da, hak peşinde koşan olur, kendi yediği haklara bakmadan…

Oysa İlahi Adalete güvenerek, teslim olarak, dosdoğru bir niyet ve samimiyetle yapılması gerekenleri yapan olmak yeterlidir.

Çünkü mutlaka “Kısa çöp uzundan hakkın alacaktır.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.