Sezgi; bir gerçekliği herhangi bir aracı olmadan doğrudan doğruya içeriden kavrayabilme yetisine denir. İnsanın beş duyu organıyla deneyimlediği hallerin dışında, bir de sezgisel olarak yaşadıkları vardır ki, bunlar insan da altıncı his olarak adlandırılır. Hani bazı insanlardan duyarsınız, O’nun altıncı Hisleri kuvvetlidir” diye…
Peki nedir bu altıncı hissin hikmeti, kimlerde olur?
Aslına bakarsanız altıncı his herkeste mevcuttur yani tüm insanlar kalp gözüne sahiptirler. Ancak bazılarının kalp gözü kapalı olur, O an göremez, bazıları açılır O An’da hakikatleri kavrar, bazılarınınki ise tamamen körleşir. Netice de Kuran’da Hac Suresi 46. Ayet ile anlatılan durum yaşanır;
“Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki, orada olanları akledecek kalpleri, işitecek kulakları olsun. Ama yalnız gözler kör olmaz, fakat göğüslerde olan kalpler de körleşir. “
…
Sezgiler insana iyi ile kötüyü ayırt edebilmesi için bir nevi kılavuz görevi yaparlar…
“Hiç içimden gelmemişti”
“Bir şey vardı sanki içime sinmeyen, ayaklarım geri geri gitti”
“Olacağı buydu, Gönülsüz aş ya karın ağrıtır ya baş”
“ Bir şekilde Gönlüm razı gelmedi”
vb sözleri bir çok insandan duymuşsunuzdur. Mesela durup dururken, somutta bir olay ya da bir neden yokken, birden bire gittiğiniz bir mekanda içinize bir sıkıntı girer ve hemen oradan çıkmak istersiniz. Ve kimi zaman da hikmetini sonradan anlarsınız da; “O hissettiklerim boşuna değilmiş” dersiniz.
Sanki nefessiz kalmak gibi gelen ve insana huzursuzluk veren bu içerden duyulan sıkıntı hali, aslına bakarsanız, insanlar için bir nevi uyarıcıdır. Nasıl ki sigortalar atınca, bir anda elektrikler gider ve insan karanlıklar içinde kalır lakin o anda sigortanın atma amacı sistemi korumaktır, işte bu misal, anın içinde gelen O sıkıntı hali de, tıpkı sigorta görevi görerek, bir yerde ruhun daimi karanlıklarda kalmaması için geçici olarak insanı karanlıkta bırakmasıdır. Yani Gönlün bir uyarısıdır. Der ki insana, “bak burda yanlış bir şeyler var”
İnsan bu uyarıları dikkate alırsa sezgilerine güvenir ve iç sesinin ona söylediklerini dinlerse kalıcı hasarlardan korunur. Yaptığı yanlışlar, hatalar her ne ise oradan dönerek, onları düzeltir ve aydınlığa ulaşır. Lakin bu uyarıları dikkate almaz ve bu atan sigortaları önemsemeden ısrarla devam ederse, neticede yanar ve daimi olarak karanlıkların içinde kalır.
…
Bu sebeple, Kulak verin gönlünüzün size duyurmak istediklerine…
Girdiğiniz bir ortam, yaptığınız iş, görüştüğünüz insanlar, yahut bir duruma dair bakış açınız konu herneyse, orada sizi içten içe huzursuz eden bir şey var ise, bir şekilde göğüsünüzde bir darlık hissediyorsanız, eğer O ferahlık sizden alınıyorsa, anlayın ki orada sizin için bir uyarı vardır. Gönlünüz razı gelmemiştir.
Çünkü Gönül ferahlık verendir ve Daima Özgür olmanızı ve O yüklerden arınmanızı ister.