Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

EN SEVDİĞİN İÇİN, EN SEVDİKLERİNDEN VERMEK GEREK!

Ne yazık ki, İnsan nefsine uyarak, kendini yeterli görerek, elde ettikleri sebebiyle, kibirlenen böbürlenen ve şımarıp azmaya meyilli olandır. “Mülk Allah’ındır” sözünü pek çok kişi söyler ancak gerçekten hisseder mi bu sözünün manasını? Hissetmiş olan kişinin “benim”, “ben” ya da “bana” gibi sözcükler kalır mı dilinde? (benim evim, benim arabam, benim çocuğum, ben bilirim, benim dediğim vb ) … Hani ilk sıraya koyulanlar daha bir önemlidir ya; Kuran’da da ilk anlatılan kıssa bu bakış açısıyla okunduğunda Allah’ın en çok önem verdiği hususlardan biri paylaşmak, bencillik etmemek olsa gerek ki, Kur’an’da ilk sırayı “Bahçe sahipleri kıssası” almıştır. Kalem suresinde; 17. ile 33. Ayetler arasında şöyle anlatılır. “Bahçe sahipleri birbirleriyle, ertesi sabah bahçeden ürünleri toplamak üzere sözleşirler. Ve bu konuda hiç bir endişeleri de yoktur. Ancak onlar gece uykudayken bir afet sonucu bahçeleri harabeye döner ve ürünleri yok olur. Sabah uyanınca birbirlerine sesiniler. “Aman bir yoksul bizi görmeden, ürünlerimizden istemeden hemen gidip toplayalım” diyerek aceleyle çıkarlar. Yoksullara yardım edecek kadar varlıklı oldukları halde böyle konuşa konuşa kendilerinden emin bir halde bahçeye varırlar. Bahçenin perişan durumunu görünce herhalde biz yanlış yere geldik derler. Sonra durumu kavrayınca galiba biz cezalandırıldık ve üründen mahrum bırakıldık diyerek pişmanlıklarını bildirirler. … Bu kıssa da anlatılan durum hergün ne kadar çok insanın yaşadığı bir durumdur oysa… Kuran da anlatılan her kıssa, her ayet; tüm zamanlarda, her okuyana bir yol gösterici olması, yani o kişiye inmesi ve manayı hissetmesi için vardır yoksa eskilerin masalları olsun diye değildir. Mülkün tek sahibinin Allah olduğunu idrak ederek Allah’a şükür ederek onun verdiklerini paylaşmak varken, ne yazık ki insan nefsine yenilip hepsi benim olsun diyerek bencillik eder. Oysa Kuran, verenin Allah olduğunu idrak ederek hiçbir şey için benim demeden sahiplenmeden paylaşmak gerektiğini defalarca söyler bize. Paylaşmak, yetime yoksula, yolda kalmışa destek olmak… Sahiplenmeden bencillik etmeden gönülden vermek… Biriktirmeden, yığmak derdine düşmeden, Haktan alır, halka veririzi kavrayarak yaşamaktır önemli olan… Kimin malını, mülkünü kimden esirgiyorsun ki diyebilmektir… Sürekli tekrarlanan “Salatı yerine getirin, zekatı verin” ayetleri İle, Yüce Mevla yardımlaşmanın, destekleşmenin ve sosyal sorumlulukların önemini hatırlatır insanlara. Hak yolunda karşılık beklemeden, gönüllü olarak harcadığınız her şeyi Allah bilir. Ve Siz en sevdiğiniz şeylerden bağışlamadıkça gerçek iyiliğe huzura asla kavuşamazsınız der Yüce Mevla…
Ekleme Tarihi: 07 Nisan 2023 - Cuma

EN SEVDİĞİN İÇİN, EN SEVDİKLERİNDEN VERMEK GEREK!

Ne yazık ki, İnsan nefsine uyarak, kendini yeterli görerek, elde ettikleri sebebiyle, kibirlenen böbürlenen ve şımarıp azmaya meyilli olandır.
“Mülk Allah’ındır” sözünü pek çok kişi söyler ancak gerçekten hisseder mi bu sözünün manasını?
Hissetmiş olan kişinin “benim”, “ben” ya da “bana” gibi sözcükler kalır mı dilinde?
(benim evim, benim arabam, benim çocuğum, ben bilirim, benim dediğim vb )
Hani ilk sıraya koyulanlar daha bir önemlidir ya; Kuran’da da ilk anlatılan kıssa bu bakış açısıyla okunduğunda
Allah’ın en çok önem verdiği hususlardan biri paylaşmak, bencillik etmemek olsa gerek ki, Kur’an’da ilk sırayı “Bahçe sahipleri kıssası” almıştır.
Kalem suresinde; 17. ile 33. Ayetler arasında şöyle anlatılır.
“Bahçe sahipleri birbirleriyle, ertesi sabah bahçeden ürünleri toplamak üzere sözleşirler. Ve bu konuda hiç bir endişeleri de yoktur. Ancak onlar gece uykudayken bir afet sonucu bahçeleri harabeye döner ve ürünleri yok olur.
Sabah uyanınca birbirlerine sesiniler. “Aman bir yoksul bizi görmeden, ürünlerimizden istemeden hemen gidip toplayalım” diyerek aceleyle çıkarlar. Yoksullara yardım edecek kadar varlıklı oldukları halde böyle konuşa konuşa kendilerinden emin bir halde bahçeye varırlar. Bahçenin perişan durumunu görünce herhalde biz yanlış yere geldik derler. Sonra durumu kavrayınca galiba biz cezalandırıldık ve üründen mahrum bırakıldık diyerek pişmanlıklarını bildirirler.
Bu kıssa da anlatılan durum hergün ne kadar çok insanın yaşadığı bir durumdur oysa…
Kuran da anlatılan her kıssa, her ayet; tüm zamanlarda, her okuyana bir yol gösterici olması, yani o kişiye inmesi ve manayı hissetmesi için vardır yoksa eskilerin masalları olsun diye değildir.
Mülkün tek sahibinin Allah olduğunu idrak ederek Allah’a şükür ederek onun verdiklerini paylaşmak varken, ne yazık ki insan nefsine yenilip hepsi benim olsun diyerek bencillik eder.
Oysa Kuran, verenin Allah olduğunu idrak ederek hiçbir şey için benim demeden sahiplenmeden paylaşmak gerektiğini defalarca söyler bize.
Paylaşmak, yetime yoksula, yolda kalmışa destek olmak…
Sahiplenmeden bencillik etmeden gönülden vermek…
Biriktirmeden, yığmak derdine düşmeden, Haktan alır, halka veririzi kavrayarak yaşamaktır önemli olan…
Kimin malını, mülkünü kimden esirgiyorsun ki diyebilmektir…
Sürekli tekrarlanan “Salatı yerine getirin, zekatı verin” ayetleri İle, Yüce Mevla yardımlaşmanın, destekleşmenin ve sosyal sorumlulukların önemini hatırlatır insanlara.
Hak yolunda karşılık beklemeden, gönüllü olarak harcadığınız her şeyi Allah bilir.
Ve Siz en sevdiğiniz şeylerden bağışlamadıkça gerçek iyiliğe huzura asla kavuşamazsınız der Yüce Mevla…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.