Bugünlerde etrafınıza şöyle bir bakın…
İnsanların çoğu kaygılarının, endişelerinin, felaket haberlerinin içinde korkarak her gün tekrar tekrar ölmekte ya da hayattan çoktan bezmiş, vitesi boşa almış bayır aşağı uçuruma gitmekte…
Özellikle, Sosyal medya ve televizyonlar üzerinden, sürekli kaygı pompalayan haberler ile insanları ilmek ilmek işleyerek, kıtlık bilincine sokarak korku imparatorluğuna köle etmekteler.
Buğday tarlaları, tahıl siloları yok edilirken, ormanlar yakılırken “sahi nedir niyetleri” diye hiç kendinize sordunuz mu?
…
En yakın örnek olarak pandemi sürecini hatırlayın…
Bu korku imparatorluğu İle insanlara neler neler yaptırdılar. Filmlerde görsek inanmazdık denilen her şeyi yaşarken buldu insanlar kendini…
Peki nasıl ikna ettiler insanları tüm bunları yapmaya?
Elbette korkutarak…
Zorbalar, gücün egemenliğinde, zayıf bulduklarını, buyruğu altına alarak, onları kendilerine köle ederler. Eğer köle olmak istemiyorsanız güçlü olmanız gerekir. Gücünüzü de Gönlünüzden almanız gerekir. Öz’ünüzdeki Kudret’i hissederek, O en sağlam kulba sımsıkı yapışmanız gerekir.
“Kim nefsini (kendini) Allaha, Onu görür gibi, teslim ederse muhakkak ki o, en sağlam kulpa yapışmış olur. (Bütün) işlerin sonu ancak Allah’a varır (dayanır).
( Lokman suresi 22. Ayet)
İşte bu yüzden, başka bir kişinin malı ve mülkü olan kişiye “köle” denirken, Yalnızca Allah’ ait olan kişiye ise kul denir. Köleler korkuyla efendilerine biat ederler. Kullar ise Allah’a samimiyetle iman ederler ve hiçbir korkuları olmaz. Onlar tam olarak teslim olmuşlardır ki, her türlü korkudan ve bağımlılıktan özgürleşmişlerdir.
Buna dair KurAn’da Ahkâf-13/14 ayet şöyle der;
“Gerçekten, “Rabbimiz Allah'dır!” deyip, sonra da dosdoğru olan kimseler var ya, onlara artık korku yoktur ve onlar mahzun (da) olmayacaklardır.”
Demek ki insan emrolunduğu gibi dosdoğru yaşayan olursa ve Daima elinden gelenin en güzelini yaparak tastamam Allah’a teslim olduğunda hiç bir korkusu ve kaygısı kalmaz. Lakin vesvese veren zihninin oyunlarına kapılırsa, panik atak, kaygı bozukluğu, takıntı hastalığı vb. hastalıklar İle bu korku imparatorluğunun ekmeğine yağ sürmüş olur.
…
Sonuç olarak gelinen nokta çok açıktır. İnsanlar, Ya korku imparatorluğunun kölesi olarak, kaygılarla, ya şöyle olursa, ya böyle olursa derken, An’ı yaşamadan, her gün ölecek ve nihayetinde hazin sonu yaşayacak, ya da Özgür olmak ne demek idrak ederek, O’na şah damarından daha yakin olan Allah’a teslim olacak.
Yani ya kendi elleriyle yaptıkları neticesinde, kendine zulm eden ve huzurdan yoksun bırakılan olacak, ya da her an huzurda olduğunu hissederek şükretmenin zevkini ve güzellikleri çoğaltan olmanın ikramlarını yaşayacak.
Seçim sizin…
Yalnız dikkat edin!
KORKU İMPARATORLUĞU’NA KÖLE ARANIYOR!