Pınar KOCAMAN
Köşe Yazarı
Pınar KOCAMAN
 

AŞK!

Aşk, Buz dağının görünen kısmı misali; yüzeyde olana dair sayfalar dolusu cümleler yazdırırken, buz dağının görünmeyen kısmında, O en derininde olana dair, tek bir cümle dahi yazdırmaz! Dolayısıyla bu yazı, ancak, AŞK’ın yüzeyde görünen halinden, suyun altında kalan derinine dair bir yolculuktur! Ve Sorar Aşk; “Hangi kalem yazabilir ki? Kim cüret edebilir ki buna?” Hiç bir kalem yazamaz elbet, Ancak, Aşk’a feda olan Gönül dışında… Bu yüzden, Aşk, hiç bir zaman kağıda yazılmadı… Lakin Aşk zanları için, elbet herkes bir şeyler söyledi... Çünkü Aşk, O’na ait bir SIR idi… Bu SIR, öyle bir ateşti ki, Önce, Yanmaya AŞIK OLMAK gerekti… Ancak o zaman, Pervane misali, Alevin dışına gözü dahi Kaymadan, Şaşmadan, alevin içine atarken kendini, Öz yangınında, kendi yakin Öz’ünde yandıkça yanana aşikar olan idi… Üstelik, Gözünü dahi kırpmadan! Nefesler tutulmuş halde, Zerrece şaşmadan! Ve milim dahi kaymadan! … Ve bu yazı; Tıpkı önceki yazılarda bahsedilen GAH ve HİÇ gibi, Gönül Vermek Üçlemesi’nin de, Üçüncüsüdür; AŞK! Peki Nasıl bir AŞK? A-SLI Ş-aşmadı K-aymadı! A-YN Ş-aşmadı K-aymadı! Üzere; Sınırsız Gönülde Sonsuz Aşk içinde Teslim Olanın; Ne Aslı, ne de Ayn’ı şaşmayan,kaymayan bir AŞK! … ASLI; “Aslı gibi”, “orijinali” anlamında olup AYN ise; “Mecazen Göz”, “Gönül derinliği” olarak kullanılmıştır. Gözü şaşmadı kaymadı derken de; Gözü Gönül olarak alırsak; Gönlünden emin olan, Gördükleri neticesinde şaşmayan, Zerrece nefse akla kaymayan, Yani derinlerdeki O ağırlığı taşıyan demektir! Ve ancak Derinden eminlik ile; Şaşmadan, Gördüğünden baygın düşmeden, Tur dağı misali un ufak olmadan, Sağlamca durulurken, Başka hiç bir yöne kaymadan, Zerrece başkasına meyletmeden gördüğünü yaşar. Ve Nitekim Kuran’da konuya dair Necm Suresinde şöyle der; “Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.” (Necm Suresi 11) “Gözü Şaşmadı ve Kaymadı” ( Necm suresi 17) … Ve elbette ki AŞK; derinden bağlılıktır, bağımlılıkların çok ötesinde! Bu sebeple AŞK konuştuğunda ve “Kime bağlanmışım”’da saklı olan Sırrın hakikat derin manasını fısıldadığında, Ağırlığını Taşımaktan vazgeçip, Uzaklaşıp gidenler de olur… Çünkü Akıllı olanlar, hissedemezlik içinde, Kendimi yoramam derken, kendisi için doğru olanı yapar ve uzaklaşır. … Peki Sabretmek içindeyken, Nedir böyle pes ettiren? Elbette AŞK İmtihanları derindir ve meşakkatlidir! Derine dalanın, gireceği haller de çetindir! Ne yardan geçerim, ne de Ser’den diyenlerin hiç cüret etmemesi gerekendir! Çünkü AŞK ancak; Gövdem Ser’den geçti, Canım Ten’den geçti, Gönül Yar’dan geçmiyor! Diyenler ve Derinden bir eminlik ile ağırlığını taşıyanlar içindir.
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2024 - Perşembe

AŞK!

Aşk, Buz dağının görünen kısmı misali; yüzeyde olana dair sayfalar dolusu cümleler yazdırırken, buz dağının görünmeyen kısmında, O en derininde olana dair, tek bir cümle dahi yazdırmaz!
Dolayısıyla bu yazı, ancak, AŞK’ın yüzeyde görünen halinden, suyun altında kalan derinine dair bir yolculuktur!
Ve Sorar Aşk;
“Hangi kalem yazabilir ki?
Kim cüret edebilir ki buna?”
Hiç bir kalem yazamaz elbet,
Ancak, Aşk’a feda olan Gönül dışında…
Bu yüzden, Aşk, hiç bir zaman kağıda yazılmadı…
Lakin Aşk zanları için, elbet herkes bir şeyler söyledi...
Çünkü Aşk, O’na ait bir SIR idi…
Bu SIR, öyle bir ateşti ki,
Önce, Yanmaya AŞIK OLMAK gerekti…
Ancak o zaman, Pervane misali,
Alevin dışına gözü dahi Kaymadan, Şaşmadan, alevin içine atarken kendini,
Öz yangınında, kendi yakin Öz’ünde yandıkça yanana aşikar olan idi…
Üstelik, Gözünü dahi kırpmadan!
Nefesler tutulmuş halde,
Zerrece şaşmadan!
Ve milim dahi kaymadan!
Ve bu yazı; Tıpkı önceki yazılarda bahsedilen GAH ve HİÇ gibi, Gönül Vermek Üçlemesi’nin de, Üçüncüsüdür;
AŞK!
Peki Nasıl bir AŞK?
A-SLI
Ş-aşmadı
K-aymadı!
A-YN
Ş-aşmadı
K-aymadı!
Üzere;
Sınırsız Gönülde Sonsuz Aşk içinde Teslim Olanın;
Ne Aslı, ne de Ayn’ı şaşmayan,kaymayan bir AŞK!
ASLI;
“Aslı gibi”, “orijinali” anlamında olup
AYN ise;
“Mecazen Göz”, “Gönül derinliği” olarak kullanılmıştır.
Gözü şaşmadı kaymadı derken de;
Gözü Gönül olarak alırsak;
Gönlünden emin olan,
Gördükleri neticesinde şaşmayan,
Zerrece nefse akla kaymayan,
Yani derinlerdeki O ağırlığı taşıyan demektir!
Ve ancak Derinden eminlik ile;
Şaşmadan, Gördüğünden baygın düşmeden, Tur dağı misali un ufak olmadan, Sağlamca durulurken,
Başka hiç bir yöne kaymadan, Zerrece başkasına meyletmeden gördüğünü yaşar.
Ve Nitekim Kuran’da konuya dair Necm Suresinde şöyle der;
“Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı.” (Necm Suresi 11)
“Gözü Şaşmadı ve Kaymadı” ( Necm suresi 17)
Ve elbette ki AŞK; derinden bağlılıktır, bağımlılıkların çok ötesinde!
Bu sebeple AŞK konuştuğunda ve “Kime bağlanmışım”’da saklı olan Sırrın hakikat derin manasını fısıldadığında,
Ağırlığını Taşımaktan vazgeçip,
Uzaklaşıp gidenler de olur…
Çünkü Akıllı olanlar, hissedemezlik içinde, Kendimi yoramam derken, kendisi için doğru olanı yapar ve uzaklaşır.
Peki Sabretmek içindeyken,
Nedir böyle pes ettiren?
Elbette AŞK İmtihanları derindir ve meşakkatlidir!
Derine dalanın, gireceği haller de çetindir!
Ne yardan geçerim, ne de Ser’den diyenlerin hiç cüret etmemesi gerekendir!
Çünkü AŞK ancak;
Gövdem Ser’den geçti,
Canım Ten’den geçti,
Gönül Yar’dan geçmiyor!
Diyenler ve Derinden bir eminlik ile ağırlığını taşıyanlar içindir.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.