Bu haftaki yazımızda önceki haftalarda yazmış olduğumuz Şibli Numani yazısının devamı olacak şekilde İslam dünyasının dağılma dönemi fikir adamlarını işleyeceğiz. Bu haftaki konumuz fikir adamlığı ile beraber devlet adamı yönü olan Sait Halim Paşa’yı tanımaya çalışacağız.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı duymayan yoktur. Osmanlıya 30 yıl akla karayı seçtiren, II.Mahmut’u denize düşmeden yılana sarılır hale getiren Mısır valimiz. Sait Halim Paşa , Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunudur. Dolayısıyla Mısır doğumlu asil bir aileden gelmektedir. 1864 doğumludur.1888 tarihinde devlet hizmetine başladı. 1900 yılına kadar II. Abdülhamit’in gözde adamlarından biriydi. Bir dönem siyasetten uzak yaşadı. Yeni dönemde İttihat ve Terakki taraftarı oldu. Yeni döneminde nazırlık, Şura-yı Devlet reisliği, Nazırlık ve Sadrazamlık yani başbakanlık görevini yürüttü. Kendisinden habersiz I.Dünya savaşına girilmesi üzerine devlet görevini bıraktı.
I . Dünya savaşı sonrasında Ermeni Meselesinden sorumlu olduğu iddiasıyla yargılandı. Malta sürgünlerinden biriydi. Sonrasında ülkeye geri dönmek istese de bu durum uygun bulunmadı. Roma’da bir yalı satın aldı. Ermeniler tarafından şehit edilinceye orada yaşadı. Cenazesi İstanbul’a defnedildi.
Sait Halim Paşa fikir adamı yönü olan birisidir. İttihatçıların İslami kanadındandır. İslam birliği fikrini savunmuş ama fikirleri uygulama imkanı bulamamış bir devlet adamıdır. Fikirlerini özetle aktaracak olursak:“Avrupa medeniyetinin “millîleştirilerek” kendimize uygun hale getirilmesi gerektiği kanaatindedir. Said Halim Paşa, İslâm birliği idealini ön plana alır ve İslâm birliği olmadan millî birliğin kurulamayacağını savunur. İslâm âleminin büyük bir aile gibi olduğunu ileri sürer ve İslâm’ın katı ve bencil milletçiliğe karşı olduğuna inanır. Said Halim Paşa’nın imparatorluğun yıkılış aşamasında yetişmiş aydınların önde gelenlerinden biri olduğuna ve geride bıraktığı eserlerin devlet adamı kimliğini gölgelediğine şüphe yoktur. Said Halim Paşa, 150 senedir devam etmekte olan gerilemenin sebebini şeriat hükümlerine aykırı davranılmaya bağlayan 1839 Tanzimat Fermanı’ndaki gerekçeyi tekrarlarcasına İslâmî vazifelerin eski zamanlarda olduğu gibi gerektiği şekilde yerine getirilmemesini bunun sebebi olarak öne çıkarır.
Bu şekilde devletimizin son döneminde yıkılış sürecine karşı fikir ortaya koyan devlet adamlarımızdan Sait Halim Paşa’nın fikir yapısını kısaca anlatmaya çalıştık. Buhranlarımız isimli eseri başta olmak üzere onlarca eser ortaya koyan Paşanın fikirleri günümüzde de benimsenmektedir. Fakat kişilerin eserlerini okumadan fikir beyan etme yanlışına düşmeden ve ön yargılarımıza takılmadan Paşa’yı değerlendirmek daha doğru olur düşüncesindeyim. Siyasi icraatını tarih değerlendirecektir. Rabbim merhametiyle muamele etsin.
Selam ve dua ile...