Galat-ı meşhur lisan-ı fasihten evladır. Yani halkın sıklıkla yaptığı dil ve anlam yanlışlıkları, doğrusundan iyidir. Bu söz hakikaten doğru mu? Yoksa tehlikeli kullanımlara kapı aralayan bir yaklaşım mı? Onu değerlendirmeye çalışacağız.
Osmanlı siyasi tarihinde kendinden hiçbir şekilde imparatorluk diye söz etmemiştir. Kendisini “Devlet” diye anmıştır. Devletin tam adı “Devletil Aliyyetil Osmaniyye” olarak geçmektedir. Mesela ilk vakanüvis yani resmi tarih yazarımız Naima’nın eserlerinde kullanım şekli budur. Devletin resmi evrakı da bu şekilde geçer. Bugün birilerinin Türkiye Cumhuriyetini TC şeklinde kullanması gibi kasıtlıdır. Kasıtlıdır derken altında nasıl bir anlam vardır? Bir de buna bakalım. İmparatorluk kelimesinin özünde Sömürme var. İmparatorluk, sömürmenin, emperyalizmin ve eşkiyalığın aletidir. Bu nedenle Osmanlı imparatorluk değildir. Bu kullanım şeklini Batılılar özellikle benimsemektedir. Batılı devletler kendilerini krallık, imparatorluk şeklinde anmaktadırlar. Çünkü Batı tarihinde sömürgecilik her daim olmuş ve normal kabul edilmiştir. Özellikle Arap memleketlerinin ders kitaplarında İmparatorluk yani sömürgeci Osmanlı tipi tanıtılmıştır. Bu durumda Araplarda sömürgeden kurtulan(!) insanlar oluyor. Sömürgecilere hayran olurken, kendilerine hami olan Osmanlı Devletini düşman kabul edebiliyorlar.
Bu meseleyi ve diğer pek çok konuyu Mehmet Maksutoğlu “Hatırladıklarım” isimli eserinde işliyor. Şimdi eseri ve sahibini tanıyalım. 1939 Eskişehir doğumlu olan yazar Kırım göçmenidir. İlahiyat fakültesi mezunu olan yazar yüksek lisans ve doktora eğitiminden sonra Marmara Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesinde dersler verdi. Yurt dışında Milletlerarası İslam üniversitesi, Hoca Ahmet Yesevi üniversitesi ve Rotterdam İslam üniversitelerinde de görevler üstlendi. İslam tarihi ve Arapça dil bilgisi konularında kitaplar yazdı. Eseri hatırladıklarım ismini taşımaktadır. Eserde Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim ve dine bakış açısı, üniversite tahsili, gençliğin durumu, siyasi örgütlenmeler konuları önemle işlenmektedir. 1960 darbesi, 1980 darbesi ve sonrasında 28 Şubat sürecini İlahiyatçı ve görgü tanığı olarak yaşamıştır.
Eserde Osmanlı İmparatorluk muydu, Bizans ismi başta olmak üzere tarihe ve dile dair pek çok meselede yazar görüşlerini bildirmiştir. Bu durum hatırata renk katmıştır.Ben şöyle yaptım tadında bir hatıratın ötesinde ilim öğrenmek isteyenlere yol gösterici olmuştur. Bahsedilenler yazarın kendi bakışının ürünleridir. Her kesimden buna benzer nitelikli ürünlerin çıkmasının fikir hayatını zenginleştireceğimizi umut ediyorum. Rabbim ilim sahiplerinin gücünü artırsın.
Selam ve dua ile...