Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Mustafa AK
Köşe Yazarı
Mustafa AK
 

İHANETİN ADI: RECİ OLAYI

Uhud Gazası sonrası Ben-i Lihyanlılar Halid bin Süfyan… İslam nurunu söndürmek, Resulullah’a suikast düzenlemek amacıyla korkunç bir plan hazırlamıştı. Allah Resulü durumu öğreniyor ve yiğitlerden birini tuzağı kuran Halid’i öldürmesi için görevlendiriyor. Abdullah bin Üneys “Canım kanım sana feda olsun diyenlerden” bir yiğit. Allah Resulünün emriyle Halid’i pusuya düşürüp öldürüyor. Ama küfrün de kâfirin de planı bitmiyor. Beni Lihyan’ın akrabalarından Adel ve Kare kabileleri Allah Resulünden kendilerine İslamı anlatacak bir heyet istiyorlar. Ama geride tuzakları çok büyük… Bu elçileri yakalayıp bir kısmını öldürmek diğerlerini de Mekke’de esir pazarında satmak. Resulullah, kendine gayet masumane(!) bir taleple gelen heyeti geri çevirmiyor. Resulullah’ın şairi Asım bin Sabit başkanlığında on kişilik bir muallim heyetini göndermeye karar veriyor. Tek maksatları dini öğretmekti ve bir kişiyi dahi olsa onları bekleyen acıklı azaptan kurtarmaktı. Geceleri yürüyüp gündüzleri gizlenen bu heyet pusuya düşürüleceklerinden bihaber davaları için yola düşmüşlerdi. Reci kuyusu yakınları yüz kişilik bir hain grubu, tek amacı ilim öğretmek olan muallim heyetini kuşatmışlardı. Muallimlerden Asım bin Sabit “ Allahım! Peygamberini durumumuzdan haberdar et “diye dua ettikten sonra teslim olmayı reddederek savaşa girdi. Çantasında bulunan yedi okun her biri ile bir müşriki öldürdü. Çetin bir mücadele sonunda, “Allahım! Ben ilk günler senin dinini korudum, sen de bugün benim cesedimi koru!” dedi ve ardından şehid oldu. Âsım’ın başını Sülâfe’ye götürüp yüz deveyi almak isteyen Lihyânlılar, âniden üzerlerine saldıran arılar yüzünden onun naaşına yaklaşamadılar. Arıların dağılması için geceyi beklemeye mecbur kalan Lihyânlılar bu defa da birdenbire yağmaya başlayan yağmurun meydana getirdiği sellerin Âsım’ın naaşını sürüklemesiyle emellerine kavuşamadılar. Âsım’ın cesedi daha sonra da bulunamadı. Bu hadiseden dolayı Âsım “Hamiyyü’d-debr” (arıların koruduğu kişi) lakabıyla meşhur olmuştur. Asım bin Sabit ismi bu olaydan yüzyıllar sonra Osmanlı coğrafyasında Mehmet Akif’in yetişmesini arzu ettiği ideal neslin adı olacaktır. Türk gencinin bu şiiri okurken Asım’ın kim olduğunu zaruridir. Resulullah sahabesine bu şekilde haince pusu kuran Beni Lihyan kabilesine ve bu suikaste ortak olan kabilelere kırk gün boyunca vakit namazlarından sonra beddua etmiştir. O günden sonra ihanetin adı Reci, şehadetin sembolü ise Asım ve beraberindeki yiğitler olmuştur. Rabbim onlara layık olmayı nasip etsin.
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2023 - Perşembe

İHANETİN ADI: RECİ OLAYI

Uhud Gazası sonrası Ben-i Lihyanlılar Halid bin Süfyan…

İslam nurunu söndürmek, Resulullah’a suikast düzenlemek amacıyla korkunç bir plan hazırlamıştı.

Allah Resulü durumu öğreniyor ve yiğitlerden birini tuzağı kuran Halid’i öldürmesi için görevlendiriyor. Abdullah bin Üneys “Canım kanım sana feda olsun diyenlerden” bir yiğit. Allah Resulünün emriyle Halid’i pusuya düşürüp öldürüyor.

Ama küfrün de kâfirin de planı bitmiyor. Beni Lihyan’ın akrabalarından Adel ve Kare kabileleri Allah Resulünden kendilerine İslamı anlatacak bir heyet istiyorlar. Ama geride tuzakları çok büyük… Bu elçileri yakalayıp bir kısmını öldürmek diğerlerini de Mekke’de esir pazarında satmak.

Resulullah, kendine gayet masumane(!) bir taleple gelen heyeti geri çevirmiyor. Resulullah’ın şairi Asım bin Sabit başkanlığında on kişilik bir muallim heyetini göndermeye karar veriyor. Tek maksatları dini öğretmekti ve bir kişiyi dahi olsa onları bekleyen acıklı azaptan kurtarmaktı.

Geceleri yürüyüp gündüzleri gizlenen bu heyet pusuya düşürüleceklerinden bihaber davaları için yola düşmüşlerdi. Reci kuyusu yakınları yüz kişilik bir hain grubu, tek amacı ilim öğretmek olan muallim heyetini kuşatmışlardı. Muallimlerden Asım bin Sabit “ Allahım! Peygamberini durumumuzdan haberdar et “diye dua ettikten sonra teslim olmayı reddederek savaşa girdi. Çantasında bulunan yedi okun her biri ile bir müşriki öldürdü. Çetin bir mücadele sonunda, “Allahım! Ben ilk günler senin dinini korudum, sen de bugün benim cesedimi koru!” dedi ve ardından şehid oldu. Âsım’ın başını Sülâfe’ye götürüp yüz deveyi almak isteyen Lihyânlılar, âniden üzerlerine saldıran arılar yüzünden onun naaşına yaklaşamadılar. Arıların dağılması için geceyi beklemeye mecbur kalan Lihyânlılar bu defa da birdenbire yağmaya başlayan yağmurun meydana getirdiği sellerin Âsım’ın naaşını sürüklemesiyle emellerine kavuşamadılar. Âsım’ın cesedi daha sonra da bulunamadı. Bu hadiseden dolayı Âsım “Hamiyyü’d-debr” (arıların koruduğu kişi) lakabıyla meşhur olmuştur. Asım bin Sabit ismi bu olaydan yüzyıllar sonra Osmanlı coğrafyasında Mehmet Akif’in yetişmesini arzu ettiği ideal neslin adı olacaktır. Türk gencinin bu şiiri okurken Asım’ın kim olduğunu zaruridir.

Resulullah sahabesine bu şekilde haince pusu kuran Beni Lihyan kabilesine ve bu suikaste ortak olan kabilelere kırk gün boyunca vakit namazlarından sonra beddua etmiştir. O günden sonra ihanetin adı Reci, şehadetin sembolü ise Asım ve beraberindeki yiğitler olmuştur. Rabbim onlara layık olmayı nasip etsin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.