Uzaydan bakılınca görülmeyen dünyanın zalimliğini zerre kadar desteklemeyen fakat uzay çalışmalarını canı gönülden destekleyen bir dilek mektubu yazmak nasip oldu bu hafta. Bilim, teknoloji ve uzay mükemmel ama bütün bunları kuşatması gereken merhamet çok daha güzel.
Merhametin kuşatmadığı diyarları medeniyet ile süsleyemez kimse. Ve tüm duvarları yıkan savaşlar, yıkamaz merhamet kuşatmış diyarları. Ölümden korkmayan fakat yerini ve ailesini kaybetmekten korkan bir milletin, 57 İslam Ülkesine ulaşamadığı teknoloji çağında yaşıyor olmak, bunlara şahit olmak merhamet yurdunda yeşeren ve adı vicdan olan kıymetli bir fidana büyüsün diye gerekli özeni göstermek zorunda bırakıyor insanı. Kışın soğuğunda hayatta kalmaya çalışan bir çiçek gibi, hayatın ve insanlığın ayazı. Bazı zahmetler çekilirken bizden birsey eksilmez, görünmeyen yanımız yücelir ve yükselir. Bunu da yalnızca merhamet diyarında yasayanlar bilir.
Uyuyamadıkları için Rabbi ile konuşan binlerce çocuk, artık derin uykularda. Allah'a dayanmaktan başka hiçbir güvence bilmeyen binlerce insan, artık en emin yerde. Onlar için toprağın,vatanın,bayrağın ve değerlerin önemi tıpkı bizdeki Nene Hatun gibi, Sütçü İmam gibi, Hasan Tahsin gibi. Bu yüzden en iyi biz anlarız onların halini. Eğer geçmişten günümüze kadar geçen sürede hâlâ anlayabiliyor isek, o hamburgeri yemesek de olur. O kahveyi içmesek, o şampuanla yıkanmasak, o kremi sürmesek de olur. Olur tabi ancak her şey "ol" emrine sahip Rabbimizin emanetlerine sahip çıkmakla mümkün olur. İbn-i Tufeyl der ki " Kalbinin kulakları ile duy, aklının gözleri ile izle". Kalbinin duyabileceği tek yer merhamet diyarı. Aklının göz olup görebileceği yer de orası. Gerisi madde, eşya ve dünya oyuncağı.
Şimdi vakit, kendimiz dahil tüm dünya ile yüzleşme vaktidir. Ses olma, var olduğunu ispat etme ve sahip çıkma vaktidir. Merhamet diyarında yasayanlar için, farklılıklar önemsenmeksizin benimseme ve sarılma vaktidir. Zamanın geçişine kapılmadan, zamansız ve mekansız olan beldelere çatı olma vaktidir. Çünkü Mescidi Aksa dünyanın dönen çekirdeği, en kıdemli şahidi ve hakikat ehlinin yurdudur. Ve Filistin, dün, bugün ve yarın mis kokulu gonca gülümüzdür...