Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

MÜDÂRÂ

Sessizliğine hayran kaldığım günlerden biriydi yine. Dış sesler sustuğu zaman, konuşan şeyler vardı ve ben münzevi bir kul olarak, sessizliğin içindeki sesleri dinleyerek aradığımı bulmuştum. Hâl üzere yaşamak, hâl üzere ilerlemek, hâl üzere sevebilmek ve bu sürgün yurdundan da hâl üzere ayrılabilmek öyle kıymetli, öyle gerekli ki... Her şeyi çok iyi bildiğimizi sandığımız gibi, hâl üzere değerlendirmeyi de iyi biliriz sanıyoruz. Ama yanılıp, yeniliyoruz. Neden mi? Güneş mesela. O, sessizliğine hayran kaldığım varlıklardan bir tanesi. Var oluş amacından dışarı sapmamış fakat müdârâ bir varlık olarak da varlığına devam etmiştir. Kızgındır ama belli etmez, hep sıcak ve parlaktır. Sıcaklığına ve parlaklığına hayran olanlara ders niteliğindeki yakıcılığı, yine müdârâ bir varlık olduğunu gösterir. Çok yaklaşıldığında yakabileceğini, çok uzak kalındığında soğuk ve karanlıkta bırakabileceğini fakat olması gereken yerde isek onun ısı ve ışığından tam kararında faydalanılabileceğini her hali üzere anlatır. Tıpkı fani olan her şeyle aramızda olması gereken mesafe gibi... Kimileri ona iki yüzlü der. Isıtıp aydınlatırken, yakabileceğini hiç söylemeyen, sinsi bir düşman gibi bile görebilirler. Bu ve buna benzer yorumlar, çoğaldıkça çoğalır. Ne demiş eskiler "el konuşur, âlem dinler" ama güneş, ışığından ve sıcaklığından zerre bir şey kaybetmez. Başkalarının âkil olmayan düşünceleri yüzünden de, güneş güneşliğinden vazgeçmez. O, iki yüzlü değildir. Yakıp kavurmamak, zarar vermemek, yok etmemek için bu potansiyelini, ısı ve ışık vererek, fayda amacına yönlendirmiştir. Oysa onun elindedir yakabilirde, yakıcılığından nefes bile aldırmaz istese, âmâ o tercihini güzel olana kullanıp, bize fayda hali üzere görünmeyi tercih eder. Hikaye bu ya, uyandırmak isterim sizleri. Size taş atmıyor diye eli yok sanmayın kimseyi. Müdârâ olmak çabasında olanlara, fazla ilişmeyin, zorlamayın. Zarar görmemek ve zarar vermemek için verilen bu çabayı, hiçbir şey yapamıyorsanız bile susarak yolcu edin. Güler yüzleri çok fazla aşındırmayın, zira altındaki renk pek hoşunuza gitmeyecektir. Vesselam..
Ekleme Tarihi: 15 Kasım 2023 - Çarşamba

MÜDÂRÂ

Sessizliğine hayran kaldığım günlerden biriydi yine. Dış sesler sustuğu zaman, konuşan şeyler vardı ve ben münzevi bir kul olarak, sessizliğin içindeki sesleri dinleyerek aradığımı bulmuştum. Hâl üzere yaşamak, hâl üzere ilerlemek, hâl üzere sevebilmek ve bu sürgün yurdundan da hâl üzere ayrılabilmek öyle kıymetli, öyle gerekli ki... Her şeyi çok iyi bildiğimizi sandığımız gibi, hâl üzere değerlendirmeyi de iyi biliriz sanıyoruz. Ama yanılıp, yeniliyoruz. Neden mi?

Güneş mesela. O, sessizliğine hayran kaldığım varlıklardan bir tanesi. Var oluş amacından dışarı sapmamış fakat müdârâ bir varlık olarak da varlığına devam etmiştir. Kızgındır ama belli etmez, hep sıcak ve parlaktır. Sıcaklığına ve parlaklığına hayran olanlara ders niteliğindeki yakıcılığı, yine müdârâ bir varlık olduğunu gösterir. Çok yaklaşıldığında yakabileceğini, çok uzak kalındığında soğuk ve karanlıkta bırakabileceğini fakat olması gereken yerde isek onun ısı ve ışığından tam kararında faydalanılabileceğini her hali üzere anlatır. Tıpkı fani olan her şeyle aramızda olması gereken mesafe gibi... Kimileri ona iki yüzlü der. Isıtıp aydınlatırken, yakabileceğini hiç söylemeyen, sinsi bir düşman gibi bile görebilirler. Bu ve buna benzer yorumlar, çoğaldıkça çoğalır. Ne demiş eskiler "el konuşur, âlem dinler" ama güneş, ışığından ve sıcaklığından zerre bir şey kaybetmez. Başkalarının âkil olmayan düşünceleri yüzünden de, güneş güneşliğinden vazgeçmez. O, iki yüzlü değildir. Yakıp kavurmamak, zarar vermemek, yok etmemek için bu potansiyelini, ısı ve ışık vererek, fayda amacına yönlendirmiştir. Oysa onun elindedir yakabilirde, yakıcılığından nefes bile aldırmaz istese, âmâ o tercihini güzel olana kullanıp, bize fayda hali üzere görünmeyi tercih eder. Hikaye bu ya, uyandırmak isterim sizleri. Size taş atmıyor diye eli yok sanmayın kimseyi. Müdârâ olmak çabasında olanlara, fazla ilişmeyin, zorlamayın. Zarar görmemek ve zarar vermemek için verilen bu çabayı, hiçbir şey yapamıyorsanız bile susarak yolcu edin. Güler yüzleri çok fazla aşındırmayın, zira altındaki renk pek hoşunuza gitmeyecektir.

Vesselam..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

21
Kasım
15
Kasım
07
Kasım
31
Ekim
17
Ekim
08
Ekim
01
Ekim
17
Eylül
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.