Sen mi geçtin buradan?
Sesini ektiğim saksı, hala duruyor yerinde
İçimde bir sürü kuru bahçe
Allah'ım sen yağmurun da Rabbisin.
Denk olalım istedim, belki de anlaşılmaktı niyetim
Haberin olmadan, duamdan ve umudumdan
Kalp ne anlar ki helalden ve haramdan.
Hiçbir yere sığdırılamayan cinsiyetin sahibi
Öldüğünde bile bir künye ile anılmak zorundadır
Ve gurur, sığdıramadıklarınız için bir tabuttur.
Seni çağıran şey ruhun, acele dönmen lazım
Ne yaptım kendime, ne yaptın kendine?
Kuş mu ol dediler sana, ayağındaki bunca yüke rağmen,
Uç mu dediler sana, kanatların kanarken.
En çok özleyeceğin şey de kendin olacaksın,
Asla vuslata eremeyeceğin bir hasret olacak bu,
Kayıp ilanına yazıp çizeceğin cümle de bulamayacaksın,
Ne unuttum, ne de kavuştum desen belki bilen çıkacak,
Ama sen en iyisi zamandı geçti, ömürdü bitti, de.
Görmeyene, artık görünmemeye başladığın zaman tersine döndü her şey,
Işıklar söndü, karanlıktı odalar
Var mı arttıran diye seslendin, boşvermiş evlere,
Kör kuyuları, aydınlık diye yutturdular.
Yüzüyor hala o gemi, bardaktaki suyu taşıra taşıra,
Yazgını sev, bir de üstüne yağmur yağıyorsa,
Yanına geldin diye çok kızacak sandığın yeri
Söyleme, gizli kalsın...
Sevginin adı ağır, imtihanı ağırdır zîra.