Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
İbrahim SERT
Köşe Yazarı
İbrahim SERT
 

BENİM OĞLUMU YEMİŞLER ABİ

Acılı bir baba, Halil Yılmaz; “Benim oğlumu ısırmamışlar, benim oğlumu yemişler abi” dediği gün yer yerinden oynamalıydı. Yaprak bile kımıldamadı. Evladı onlarca tıbbi operasyon geçirdi, doku nakilleri yapıldı, organlarını toplayıp bir şekilde diktiler, kafatasında deri kalmamıştı. Gecelerce acıdan bağırdı, ailesi izlemek dışında bir şey yapamadı. Yetmedi! TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonuna mağdur sıfatı ile davet ediliyor. Komisyon görüşmesinde, halk yerine azgın bir azınlığın ve rant çevrelerinin vekilliği yapmayı seçmiş kişilerden birisi, “Çocuklar okula yürüyerek mi gidiyor? Servis ile gidiyor” demesi üzerine, okul yolunda başıboş köpeklerin saldırısına uğrayarak ölümden dönen ve hâlâ tedavi gören Tunahan Yılmaz’ın babası Halil Yılmaz itiraz ediyor. Kendisine "sen kimsin" diye bağıran muhalif vekillere tepki gösteren baba Halil Yılmaz "benim çocuğum diri diri yendi, 10 yıl tedavi görecek" diyor. Acılı baba sinir krizi geçirirken muhalefet milletvekilleri "çocukları alet etmeyin" diye bağırıyor, bazıları ise baba Halil Yılmaz'ın üstüne yürüyor. Acılı baba komisyonda bağırıyor, “gecelerce ağlayıp dua ettim, benim çocuğumu al Allahım” dedim “benim çocuğum acı içinde günlerce kıvrandı, dayanamadım” diyor. Bütün çocukların okullara servis ile gittiğini zanneden halkçı(!) vekiller, topluma başıboşluğu dayatıyor. Acılı bir baba bağırıyor, “SEN NASIL BİR İNSANSIN…” Yetmedi! 10 yaşındaki kızını başıboş sokak köpeklerinin saldırısı sonucu kamyonun altında kalmasıyla kaybeden bir anneye, Mahra Melin Pınar’ın annesi Derya Pınar’a parmak sallayarak üzerine yürüyorlar. Öfke, siyasi tarafgirlik ve kibir ile akıl ve vicdan melekelerini kaybetmiş garip siyasetçiler. Elinde evladının kanı üzerinde kurumuş minik ayakkabıları ile komisyona gelmiş, başka Mahra’lar olmasın diye mücadele eden bir anneye, ‘senin çocuğunu AKP öldürdü’ diye bağırıyorlar. BU ÜLKEDE BİR MİLLETVEKİLİ, EVLADINI KAYBEDEN BİR ANNEYE “ŞOV YAPMA” DEDİ Belediyeler görevini yapmadı, kısırlaştırma yapmadı diye propaganda yapanlar, yıllarca kendi partilerinin yönteminde olan belediyelerde başıboş köpek sorununun çok daha vahim boyutta olduğunu gayet iyi biliyorlar. Mevcut GSYİH’in yüzde 80’nini kapsayan büyükşehirlerin yönetimi, başıboş köpek sorunu çözümsüz kalsın diye uğraşanların bir kısmının elinde. Para var, iktidarları var ama onlarda da çözüm yok. Dertleri halkın bir sorununu çözmek değil, dertleri çözüme engel olmak, kibirli, akıldışı ve saplantılı bir başıboşluğu sürdürmek. Onlarca yıldır mevcut yasa ile en ufak bir ilçede bile bu sorun çözülemedi ise çözümsüzlüğün asıl kaynağı 5199 sayılı yasadır. Bu yasada yapılacak düzenlemelere karşı çıkmak halk düşmanlığıdır. Hele ki bugüne kadar kamuoyuna; ciddi, çerçeveli bir çözüm önerisi sunmadıktan sonra. Anaları, babaları ağlattılar; dert dinlemek yerine, propaganda yapmayı, üstten bakmayı, vicdan satmayı tercih ettiler. Almanca ve İngilizce yayınlarında ‘Başıboş Köpek Sorunu, İnsan Hakları Sorunudur’ diyen yabancı yayın organları, Türkçe yayınlarında, başıboş köpek propagandası yapıyor. Kendi sokaklarında bir tane başıboş köpek olmasına izin vermeyen Almanya merkezi vakıflar, ülkemizde sözde hayvan sever STK’lara fonlar akıtıp, konferanslar, paneller düzenliyorlar. Yani, Alman’ın, İngiliz'in canı kıymetli, Türk’ün canı köpeğe feda olsun diyorlar. Onlar diyor da, biz kendimize bunu nasıl reva görüyoruz? Konun mağduru ve asıl muhatabı olan vatandaşlarımız adına mağdur sıfatı ile o toplantıya katılan acılı anne ve babaları, bağırış çağırış ile salondan kovmaya çalışanlar ile aramızda asla kapanmayacak İNSANİ bir mesafe var. Mahra Melin Pınar, Mete Durna, Ali Asaf, Rabia, Mustafa, Ege gibi hayatını kaybeden birçok insan geri dönmeyecek ama bir daha olmasın diye elimizden geleni yapacağız. Kim bu yolda samimi bir adım dahi atarsa halkın yanındadır. Bu siyaset üstü bir konudur. Acı içinde kıvranan Tunahan’ın fotoğrafının altına “darısı tüm erkek çocuklarının başına” yazanlar ile ‘başka Mustafalar kuduzdan ölmesin’ diyenler arasında; insanlık, akıl ve vicdan ile insan düşmanlığı, akıldışılık ve vicdansızlık arasında bir mücadeledir. Partisi, ideolojisi falan da yoktur. Allah kimseye melek olan çocuğunun ayakkabılarını hatıra olarak saklama acısı yaşatmasın. Allah kimseyi, o anneye çemkirecek kadar küçültmesin. İnsan, kanı üstünde kurumuş ayakkabıya bakar da utanır. Esen kalın…
Ekleme Tarihi: 18 Temmuz 2024 - Perşembe

BENİM OĞLUMU YEMİŞLER ABİ

Acılı bir baba, Halil Yılmaz; “Benim oğlumu ısırmamışlar, benim oğlumu yemişler abi” dediği gün yer yerinden oynamalıydı. Yaprak bile kımıldamadı. Evladı onlarca tıbbi operasyon geçirdi, doku nakilleri yapıldı, organlarını toplayıp bir şekilde diktiler, kafatasında deri kalmamıştı. Gecelerce acıdan bağırdı, ailesi izlemek dışında bir şey yapamadı.

Yetmedi!

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri komisyonuna mağdur sıfatı ile davet ediliyor. Komisyon görüşmesinde, halk yerine azgın bir azınlığın ve rant çevrelerinin vekilliği yapmayı seçmiş kişilerden birisi, “Çocuklar okula yürüyerek mi gidiyor? Servis ile gidiyor” demesi üzerine, okul yolunda başıboş köpeklerin saldırısına uğrayarak ölümden dönen ve hâlâ tedavi gören Tunahan Yılmaz’ın babası Halil Yılmaz itiraz ediyor.

Kendisine "sen kimsin" diye bağıran muhalif vekillere tepki gösteren baba Halil Yılmaz "benim çocuğum diri diri yendi, 10 yıl tedavi görecek" diyor. Acılı baba sinir krizi geçirirken muhalefet milletvekilleri "çocukları alet etmeyin" diye bağırıyor, bazıları ise baba Halil Yılmaz'ın üstüne yürüyor. Acılı baba komisyonda bağırıyor, “gecelerce ağlayıp dua ettim, benim çocuğumu al Allahım” dedim “benim çocuğum acı içinde günlerce kıvrandı, dayanamadım” diyor.

Bütün çocukların okullara servis ile gittiğini zanneden halkçı(!) vekiller, topluma başıboşluğu dayatıyor. Acılı bir baba bağırıyor, “SEN NASIL BİR İNSANSIN…”

Yetmedi!

10 yaşındaki kızını başıboş sokak köpeklerinin saldırısı sonucu kamyonun altında kalmasıyla kaybeden bir anneye, Mahra Melin Pınar’ın annesi Derya Pınar’a parmak sallayarak üzerine yürüyorlar. Öfke, siyasi tarafgirlik ve kibir ile akıl ve vicdan melekelerini kaybetmiş garip siyasetçiler.

Elinde evladının kanı üzerinde kurumuş minik ayakkabıları ile komisyona gelmiş, başka Mahra’lar olmasın diye mücadele eden bir anneye, ‘senin çocuğunu AKP öldürdü’ diye bağırıyorlar.

BU ÜLKEDE BİR MİLLETVEKİLİ, EVLADINI KAYBEDEN BİR ANNEYE “ŞOV YAPMA” DEDİ

Belediyeler görevini yapmadı, kısırlaştırma yapmadı diye propaganda yapanlar, yıllarca kendi partilerinin yönteminde olan belediyelerde başıboş köpek sorununun çok daha vahim boyutta olduğunu gayet iyi biliyorlar. Mevcut GSYİH’in yüzde 80’nini kapsayan büyükşehirlerin yönetimi, başıboş köpek sorunu çözümsüz kalsın diye uğraşanların bir kısmının elinde. Para var, iktidarları var ama onlarda da çözüm yok. Dertleri halkın bir sorununu çözmek değil, dertleri çözüme engel olmak, kibirli, akıldışı ve saplantılı bir başıboşluğu sürdürmek.

Onlarca yıldır mevcut yasa ile en ufak bir ilçede bile bu sorun çözülemedi ise çözümsüzlüğün asıl kaynağı 5199 sayılı yasadır. Bu yasada yapılacak düzenlemelere karşı çıkmak halk düşmanlığıdır. Hele ki bugüne kadar kamuoyuna; ciddi, çerçeveli bir çözüm önerisi sunmadıktan sonra.

Anaları, babaları ağlattılar; dert dinlemek yerine, propaganda yapmayı, üstten bakmayı, vicdan satmayı tercih ettiler.

Almanca ve İngilizce yayınlarında ‘Başıboş Köpek Sorunu, İnsan Hakları Sorunudur’ diyen yabancı yayın organları, Türkçe yayınlarında, başıboş köpek propagandası yapıyor. Kendi sokaklarında bir tane başıboş köpek olmasına izin vermeyen Almanya merkezi vakıflar, ülkemizde sözde hayvan sever STK’lara fonlar akıtıp, konferanslar, paneller düzenliyorlar. Yani, Alman’ın, İngiliz'in canı kıymetli, Türk’ün canı köpeğe feda olsun diyorlar. Onlar diyor da, biz kendimize bunu nasıl reva görüyoruz?

Konun mağduru ve asıl muhatabı olan vatandaşlarımız adına mağdur sıfatı ile o toplantıya katılan acılı anne ve babaları, bağırış çağırış ile salondan kovmaya çalışanlar ile aramızda asla kapanmayacak İNSANİ bir mesafe var.

Mahra Melin Pınar, Mete Durna, Ali Asaf, Rabia, Mustafa, Ege gibi hayatını kaybeden birçok insan geri dönmeyecek ama bir daha olmasın diye elimizden geleni yapacağız. Kim bu yolda samimi bir adım dahi atarsa halkın yanındadır. Bu siyaset üstü bir konudur.

Acı içinde kıvranan Tunahan’ın fotoğrafının altına “darısı tüm erkek çocuklarının başına” yazanlar ile ‘başka Mustafalar kuduzdan ölmesin’ diyenler arasında; insanlık, akıl ve vicdan ile insan düşmanlığı, akıldışılık ve vicdansızlık arasında bir mücadeledir. Partisi, ideolojisi falan da yoktur.

Allah kimseye melek olan çocuğunun ayakkabılarını hatıra olarak saklama acısı yaşatmasın. Allah kimseyi, o anneye çemkirecek kadar küçültmesin. İnsan, kanı üstünde kurumuş ayakkabıya bakar da utanır.

Esen kalın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (6)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Kursunkalem
(18.07.2024 23:05 - #293)
Kalemine yüreğine sağlık kardeşim
İbrahim Teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Murat İncebacak
(18.07.2024 23:27 - #299)
Kalemine, yüreğine sağlık kardeşim
İbrahim sert Teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sayman42
(18.07.2024 23:40 - #302)
Eline sağlık İbrahim, acep bunlar neyin, kimin vekili ,bu nasıl bir vicdansızliktir
İbrahim sert Teşekkür ederim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Bi'Salkım
(19.07.2024 08:10 - #305)
İnşallah bu insanlık dışı saçma sapan hayvan hakları yasasından kurtuluruz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Haytek
(19.07.2024 08:22 - #306)
Bunlar milletin vekili mi köpeklerin vekili mi bu kadar vicdansizlik olamaz
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Yokuş
(19.07.2024 12:40 - #310)
Kulağına .......... Tıkayan burjuva bunlar
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.