Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

DİLHUN

Senden giden şeyler için üzülmeye devam ettiğin günlerden birinde, gözlerini buğusu ile kaplayan gözyaşları eşliğinde, senin için yaratılanları bulabilmek ümidi ile tırmanacaksın bu sarmaşığa. Limon ağacı görmek ümidi ile ektiğin tohumun aslında limon çekirdeği olmadığını, bu yüzden bu hayali zorlamak yerine gerçekte var olanın güzelliğini görmeyi tercih ettiğin zaman, sende sarmaşık ile birlikte kat edeceksin yolları. Nafakana düşecek olan, gönül kumbaranda biriktirdiklerin olacak, kimseye borcu olmasın diye. Ve hep göğe bakacaksın ki, dizlerindeki biten dermanın asıl sahibini hatırlayasın. Kuyudasın ve yolu düşmüyor hiçbir kervanın. Sesini istese de duyamayacak hiçbir canlı. Tevafuk ettirip izin verirse Yaradan, elini tutan sesini duyan biri ancak öyle çıkacak. Ama kuyudan çıkmayı gerçekten istiyor musun bilmiyorum. Öyle meyus-u dilhun bir haldesin ki, ne sendeki kulaklar duymaya müsait ne de sendeki gözler uzanan eli görebilir. Nedir seni kurtulmaktan alıkoyan? Nedir isteksizliğinin sebebi ve "fe eyne tezhebun" bu gidiş nereye? Derdi olan, dert ehli olduğunu zanneden herkes ferahlamak için göğe bakmadan önce, elinden bir an bırakmadığı akıllı telefonuna bakmalı. Kullanılan sosyal ağların hemen hepsinde yer alan, görülen en büyük dert ile derinlemesine bir yüzleşmeli. Kalbi ayna olanların bile içselleştirebilecek gücünün olmadığı görüntü ve videoları izlemeli. Nereyi mi, neyi mi? Beş aya yakın bir süredir, Filistin'i, Gazze'yi... Bakınız, katliamın en üst sınırı, açlığın ve susuzluğun en uç noktası, çaresizlik ve unutulmuşluğun yeri Filistin, senin, benim, onun derdinden daha mı az dertli? Şimdi o diyarlar dilhun olmasın da ne yapsın? O diyarlara bu sefaleti, kendilerine bu ihtişamı reva görenler, nereye sürülsün? O topraklara vatan diyebilmek için Müslümanlar daha ne kadar dilhun olabilsin, dahası kalmamış iken. Ama illa ki dert yine bende olsun diyorsan, dinle. "Bizi neden terk ettiniz?" diye dünyaya soru soran masumlara verecek cevap ara. Aç alemlerin rehberi Kuran'ı Kerim'i, bu zulmü açıklayacak bir ayet ara. İnsan Hakları Bildirisinde, hayvanlar kadar yer almayan bu insanların haklarını ara. Çevir kalbinin sayfalarını, bu yaşananları haklı çıkaracak bir duygu ara. Ara ve bul bulabilirsen bu soykırıma bir bahane. Yoksa, bu zulmü yapan biz olmasak da, seyirci kaldığımız için bizim de sonumuz ve yerimiz aynı olacak. Ve her şeye rağmen bir gün, inanıyorum ve biliyorum ki, yeniden doğup, büyüyüp, özgür kalacak bu dilhun diyar. Filistin Özgür Olacak…
Ekleme Tarihi: 27 Şubat 2024 - Salı

DİLHUN

Senden giden şeyler için üzülmeye devam ettiğin günlerden birinde, gözlerini buğusu ile kaplayan gözyaşları eşliğinde, senin için yaratılanları bulabilmek ümidi ile tırmanacaksın bu sarmaşığa. Limon ağacı görmek ümidi ile ektiğin tohumun aslında limon çekirdeği olmadığını, bu yüzden bu hayali zorlamak yerine gerçekte var olanın güzelliğini görmeyi tercih ettiğin zaman, sende sarmaşık ile birlikte kat edeceksin yolları.

Nafakana düşecek olan, gönül kumbaranda biriktirdiklerin olacak, kimseye borcu olmasın diye. Ve hep göğe bakacaksın ki, dizlerindeki biten dermanın asıl sahibini hatırlayasın. Kuyudasın ve yolu düşmüyor hiçbir kervanın. Sesini istese de duyamayacak hiçbir canlı. Tevafuk ettirip izin verirse Yaradan, elini tutan sesini duyan biri ancak öyle çıkacak. Ama kuyudan çıkmayı gerçekten istiyor musun bilmiyorum. Öyle meyus-u dilhun bir haldesin ki, ne sendeki kulaklar duymaya müsait ne de sendeki gözler uzanan eli görebilir. Nedir seni kurtulmaktan alıkoyan? Nedir isteksizliğinin sebebi ve "fe eyne tezhebun" bu gidiş nereye?

Derdi olan, dert ehli olduğunu zanneden herkes ferahlamak için göğe bakmadan önce, elinden bir an bırakmadığı akıllı telefonuna bakmalı. Kullanılan sosyal ağların hemen hepsinde yer alan, görülen en büyük dert ile derinlemesine bir yüzleşmeli. Kalbi ayna olanların bile içselleştirebilecek gücünün olmadığı görüntü ve videoları izlemeli. Nereyi mi, neyi mi? Beş aya yakın bir süredir, Filistin'i, Gazze'yi...

Bakınız, katliamın en üst sınırı, açlığın ve susuzluğun en uç noktası, çaresizlik ve unutulmuşluğun yeri Filistin, senin, benim, onun derdinden daha mı az dertli? Şimdi o diyarlar dilhun olmasın da ne yapsın? O diyarlara bu sefaleti, kendilerine bu ihtişamı reva görenler, nereye sürülsün? O topraklara vatan diyebilmek için Müslümanlar daha ne kadar dilhun olabilsin, dahası kalmamış iken. Ama illa ki dert yine bende olsun diyorsan, dinle. "Bizi neden terk ettiniz?" diye dünyaya soru soran masumlara verecek cevap ara. Aç alemlerin rehberi Kuran'ı Kerim'i, bu zulmü açıklayacak bir ayet ara. İnsan Hakları Bildirisinde, hayvanlar kadar yer almayan bu insanların haklarını ara. Çevir kalbinin sayfalarını, bu yaşananları haklı çıkaracak bir duygu ara. Ara ve bul bulabilirsen bu soykırıma bir bahane. Yoksa, bu zulmü yapan biz olmasak da, seyirci kaldığımız için bizim de sonumuz ve yerimiz aynı olacak. Ve her şeye rağmen bir gün, inanıyorum ve biliyorum ki, yeniden doğup, büyüyüp, özgür kalacak bu dilhun diyar.

Filistin Özgür Olacak…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Esraa
(28.02.2024 13:11 - #269)
Seninle gurur duyuyoruz böyle güzel yazdigin için
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.