Çalınır yavaşça ömür kapısı
Yıkılır sağlığın muhkem yapısı
Verilir varlığın tümden tapusu
“Gel” denir “gel artık!” sanadır emir
Tehiri ne mümkün, varılır erden
Geçilir anadan, evlattan, serden
İnince bu buyruk en yüce yerden
“Gel” denir “gel artık!” sanadır emir
Yarar mı zarar mı dünya? Bilinmez
Mal mülk para etmez, geri gelinmez
Direnmek boşuna, artık kalınmaz
“Gel” denir “gel artık!” sanadır emir
İnsanlar bakarlar son kez yüksekten
Kürekler çalışır koldan dirsekten
Çıkılmaz üstüne dolan tümsekten
“Gel” denir “gel artık!” sanadır emir
Candan birkaç can’dan dökülür yaşlar
“Sağ olsun” denilir yaşayan başlar
Fatiha dilenir mermerden taşlar
“Gel” denir “gel artık!” sanadır emir