Kör ifadesini halkın anlaması için kullandığımı belirterek yazıma başlamak isterim. Hakaret veya aşağılama derdim yok. Onlar Ümmi Mektum’un kaderdaşı ve ahiret kardeşleridir. Gözleri kapalı olsa da gönülleri ile görürler. O nedenle hakkında ayet nazil olabilecek kadar seçkin kişilerdir; Gönül gözü açıklar.
Cumartesi akşamları evlerimize misafir olan Gönül Dağı dizisini artık göz ucuyla takip etsem de köşemizde konu olmaya devam ediyor. Kellerin Rıfat ile Görme engelli Meryem’in aşk hikayesi. Anlatılır ya helal süt emsin de ister kör ister topal diye. Kör ile Kel’in aşkı. Her ne kadar kel, saçlı olsa da. İroni burada başlıyor. Hikayenin özü bu. Bana kalırsa senaryo değil. Orta Anadolu’nun masalıdır. Hepimizin dinlediğinden.
Kellerin Rıfat köyünde dolanırken keçi çobanı Meryem ile karşılaşır. Gönlünü kaptırır ona. Kızın görmediğini sonra fark eder. Meryem, gönül gözüyle Rıfat’ı görmüştür. Karagöz oynatıcısı Rıfat’ı hayal etmiştir. Karşılaşınca hemen tanır onu. Muhabbetleri kasabadaki evlerin duvarlarıdır. Meryem bir duvarın kendine ne hissettirdiğini anlatırken, Rıfat o güne kadar basit bir taş yığını dediği duvarın birileri için ne kadar önemli olduğunu anlamıştır. Aslında bu anlayıştır onları bir araya getiren.
Gel zaman git zaman kız isteme olur. Ama geleneklerin dışındadır her şey. Kahveleri damat yapar netice de kahvecidir. Kahveyi de tuzsuz yapar. Yine damat dağıtır kahveleri. Hayallerini yaşarlar. Meryem der ki ben seni gördüm hayalimde gönlümdeki gözümle gördüm. Senaryo da olsa Allah mesut etsin diyelim.
Bazı gönül gözü açıklarda gönlüne ve hayaline Kur’an’ı koyar. Tıpkı Ümmi Mektum gibi. Kur’an aşkıyla yanar. Bir vakitler görme engelli bir kardeşimiz hafızlık eğitimini tamamlayıp icazet almıştı. Halk o derece alkışladı ki diğerleri onun yanında sönük kaldı. Rabbim gönül gözümüzü kapatmasın.
Selam ve dua ile...