Yaşıyoruz...
Hepimiz bir yerlerde, birbirinden değişik hallerde, sebepli veya sebepsiz yaşıyoruz. Aldığımız nefese bile şükreden halimiz, bazen en uzakta olanı istemekte direniyor olsa da yaşıyoruz. Bitirip, tüketmeye yönelikse ve hep elde etmeyle gelecek bir şeyse mutluluk, tıpkı gelişi gibi kolayca dw çekip gidiyor. Bir de bitsin istediklerimiz var ki, dünya düzeninin tersine bir akış, bir işleyişle üstümüze üstümüze gelir saklanmak zorunda bırakır bizi en derinimize.
Bitsin istenen her şey şer iken, bitmesin diye temenni edilen şeyler hayırlıdır. Ve bu kural bile, kâinat düzeninin eşsiz olduğunun kanıtıdır. Bitsin ister Ali amca, hastane önünde incirin çekirdeğine varıncaya kadar ince düşünecek çok uzun vakit kalmıştır burada çünkü.
Bitsin ister Kadir Şeker, zulüme mani olmak için uzattığı el, artık başka insanlara olmayı çok istediği doktor haliyle şifa olmalıdır çünkü. Bitsin ister Ayşe teyze, Fatma abla ve niceleri. Yaşansın ve bitsin bugün. Bir daha yaşanmamak üzere eksilsin, tekrarı olmamak üzere bitsin. Bitirip kurtulmak istediğin şeylerin daimi olmasını istiyorsan eğer, senin için de fark eden şeyler olmalı hayatında. Tekrarı olmasını istemediğin günlere sığdırdığın; boyun eğişlerin, kendini ihmal edişlerin, erteleyişlerin, kendini ikinci plana atışların da tekrara uğramamalı. Fark etmelisin ki, farkı anladığını ve tercih etmenin de hakkın olduğunu bildiğini karşındaki herkes de bilsin. Emin ol, sen böyle daha Sen’sin.
Yaşarken, yürüdüğün kaldırımdaki vitrin aynalarında kendine baktığın kadar, karşındaki insanlara bakmıyorsan eğer, göremezsin. Görememek insana kaybettirir, farkındalığını elinden alır, cahilleştirir, güçsüzleştirir. Güçlü olmanın seçeneklerinden biridir iyi bakmak. Neye mi? Önce aynaya, aynadaki gördüğüne, sonra aynı felsefe ile karşındakine. Çünkü; ayna sen demek. Aynı olan, yansıyan demek. Gözlerinin rengi demek. Mana yüklemek ve dile gelmek demek.
Öyleyse, karşımızdaki canlı veya cansız ne olursa olsun gördüğümüz halden ibaret değil bunu bilmeliyiz, görüyoruz evet ama bu biziz. Bir de bir biz daha var gözden yol alıp, yerleşen, yurt edinen ve o yola birbirinden parlak aynalar döşeyen. Velhasıl; kalp sen isen, göz de ben isem aynadaki kim?