Alman bilim adamı, tarihçi, şarkiyatçı veya Türkolog… İsminin altına bu kadar çok unvan sıralayan Helmut Ritter, yaptığı çalışmalar ile İslam medeniyetinin dünyaya yaptığı katkıları ortaya koymaya çalıştı. Batılıların gözüyle İslam medeniyetine dürüstçe bakabilen kişilerden biriydi. Ritter, askerliğini Osmanlı devleti topraklarında yapmıştı. Şaşırtıcı değil mi? Bir Alman bu coğrafyada askerlik yapıyor. Osmanlı devletinin 1914-1918 arasında Almanya ile müttefik olarak girdiği Birinci Dünya Savaşına asker olarak katılıyor. Bu sebeple olsa gerek Alman Doğu derneğinin İstanbul Şube başkanlığını yürütüyor. 1929-1949 arasında Türkiye’de kaldı. Kadim kültürümüzün eserlerini yayınladı. Daha sonra Almanya’ya döndü. 1956-1969 arasında ikinci kez ülkemizde görev aldı. Ülkemizde en meşhurları Fuat Sezgin, İsmail Erünsal ve Ahmet Ateş olmak üzere pek çok talebesi vardır. Talebelerini kısaca tanıyalım.
Fuat Sezgin: Matematikçi olmayı planlarken Ritter’ in konferansını dinlemeye gelir. Konferans sonrası Sezgin artık İslam Bilim tarihçisi olmayı kesin olarak kafasına koymuştur. Ritter alanın bütün zorluklarını anlatsa da Fuat Hoca artık yolunda kararlıdır. Ondan sonrası hepimizin malumudur.
İsmail Erünsal: Ritter’ in yaşlılık dönemi talebelerinden birisidir. Erünsal Hoca, bir gün metin okuması yaparken Arapça bir kelimeye yanlış bir mana verir. Ritter, talebesinin bu yanlışını bahsi geçen kelimenin Nazi’at Suresi’nin 28. Ayetinde geçtiğini söyleyerek düzeltir. Bu olay üzerine Erünsal hoca o andaki mahcubiyetini hiç unutamaz. O zamanki aklımızca elin gâvuru yanlışımızı Kur’an-ı Kerim’den verdiği örnekle düzeltmişti. Batıda Ritter’e büyük saygı duyulduğunu ve ondan ders aldığı için kendisini de hocasından dolayı hürmet edildiğini de belirtmektedir.
Bu yazı kapsamında 30 Haziran 2018’de vefat eden Fuat Sezgin Hocayı rahmetle anıyorum.
Selam ve dua ile...