Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Merve NAVRUZ
Köşe Yazarı
Merve NAVRUZ
 

KALEMDEN KALBE ÖRGÜ

Kalpten kalbe bir yol vardır, demiş aşıkların kalbine yol yapan üstad. O yol üzerinde gerçekleşmiş bütün hikayeler. Rüzgarın esip, sapla samanı ayırması, kavgaların çıkıp gönüllerde ne varsa dökmesi, kötü günün uğrayıp giderken hakiki bir dost kazandırarak veda etmesi, hepsi yola aitmiş. İçinde bir mezarlık kazan, kazarken de dışarıya neşe saçan viraneler de vardı bu yolda. Görülmeye görülmeye, artık kendini görünmez yapan ve yerine siluetini bırakanların da yoluydu burası. Uğrayıp geçip gitmez, yolun yolcusu değil bekçisi olurlardı. Göğe uçtuk diye sevinen cahil balonlar vardı ya hani önceki yazımda bahsettiğim, işte onlar bile yol bulmuşlar kendilerine. Bu sefer de ışıldaklı balonlar olduklarını iddia ederek sevdirmek, kabul görmek istemişler. Kim inanır bu meczuplara? Kim inanmak ister balonun ışıldaklı olanının daha makbul olduğuna? Kimin yüreği heyecanlanır renk ve ahenge? Kendi gibi bir meczup mu, yoksa meczup kadar geniş bir gökyüzüne sahip olan bir çocuk mu? Çocuk demişken ilkokul sıralarından beri darmadağın olan iplerin, renk ve çeşitlerine göre çile halinde sarılıp düzene konulması icin dikkat ve özenle çalışan ellerim, aynı yaşta kaleme de özen gösterdi. İpler annemin işiydi ben sadece yardım ederdim fakat yazmak benim işimdi ve bana da kalbim yardım etti. İpler ve kalpler... Biri örülmeyi bekler maharete dönüşmek için, diğeri kalemi bekler yazılıp okunabilmek için. Sıralar değişti, zaman aktı, ilkokul-ortaokul-lise-üniversite derken kalem de değişti. Elleri küçük değildi çünkü artık yazanın, minik ellerden minik yürekten akanlar başka idi, şimdi ise koca ellerden ve koca yürekten akanlar başka. İpler de aynı değildi bu arada. Modernleşti teknoloji ile birlikte, ipler değişti, modeller çeşitlendi fakat annemin elleri de yüreğindeki istek ve sevgi ile hep güzeli üretti. Öyleydi, kimi güzeli yazar kimi de güzeli örerdi. Ellerimden kaleme akan sevgi, belki de bana annemden geldi. Kendi kalbimize bakarak çıkardığımız özetler aynıydı belki. Birbirimizden haberimiz olmadan aynı özeti çıkarıp, ayrı biçimde işlemiş olmak, sanatsal olmanın yanında yetenek ve sevme işiydi. Bunu hiçbir zaman fark etmedik ikimiz de. Otuz dördüncü yaşımın soluğunu alırken bunu fark etmiş olmam, belki bir geç fark edilmişlik belki de okuyamamışlık ne derseniz deyin. Hâlâ bitmeyen bir şey için üzülmek nasıl yersiz ise, ören annem ve yazan kendim için de durum aynen öyle. O, hâlâ örüyor yüzündeki tebessümüyle aynı ahenkle. Ben hâlâ yazıyorum, kalbimin mürekkebine âşık bir kalem ile. Örülecek çok model var hâlâ, yazılacak çok şey olduğu gibi. En çok torunlarına örer, hem de en güzellerini, tıpkı benim de en güzelini evlatlarıma yazdığım gibi. Onun elleri yaşlandı, benim ellerim büyüdü evet. Ama hâlâ kalbimiz aynı, güzel gördüğümüz aynı. Seninle daha nice senelerde, örelim ve yazalım anneciğim. Hep seve seve..
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2024 - Perşembe

KALEMDEN KALBE ÖRGÜ

Kalpten kalbe bir yol vardır, demiş aşıkların kalbine yol yapan üstad. O yol üzerinde gerçekleşmiş bütün hikayeler.

Rüzgarın esip, sapla samanı ayırması, kavgaların çıkıp gönüllerde ne varsa dökmesi, kötü günün uğrayıp giderken hakiki bir dost kazandırarak veda etmesi, hepsi yola aitmiş. İçinde bir mezarlık kazan, kazarken de dışarıya neşe saçan viraneler de vardı bu yolda. Görülmeye görülmeye, artık kendini görünmez yapan ve yerine siluetini bırakanların da yoluydu burası.

Uğrayıp geçip gitmez, yolun yolcusu değil bekçisi olurlardı. Göğe uçtuk diye sevinen cahil balonlar vardı ya hani önceki yazımda bahsettiğim, işte onlar bile yol bulmuşlar kendilerine. Bu sefer de ışıldaklı balonlar olduklarını iddia ederek sevdirmek, kabul görmek istemişler. Kim inanır bu meczuplara? Kim inanmak ister balonun ışıldaklı olanının daha makbul olduğuna? Kimin yüreği heyecanlanır renk ve ahenge? Kendi gibi bir meczup mu, yoksa meczup kadar geniş bir gökyüzüne sahip olan bir çocuk mu? Çocuk demişken ilkokul sıralarından beri darmadağın olan iplerin, renk ve çeşitlerine göre çile halinde sarılıp düzene konulması icin dikkat ve özenle çalışan ellerim, aynı yaşta kaleme de özen gösterdi. İpler annemin işiydi ben sadece yardım ederdim fakat yazmak benim işimdi ve bana da kalbim yardım etti.

İpler ve kalpler... Biri örülmeyi bekler maharete dönüşmek için, diğeri kalemi bekler yazılıp okunabilmek için. Sıralar değişti, zaman aktı, ilkokul-ortaokul-lise-üniversite derken kalem de değişti. Elleri küçük değildi çünkü artık yazanın, minik ellerden minik yürekten akanlar başka idi, şimdi ise koca ellerden ve koca yürekten akanlar başka. İpler de aynı değildi bu arada. Modernleşti teknoloji ile birlikte, ipler değişti, modeller çeşitlendi fakat annemin elleri de yüreğindeki istek ve sevgi ile hep güzeli üretti. Öyleydi, kimi güzeli yazar kimi de güzeli örerdi. Ellerimden kaleme akan sevgi, belki de bana annemden geldi. Kendi kalbimize bakarak çıkardığımız özetler aynıydı belki. Birbirimizden haberimiz olmadan aynı özeti çıkarıp, ayrı biçimde işlemiş olmak, sanatsal olmanın yanında yetenek ve sevme işiydi. Bunu hiçbir zaman fark etmedik ikimiz de.

Otuz dördüncü yaşımın soluğunu alırken bunu fark etmiş olmam, belki bir geç fark edilmişlik belki de okuyamamışlık ne derseniz deyin. Hâlâ bitmeyen bir şey için üzülmek nasıl yersiz ise, ören annem ve yazan kendim için de durum aynen öyle. O, hâlâ örüyor yüzündeki tebessümüyle aynı ahenkle. Ben hâlâ yazıyorum, kalbimin mürekkebine âşık bir kalem ile. Örülecek çok model var hâlâ, yazılacak çok şey olduğu gibi. En çok torunlarına örer, hem de en güzellerini, tıpkı benim de en güzelini evlatlarıma yazdığım gibi. Onun elleri yaşlandı, benim ellerim büyüdü evet. Ama hâlâ kalbimiz aynı, güzel gördüğümüz aynı. Seninle daha nice senelerde, örelim ve yazalım anneciğim. Hep seve seve..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

21
Kasım
15
Kasım
07
Kasım
31
Ekim
17
Ekim
08
Ekim
01
Ekim
17
Eylül
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.