Akşamüstü serinliğinin insanın üzerinde ayrı bir tesiri olsa gerek. Adımlamak, etrafı izlemek, bedeni değil de ruhumuzu gezdirmek gibi hoş bir vakit. Ve işte bu ve buna benzer birçok sebepten ötürü gündoğumu ve günbatımı saatleri insan üzerinde birçok etkiye sahip. Öyle olmasa arnavut kaldırımlı bu taş sokakta, her vakit böyle güzel olamazdı ki bu esnaf ve bu insanlar. Güzellikleri saymaya başlayalım o zaman. Sokağı karşılayan ilk dükkân terzi cemal amcadır. Kendisi, 25 senelik terzi, emektar ve sanatçı bir insandır. Sanatçı diyorum çünkü sadece kumaşlara değil, binlerce gönüle de şekil vermiş, onarmıştır. Muhafazakâr ve tasavvufi yönüyle işi olmayanlar dahi "bir tatlı huzur" almaya gelir dükkâna. Vakit namazlarında camiye giderken bile kilitlemez kapısını, birşey de yazmaz. Çünkü herkes bilir onu. Bir ileri dükkân, çantacı salim amcanın şatafatlı dükkânıdır. "Ainesi iştir kişinin" sözü misali dükkânın her yeri ayna, ışık ve şatafatlı bir dekorasyon ile süslenmiştir. Kendisi de öyledir, bir devlet memuru edası ile kravat takar, titiz ve disiplinli çalışır. Dükkânının önünde sayısız mama kabı olmasına rağmen asla pis göremezsiniz kapıyı. Çünkü o, hayvanların rızık kapısı olduğu için, karnını doyuran usulca gider. Ben, hayvanları bu denli seven, gözeten, koruyan bir insan daha görmedim, yemek artıklarıyla ya da mamalarla değil yemeklerle, kendi yaptığı etli karışımlarla besler onları. O hep var olsun. Herkesi tek tek saymanın mümkün olmadığını bilerek sınırlı birkaç kişiden daha bahsetmek isterim. O sokağa koku veren leblebi dükkânının sahibidir Ali amca. Hep çalışır, dinlenirken pek göremezsiniz onu. Yaşına göre çok dinç ve atiktir. Tam bir Atatürk sevdalısı olduğu için, dükkânının her yeri onun resimleri ile doludur. Hep Müzeyyen Senar çalar eskiden kalma karışık bir kasette. Çok sinirli bir yapısı olmasına rağmen çok yufka yüreklidir. İnsanı diliyle hem sever, hem döver ama hep doğru çıkar nasihatları. "Ben demiştim" edalarına kapılmaz, ileri görüşlü tavrından hiç vazgeçmez ve çok dürüsttür. Son olarak bu sokağın gülü olan kuaför Songül abladan bahsetmek isterim. Hanımefendiilğinden dolayı bu sokak ona çok saygı duyar. Müşterisi hiç eksik olmaz onun, buna rağmen o kadar çok yönlü biridir ki dikiş, nakış, boyama, örgü, spor, sanat ve öncüsü olduğu ilim derneğindeki koşturmalar için hep bir vakti vardır onun. Yürüyen bir enerji topu misali, herşeye ve herkese yeter. Marjinal görünümü ve hayat tarzıyla sokağın en güzel renklerinden biridir o'da. Birçok insan tanıdık bu sokakta değil mi? Okurken yüz ifadelerinizin tebessüme döndüğüne eminim, sıcacık oldu yüreğiniz. Bu birbirinden farklı bir avuç güzel insanı tanıdığınız için benim gibi sizde mutlusunuz. Mutlu olmamak imkânsız çünkü bu insanların da tek bir ortak yönü var ve iyiki var. Hepsinin dükkânının kapısında ay yıldızlı al bayrak selam eder karşılar geleni. Yıllar geçer bayrak eskimez, yıpranmaz çünkü buna gerek kalmadan değiştirilir, yıkanır, özen gösterilir. Birbirinden haberleri olmadan aynı şeye, aynı özeni göstermenin adı nedir sizce? Ben buldum. İnsanlık çarşısı..