Olduğu yerde dönüp durmaktan başka bir işi olmayandır, insanoğlu. Bir yol derdi ile eskiyen, eskidikçe eksildiğini fark etmeyendir. Yaratılan her şeyin, Yaratıcının mührü olduğunu bilmeden, altına imza atandır.
Her şeye merak duyarken, kendine merak duymayandır. "Allah, benimle ne kastetmiş olabilir?" diye bir kez bile düşünmeden, karanlıkta toprak olandır.
Birinin saati çalışıyor hâlâ kolunda. Bir ölünün yatağı hâlâ sıcak. Bir çift ayakkabı duruyor hâlâ kapı önünde. Ve hâlâ, kayıtlı duruyor sahibi ölü numaralar. Hâlâ'lar çoğaldıkça, çoğalan kayıplar var. Ev, bir kelimeden öte bir histir. Aidiyet hissettiğin, her manada kabul ettiğin ve senin istediğin gibi olan yer.
Binlerce yıl, dışarıda kalmış gibi hasret olduğun yerdir ev. Anne karnı gibi sıcacık ve sımsıkı bir sevgi ile bağlı olduğun yerdir. Köklenebilmek adına sürekli değişir ve değiştirirsiniz. Bu, ya sizin bir kuş olup uçmanıza sebep olur ya da daha sert ve kuvvetli olup yer edinmenizi sağlar. Koşulsuz sevgiyle sizi kucaklaştıran yer olan eve, varmak içindir tüm bunlar.
Kalp, sezgilerle sevgilerin labirentine girmiş bir halde ise o da evini bulmak isteyecektir. "Sesimi duyan var mı" diye attığı her çığlıkta çağırdığı şeyin ne olduğunu arattıracaktır sahibine. Gününe hayat katmakla meşgulsen şayet, labirentin sonunu kolayca bulacaktır kalbin de. Dedim ya, her şey senin elinde...
Yıllardır koşuyorsun, koşup koşup varamıyorsun. Çevrene baktığında yürüyerek varmış olanları gördükçe, haksız bir düzenin içinde hissediyorsun kendini. Anlaşılamamaktan yakınırken ve kötü hisler içinde erirken, evinden iyice uzaklaştığını fark etmiyorsun bile. Öyleyse bundan böyle, seni evine varmaktan alıkoyan ne varsa yaklaşma, görme, duyma. Her şey senin elinde demiştim ya... Melek olsan da, kuş olup uçsan da kanat sesinden bile rahatsız olacak insanlar varken, nasıl yükseleceksin ki zaten. İyisi mi sen evini aramaya devam et ve arayışını kaybetme.
İçimde çıktığım yolculuklarda en çok kime rastladığımı düşündüğümde, aklıma gelen kişi veya kişilerin evim, yuvam, yurdum olduğunu biliyorum. Kendi içimde kavuştuğum huzurun adı da bu kişiler, özlediğim koku da... Fakat öyle bir boşluk, öyle bir özlem var ki içimde, henüz varamadığım ve daha önce de hiç varmadığım bir menzilin gurbetini yaşıyorum sanki. Varamadığım bir yer var, vardığım tüm yerlerden uzak. Çam kokularının içinden çıkan özgür bir kuş gibi varacağım bir gün oraya. Nasıl bir ev, nasıl bir varış bilmiyorum fakat bilmediğim evime bilinmezlikle varacağımı biliyorum.