Kârlı bir alışveriş sonrası, istediklerimi almış olmanın verdiği haz ve huzur ile yolunu tuttum. Yolunu tutabilmek bile çok vaktimi aldı. Seni ikna etmek için, seher vaktinden önce uyanıp güneşten evvel sana gülümsemek ve bu yarıştan mutmain bir kalp ile dönmek ruhumu aldı.
Ruhum, Tarîk yıldızı gibi tek, kocaman ve mutlu bir hal aldı. Bütün bu hal değişimimin vesilesi olan alışlarımın, bana kazandırdıklarından olsa gerek, biletimi aldım. Ellerim kalbimde, kalbim seninleydi. Bu duruştan öyle memnundum ki, seni göreceğim an'a kadar ona iyi bakmalıydım, durmamalıydı. Her zamankinden daha kıymetliydi atışı. Yol tutan bir yolcuydum ve bu yolculuk seni görmeden bitmemeliydi. Ruhumun bineği ne bir uçak ne de gemi.
Tasviri, tüm tezatlıkları bir arada tutacak bir Burak belki. Bu çakıl taşı, ait olduğu yerde seninle buluşmak ümidiyle dört nala koşarken ve biletini dahi almışken, dünyalık dertler sarıverdi bineğimin ayaklarını. Ben, dünyaya bu denli bağlı olduğumu bilmiyordum. Bunu nihayete erdirmeli, beni tutan ipleri kesmeliydim. Öyle de yaptım ve ardımda sadece kendilerinin duyabileceği bir fısıltı bıraktım. Vakit vuslata gebe. Kalbimin pedalları ve ruhumun kanatları öylesine güçlü ki, sanırım güneşten erken davranacağım yine. İşte geldim, kondum tepeye.
Ete kemiğe bürünmüş olan bu çakıl taşı, ait olduğu yerde olmasıyla hasretini sonlandırıyordu. Bana ait olduğum yeri hatırlatmak için konulmuş olan adım bile hasret gideriyor harf harfe sarılarak. Yer; Merve tepesi. Vakit; seher vakti öncesi. Güneş yok, ay yok. Sadece ben ve asıl olan ben varız. Ve bir koku, dünya hayatımda daha önce böyle bir koku almamış bu aciz burun. Dizlerimin üzerine çöktüren, göz kapaklarımı yere eğdiren ve kalbimi sakinleştiren bir koku. Korkularım yok oldu, dertlerime sondu. Ve O, benimle aynı tepeye kondu. İkimiz de Merve üzerinde, nasıl böyle oldu? O'nu hissettim, kalbimin gözleri varmış meğer açılmak için bugünü beklemiş. Ne dizlerim kalkmama müsaade etti ne de gözlerim bir bakışlık kıpırdadı. Ben öylece hal üzere seni kalp gözümle gördüm, hissettim ve kavuştum ya Rasulallah.
Bugün, dünyaya şeref verdiğin bu mübarek gün, işte benim için tıpkı böyle. Hayalimde kurduğum, belki de böyle olmasını istediğim için hayalperestlik yaptığım ama asla imkânsız olmadığını bildiğim, kendime giderken senle buluştuğum gün. Ve biliyorum ki, sadece benim için geçerli değil bu, kendisine yolculuk yapan her insanın varacağı yer, senin yanın. Çünkü; ancak seninle açılır göğe kapılar, seninle kabul görür en imkânsız dualar.
Hasret, sevgi ve muhabbet ile.
Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammed...