T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne ait Türkiye Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi’nde 2020 yılında yayınlanmış, Türkiye’de Kistik Ekinokokkoz (Kist Hidatik) Mevcut Durum Raporunu yazının ekine bırakıyorum.
Bilimsel rapora göre Ankara’da yapılan bir çalışmada, hastalık belirtisi göstermeyen, rastgele seçilmiş 2 bin 921 kişinin 439 (%15,03)’u kist hidatik pozitif olarak tespit edilmiştir.
Kocaeli’de yapılan bir çalışmada hastalık şüphesi olmayan ve rastgele seçilen 388 lise öğrencisinden alınan serum örneklerinde 61 (%18) kişide toksoplazmoz, 30 (%8,9) kişide ise kist hidatik seropozitif olarak bulunmuştur.
Demek oluyor ki, 2020 yılında Türk halkının %15’i köpek dışkısından yayılan kist hidatik (köpek tenyası kisti) hastalığına tutulmuş, kistlerin patlamasını beklemektedir. Artan popülasyon ve alınmayan önlemler hesaba katılırsa, bu oranın daha da artmış olması kaçınılmazdır.
Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Ekinokok adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir.
Parazit köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalardan insana bulaşır. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak bağırsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler.
Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, böbrekler, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir.
Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir, anafilaksiye yok açarak ani ölüme neden olabilir.
Çocuklar, gençler ve yaşlılar... Toplumun beşte biri muhtemelen bu kist ile enfekte olmuş durumda. Hayvan popülasyonu arttıkça, zaman geçtikçe daha fazla insan, ölümden kurtulsa bile ağır cerrahi operasyonlar ile karşı karşıya kalmakta ve kalacaktır.
Israrla toplum sağlığı diye bağırıyoruz yıllardır. Üç beş köpek saldırısı üzerinden, halkı galeyana getiriyorlar diye kara propaganda yürütenler, herkesi cerrah önüne yatırmadan rahat etmeyecekler. Fiziksel saldırıya uğrama riski, kist hidatik başta olmak üzere, zoonoz hastalıklara yakalanma riskinden daha düşük.
2022 yılında başıboş köpeklerce saldırıya uğrayan ve bacakları parçalanan Ömer Efe isimli evladımızın annesinin de dediği gibi “Bugün oylanacak olan yasa tasarısı için milletvekillerine sesleniyorum, vereceğiniz karar o kadar önemli ki hayır derseniz insanlar ölmeye, çocuklar zarar görmeye devam edecek. Neden bir insan bu devirde kuduzdan ölsün, neden bir çocuğun kafa derisi kopsun, neden bir çocuk kakasını karnındaki torbaya yapmak zorunda kalsın, bacakları parçalansın veya köpeklerden kaçarken kamyon altında kalıp vefat etsin? İnsanlar normali istiyor, normal olan da insan hayatını ön planda tutan kararlardır. Lütfen bu yasaya evet deyin, insanları bu yanlışdan kurtarın...”
Ben de soruyorum, neden bu ülkenin insanları kist hidatik olup, ölmeyecek kadar şansları varsa cerrahi operasyon ile sakat kalsın? Avrupa’da sahipli köpeklerin bile dışkısı berteraf edilsin diye sahiplerine ağır yaptırım uygulanırken, neden, neden, neden?
Devlet yönetimi rasyonel temellere dayanır; bir gurubun veya zümrenin akıl ve bilim dışı duygusal yaklaşımları ve estetik algılarını dayatması kabul edilemez. Önce toplum sağlığı, güvenlik, hayvan refahı ve yaban hayatının korunması gelir. Birilerinin duyguları incinecek ise bunun telafi edilebileceği imkanlar tanınır. Bu imkanlar önceliklerin önüne geçmemelidir.
Esen kalın...
https://jag.journalagent.com/turkhijyen/pdfs/THDBD_77_SUP_3_1_52.pdf