Hâlâ gönlümüze düşmediyse eğer iğne ucu kadar gün ışığı, mekanımız cennet olsun temennileri ile uğurlanıp, karanlıkta gün ışığı aramaya mecbur kalırız. Tesbih taneleri gibi aynı umudun yolunda dizilen birer varlık olarak, vuslat diye neye ermeyi bekliyoruz peki? İmtihanı hep verilmeyen olarak gören bu gönüllerin de alacağı yoktur asla, verilen de imtihan olduğu için. Kusurlarımız ile kusursuzun peşinden koşarken anlattıklarımız, kimden bahsediyor sahi? Anlattıklarımız biz miyiz? "Haklının acelesi yoktur" diye bir söz vardır ya, acele etmesi gereken bir dünya varken ve her işinde acele ederken insanoğlu, neden şimdi bu kadar yavaş? Kalbi olan herkesin DNA'sına epigenetik bir travma izi daha kazınmasına sebep olan acı ve gözyaşı, zeytinin ve limonun ülkesi Filistin'i kurtaramıyorsa eğer, artık acının ve gözyaşının yerini başka şeylerin alması gerekiyor demektir. Siyonizm düşüncesi olanlar, işgal gerçeğine terfi ederken, bir an bile tereddüt etmeden katletmeye ve yıkmaya devam ediyorlar. Anlattıklarımızın etkisini göremeyişimiz bir yana, kendi anlattıklarının da kimi betimlediğinin farkında değiller. Betimledikleri şey, baştan aşağı katil bir canavar. Günden güne zalimliğini artıran ve bu konuda bir usulü kuralı dahî olmayan, tüm savaş kanunlarını ötekileştiren, öldürmeye odaklı bir canavar. Söz uçar, yazı kalır diye tarihe kayıtta bulunmak isteyen tüm algıları da çöpe atan bir kuralsızlığı, kendilerince yok etmek isteseler de, bir Musa çıkacak ve tüm bu zalimliği yazıp, duyurup yok edecektir. Filistin’deki soykırımı, bir Musa çıkmasın mücadelesi ile yapmaya devam ederlerken, vaadini gerçekleştireceğine inandığımız Rabbimiz elbet, mazlumun ahıyla sulanmış Filistin topraklarını huzura erdirecektir. Terörizm Endüstrisinin tüm zamanlardaki sahibi olan siyonistler, önce daha doğrusu senelerce insanların gönlündeki Kudüs'ü işgal ettiler. Bu vahşi sona insanları senelerce hazırladılar. Şimdi ise, Rabbini bilen herkesin evi olan Kudüs'ü işgal etmekle kalmıyor, soykırım yapıyor. Bizler yanıyoruz, Filistin' e yanarken de bir yandan bir çok şeyi unutuyoruz. Neyi mi? Normali. Normalleşmenin ne demek olduğunu unutup, gün geçtikçe bu zulmü normalleştirmek isteyenleri, hissiz gözlerle izliyoruz ve dinliyoruz. Ne olur normal nedir, unutmayalım. Ve son olarak... Dünden bugüne, nehirden denize, gök kubbeden yeryüzüne kadar her daim Filistin, özgür kalacak. Kuşlar uçacak ve konacakları menzil Aksa olacak..
DÜN, BUGÜN ve YARIN FİLİSTİN
Hâlâ gönlümüze düşmediyse eğer iğne ucu kadar gün ışığı, mekanımız cennet olsun temennileri ile uğurlanıp, karanlıkta gün ışığı aramaya mecbur kalırız. Tesbih taneleri gibi aynı umudun yolunda dizilen birer varlık olarak, vuslat diye neye ermeyi bekliyoruz peki? İmtihanı hep verilmeyen olarak gören bu gönüllerin de alacağı yoktur asla, verilen de imtihan olduğu için. Kusurlarımız ile kusursuzun peşinden koşarken anlattıklarımız, kimden bahsediyor sahi? Anlattıklarımız biz miyiz? "Haklının acelesi yoktur" diye bir söz vardır ya, acele etmesi gereken bir dünya varken ve her işinde acele ederken insanoğlu, neden şimdi bu kadar yavaş? Kalbi olan herkesin DNA'sına epigenetik bir travma izi daha kazınmasına sebep olan acı ve gözyaşı, zeytinin ve limonun ülkesi Filistin'i kurtaramıyorsa eğer, artık acının ve gözyaşının yerini başka şeylerin alması gerekiyor demektir. Siyonizm düşüncesi olanlar, işgal gerçeğine terfi ederken, bir an bile tereddüt etmeden katletmeye ve yıkmaya devam ediyorlar. Anlattıklarımızın etkisini göremeyişimiz bir yana, kendi anlattıklarının da kimi betimlediğinin farkında değiller. Betimledikleri şey, baştan aşağı katil bir canavar. Günden güne zalimliğini artıran ve bu konuda bir usulü kuralı dahî olmayan, tüm savaş kanunlarını ötekileştiren, öldürmeye odaklı bir canavar. Söz uçar, yazı kalır diye tarihe kayıtta bulunmak isteyen tüm algıları da çöpe atan bir kuralsızlığı, kendilerince yok etmek isteseler de, bir Musa çıkacak ve tüm bu zalimliği yazıp, duyurup yok edecektir. Filistin’deki soykırımı, bir Musa çıkmasın mücadelesi ile yapmaya devam ederlerken, vaadini gerçekleştireceğine inandığımız Rabbimiz elbet, mazlumun ahıyla sulanmış Filistin topraklarını huzura erdirecektir. Terörizm Endüstrisinin tüm zamanlardaki sahibi olan siyonistler, önce daha doğrusu senelerce insanların gönlündeki Kudüs'ü işgal ettiler. Bu vahşi sona insanları senelerce hazırladılar. Şimdi ise, Rabbini bilen herkesin evi olan Kudüs'ü işgal etmekle kalmıyor, soykırım yapıyor. Bizler yanıyoruz, Filistin' e yanarken de bir yandan bir çok şeyi unutuyoruz. Neyi mi? Normali. Normalleşmenin ne demek olduğunu unutup, gün geçtikçe bu zulmü normalleştirmek isteyenleri, hissiz gözlerle izliyoruz ve dinliyoruz. Ne olur normal nedir, unutmayalım. Ve son olarak... Dünden bugüne, nehirden denize, gök kubbeden yeryüzüne kadar her daim Filistin, özgür kalacak. Kuşlar uçacak ve konacakları menzil Aksa olacak..
Ekleme
Tarihi: 17 Nisan 2024 - Çarşamba
DÜN, BUGÜN ve YARIN FİLİSTİN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.