İbrahim SERT
Köşe Yazarı
İbrahim SERT
 

BELEŞ SİYASET ve İKON TİCARETİ

Bu yılki Altın Kelebek ödüllerinin kazananlarından olan oyuncu bir kadıncağızın, tören esnasında yapmış olduğu konuşma gündem oldu. Gazze bölgesinde devam etmekte olan orantısız ve kirli savaşta en fazla etkilenen ve hayatını kaybeden çocuklar dururken, evindeki köpeğini romantize etmesi ve sokak canları(!) edebiyatı yapması gündeme geldi. Yaşananlar aklıma ünlü İngiliz komedyen Ricky Gervais’in 77. Golden Globe (Altın Küre) ödüllerinde, ödül alacak ünlülere laf sokmalı ve bol esprili bir sunum sergilemişti. En çarpıcı kısmı ise, ödül alan ünlülerin yaptıkları kısa konuşmalar esnasında verdikleri siyasal ve sosyal mesajlar ile alakalıydı. Ricky Gervais; “Ödül alanlardan rica ediyorum, bu platformu politik bir konu için kullanmayın, insanlara herhangi bir konuda vaaz verecek konumda değilsiniz. Gerçek dünyaya dair hiçbir şey bilmiyorsunuz. Çoğunuz Greta Thunberg’den daha az okula gitti. Ödül kazandıysanız, sahneye gelin, minik ödülünüzü alın, menajerinize ve tanrınıza teşekkür edip defolun gidin tamam mı?” diyerek ödül dağıtmaya başlamıştı. Gerçekten sanatçı ruhları çok hassas olduğu için, sahici şekilde yaşanan kötü olaylara kayıtsız kalamıyorlar mı? Öyle ise, olarak biyolojik ve felsefi olarak hunharca zehirlenen farelerden hiçbir farkı bulunmayan köpek hayvanının yaşadığı sözde zorluklardan daha önemli ve hatırlanması gereken meselemiz yok muydu? Bu bir örnek sadece, kötü örnek örnek değildir derler, araştırma evrenimizi biraz daha genişletip, genel olarak sanat sepet camiasının son birkaç yıllık hassasiyetleri nelerdir diye bakalım. Gerçekten büyüleyici, sol liberal ve sjw etkisi altında bomboş duyarlılıklardan fazlasını bulamıyoruz. Ödül törenleri, galalar veya twitter gibi mecralarda, milyonlarca takipçilerine bir erdem pazarlaması yapmaları gerekiyor. Gerçek sorunlara bulaşmadan, halkın çektiği sıkıntıların birçoğundan sınıfsal olarak azade çevreleri için makbul kabul edilen ve moda olan, çoğunlukla ithal edilmiş hassasiyetlere yönelik sinyalleme yapmaya çalışıyorlar. Gündeme gelen sanatçımızı anlamak lazım. Bir ödül törenine katıldı, kitleler önünde bir politik mesaj vermesi lazım, çok da etliye sütlüye karışmak istemiyor. Sokak köpekleri gibi bir avuç azgın azınlığın gündeme getirdiği ve görünürlükleri fazla olduğunu için ulusal bir tutum haline gelmiş gibi algılanan, sokaktaki canlar temalı bir konuşma yapayım, alkış alayım istiyor. Hiçbir bedeli yok, bolca alkış alıyor, delirmiş bir gurubun da takdirini topluyorsun. Bizim açımızdan daha kötü olan ise, yerel veya merkezi örgüt ve kurumlarda siyaset yapan, halka liderlik ve hizmet etme iddiasında bulunan birçok siyasetçi de aynı denizde kayık yüzdürme derdinde. Sol siyaset zaten drama kraliçesi olarak, kendi dogmatik fikirleri ve akıldışı çözümleri ile yaraya merhem olamazken, hitap ettikleri azınlık çevrelerin korkuları üzerinden siyaset yapıyor. Üstüne bir de daha önceki yazımızda üstün körü bahsettiğim, sol liberal, SJW ve WOKE azınlıkların ithal ikame hassasiyetlerine hitap edebilmek için kendisini parçalıyor. Sağ siyasette ise, kendilerine asla oy vermeyecek olan, bahsi geçen bir avuç azgın azınlığın taleplerine kulaklar kabartılıyor. Her gün hayatı yeniden üretmek zorunda olan, okuluna, işine ve tezgahına sağ salim ulaşabilmek için, sokaklardaki vahşi hayvan sürülerinin arasında, yaya veya toplu taşıma ile hayat mücadelesi veren kitleler için kapı duvar olabiliyor. Siyasetçi sadece halkın temsilcisi değil, halkın rehberidir. Kitleyi siyasi tutumun çerçevesinde temsil etmenin yanı sıra, kitleyi eğitmek ve yönlendirmek de siyasetçinin görevidir. Fakat birçok siyasetçi, örneğimizdeki sanatçı gibi beleş siyaset ve ikon ticareti yapıyor. Başıboş sokak köpekleri sorunu, bahsi geçen tarz-ı siyaset ’in turnusol kâğıdı gibi oldu. Tüm siyasi partilerde, kendi partisi içinde bile istisna kalan kısık sesler dışında bu konuda bir kayıtsızlık var. Bu sorunun tespiti ve çözümü için akıldışı(irrasyonel), duygusal ve öznel yaklaşımların ötesinde, akılcı(rasyonel), bilimsel ve nesnel(objektif) tasarımı nasıl yapılabilir. Halk sağlığı, hayvan refahı ve yaban hayatının korunması için neler yapılacağının tartışmasına katkı sağlanmıyor. Kötü niyetli çevrelerce kandırılmış, psikolojik olarak sorunlu, bir avuç delirmiş, romantik ve irrasyonel kitlenin ve bu yüksek sesli propagandanın etkisi alıntıda kalmış gerçekten samimin fakat cahil insanların ürettiği çözümsüzlük halkın mağduriyetini her gün daha fazla artırmaktadır. Beleş siyaset ve ikon ticaretinin kolaycılığına alışmış siyasetçilerin, dillerinden düşüremediği “Sokaktaki canlarımızı çok önemsiyoruz.” sözlerine karşın yüksek sesle cevap vermek istiyorum. Peki bizi önemsemiyor musunuz? Parçalanan çocuklarımızı? Engelli vatandaşları? Halk sağlığını? Yaban hayatını?
Ekleme Tarihi: 15 Aralık 2023 - Cuma

BELEŞ SİYASET ve İKON TİCARETİ

Bu yılki Altın Kelebek ödüllerinin kazananlarından olan oyuncu bir kadıncağızın, tören esnasında yapmış olduğu konuşma gündem oldu. Gazze bölgesinde devam etmekte olan orantısız ve kirli savaşta en fazla etkilenen ve hayatını kaybeden çocuklar dururken, evindeki köpeğini romantize etmesi ve sokak canları(!) edebiyatı yapması gündeme geldi.

Yaşananlar aklıma ünlü İngiliz komedyen Ricky Gervais’in 77. Golden Globe (Altın Küre) ödüllerinde, ödül alacak ünlülere laf sokmalı ve bol esprili bir sunum sergilemişti. En çarpıcı kısmı ise, ödül alan ünlülerin yaptıkları kısa konuşmalar esnasında verdikleri siyasal ve sosyal mesajlar ile alakalıydı. Ricky Gervais; “Ödül alanlardan rica ediyorum, bu platformu politik bir konu için kullanmayın, insanlara herhangi bir konuda vaaz verecek konumda değilsiniz. Gerçek dünyaya dair hiçbir şey bilmiyorsunuz. Çoğunuz Greta Thunberg’den daha az okula gitti. Ödül kazandıysanız, sahneye gelin, minik ödülünüzü alın, menajerinize ve tanrınıza teşekkür edip defolun gidin tamam mı?” diyerek ödül dağıtmaya başlamıştı.

Gerçekten sanatçı ruhları çok hassas olduğu için, sahici şekilde yaşanan kötü olaylara kayıtsız kalamıyorlar mı? Öyle ise, olarak biyolojik ve felsefi olarak hunharca zehirlenen farelerden hiçbir farkı bulunmayan köpek hayvanının yaşadığı sözde zorluklardan daha önemli ve hatırlanması gereken meselemiz yok muydu?

Bu bir örnek sadece, kötü örnek örnek değildir derler, araştırma evrenimizi biraz daha genişletip, genel olarak sanat sepet camiasının son birkaç yıllık hassasiyetleri nelerdir diye bakalım. Gerçekten büyüleyici, sol liberal ve sjw etkisi altında bomboş duyarlılıklardan fazlasını bulamıyoruz.

Ödül törenleri, galalar veya twitter gibi mecralarda, milyonlarca takipçilerine bir erdem pazarlaması yapmaları gerekiyor. Gerçek sorunlara bulaşmadan, halkın çektiği sıkıntıların birçoğundan sınıfsal olarak azade çevreleri için makbul kabul edilen ve moda olan, çoğunlukla ithal edilmiş hassasiyetlere yönelik sinyalleme yapmaya çalışıyorlar. Gündeme gelen sanatçımızı anlamak lazım. Bir ödül törenine katıldı, kitleler önünde bir politik mesaj vermesi lazım, çok da etliye sütlüye karışmak istemiyor. Sokak köpekleri gibi bir avuç azgın azınlığın gündeme getirdiği ve görünürlükleri fazla olduğunu için ulusal bir tutum haline gelmiş gibi algılanan, sokaktaki canlar temalı bir konuşma yapayım, alkış alayım istiyor. Hiçbir bedeli yok, bolca alkış alıyor, delirmiş bir gurubun da takdirini topluyorsun.

Bizim açımızdan daha kötü olan ise, yerel veya merkezi örgüt ve kurumlarda siyaset yapan, halka liderlik ve hizmet etme iddiasında bulunan birçok siyasetçi de aynı denizde kayık yüzdürme derdinde. Sol siyaset zaten drama kraliçesi olarak, kendi dogmatik fikirleri ve akıldışı çözümleri ile yaraya merhem olamazken, hitap ettikleri azınlık çevrelerin korkuları üzerinden siyaset yapıyor. Üstüne bir de daha önceki yazımızda üstün körü bahsettiğim, sol liberal, SJW ve WOKE azınlıkların ithal ikame hassasiyetlerine hitap edebilmek için kendisini parçalıyor.

Sağ siyasette ise, kendilerine asla oy vermeyecek olan, bahsi geçen bir avuç azgın azınlığın taleplerine kulaklar kabartılıyor. Her gün hayatı yeniden üretmek zorunda olan, okuluna, işine ve tezgahına sağ salim ulaşabilmek için, sokaklardaki vahşi hayvan sürülerinin arasında, yaya veya toplu taşıma ile hayat mücadelesi veren kitleler için kapı duvar olabiliyor.

Siyasetçi sadece halkın temsilcisi değil, halkın rehberidir. Kitleyi siyasi tutumun çerçevesinde temsil etmenin yanı sıra, kitleyi eğitmek ve yönlendirmek de siyasetçinin görevidir. Fakat birçok siyasetçi, örneğimizdeki sanatçı gibi beleş siyaset ve ikon ticareti yapıyor.

Başıboş sokak köpekleri sorunu, bahsi geçen tarz-ı siyaset ’in turnusol kâğıdı gibi oldu. Tüm siyasi partilerde, kendi partisi içinde bile istisna kalan kısık sesler dışında bu konuda bir kayıtsızlık var. Bu sorunun tespiti ve çözümü için akıldışı(irrasyonel), duygusal ve öznel yaklaşımların ötesinde, akılcı(rasyonel), bilimsel ve nesnel(objektif) tasarımı nasıl yapılabilir. Halk sağlığı, hayvan refahı ve yaban hayatının korunması için neler yapılacağının tartışmasına katkı sağlanmıyor. Kötü niyetli çevrelerce kandırılmış, psikolojik olarak sorunlu, bir avuç delirmiş, romantik ve irrasyonel kitlenin ve bu yüksek sesli propagandanın etkisi alıntıda kalmış gerçekten samimin fakat cahil insanların ürettiği çözümsüzlük halkın mağduriyetini her gün daha fazla artırmaktadır.

Beleş siyaset ve ikon ticaretinin kolaycılığına alışmış siyasetçilerin, dillerinden düşüremediği “Sokaktaki canlarımızı çok önemsiyoruz.” sözlerine karşın yüksek sesle cevap vermek istiyorum.

Peki bizi önemsemiyor musunuz?

Parçalanan çocuklarımızı?

Engelli vatandaşları?

Halk sağlığını?

Yaban hayatını?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
HaYTEK
(16.12.2023 16:48 - #250)
Yazarımız çok doğru konulara değinmiş ağzına sağlık selametle
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Komşu
(16.12.2023 20:06 - #251)
Kaleminize sağlık Halil İbrahim bey yazınız takdire şayan.
ibrahim teşekkürler
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.