İbrahim SERT
Köşe Yazarı
İbrahim SERT
 

HALK BELEDİYECİLİĞİ

İdeal belediye hizmetlerinin çerçevesini çizebilecek bir tecrübem yok, konunun uzmanı da değilim. Sade bir vatandaş olarak eksikliğini hissettiğim birkaç konuya değinmek istiyorum. Anayasamızın 56. Maddesinde: “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler...” demektedir. Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamayı talep etmek, en temel haklarımızdandır. Kamusal alanda ve özel hayatımızda hakkımızı gasp etmeye kalkışan, can ve mal güvenliğimizi tehlikeye atan kişi ve kişilere yönelik hukuki yaptırımlar ve cezai işlemler tartışmasız şekilde elden geldiğince yürütüyor. Çevresel faktörler ve kamusal alanın kullanımı ile alakalı sorun ve eksiklikler ise insanların görgüsü, tavrı ve duygu durumlarına göre tartışmaya açılabilir, görmezden gelinebilir veya kayıtsız kalınabilir olarak görülüyor. Şehrimizin çöp toplama alanı bu sene ikinci kez çevresindeki sakinleri etkileyecek şekilde yandı. Yaz aylarında gerçekleşen yangın günlerce devam etti. En yetkili ağızdan, yangının söndürüldüğüne dair açıklama geldikten sonra 3-4 gün daha yanmaya ve zehirli duman üretmeye devam etti. Daha fazla zehirlenmemek için yaz sıcağında pencerelerimizi kapatıp, bir an önce bitmesi için dua etmek dışında bir şey yapamadık. Tüm yaz boyunca tiksinerek soluduğumuz çöp kokusu ise sıradan gelmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde tekrar yandığını ve zehirli dumanlarını, rüzgârın da etkisi ile bize doğru salmaya başladığını gördük. Özellikle takip ettim, günlerce bu şekilde çevresini zehirlediği ve rahatsız ettiği halde etkili bir müdahale göremedik. Müdahale edilmesini geçtim, en ufak bir açıklama veya izahat da göremedik. Çok temel ve basit bir şeyden bahsediyorum. Evimizde durduk yere zehirleniyoruz ve en ufak bir reaksiyon göremiyoruz. Nüfuzlu veya güçlü olmamız, bir telefon ile işini gördürebilen ayrıcalıklı zümreden olmamız mı gerekiyor? Sadece dümdüz halk olarak sorunlarımıza hassasiyet gösterilmesini beklemek çok görülmemeli. Elbette her şeye yetişilmesi, her işin eksiksiz yapılması mümkün değil. Benim de böyle bir beklentim yok. İstediğim, tek başına güç yetiremeyeceği sorunlara, çıkar guruplarına veya şirketlere karşı, halkın temel hak ve özgürlüklerini destekleyecek bir halk belediyeciliğidir. Temel altyapı ve üstyapı hizmetlerini yapmak, parklar, yeşil alanlar inşa etmek de büyük başarı ve hizmettir ama uygar insanlar olarak kamusal alanda en temel haklarımız için, doğrudan oy verdiğimiz meclis belediye meclis üyelerimiz ve başkanlarımızdan daha fazla hassasiyet bekliyorum. Şehrimizin, çöp ve kimyasal duman kokmayan, sokaklarında çocukların güvenle dolaşabileceği, parkları köpek barınağına dönüşmemiş bir yer olmasını istiyorum. Babamla gezip dolaştığım bu sokaklarda, çocuklarımla güven içerisinde bisiklet sürebilmek istiyorum. Genzimi is kokusu yakarken, arkamdan vahşi başıboş köpekler koştururken, yeni kaldırımların tadını çıkarmak mümkün olmayabiliyor. Yerel seçimlerin yaklaşması ile adaylığı kesinleşecek başkan ve meclis üyesi olma taliplerine seslenmek istiyorum. “Temiz bir hava, sağlıklı bir çevre ve başta çocuklar olmak üzere, insanlar için güvenli sokaklar sağlama iddiası, afilli mega projelerden çok daha iyidir. Başıboş köpek sorunu, çöplük sorunu, trafik ve tatlı su sorunlarına çözüm istiyoruz. Siyasi ikbaliniz için atacağınız her şahsi adımın yanına, halk için bir tutam da bunların mücadelesinden eklemeniz hususu bilgilerinize arz olunur. Esen kalın…
Ekleme Tarihi: 12 Ocak 2024 - Cuma

HALK BELEDİYECİLİĞİ

İdeal belediye hizmetlerinin çerçevesini çizebilecek bir tecrübem yok, konunun uzmanı da değilim. Sade bir vatandaş olarak eksikliğini hissettiğim birkaç konuya değinmek istiyorum.

Anayasamızın 56. Maddesinde: “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iş birliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler...” demektedir.

Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamayı talep etmek, en temel haklarımızdandır. Kamusal alanda ve özel hayatımızda hakkımızı gasp etmeye kalkışan, can ve mal güvenliğimizi tehlikeye atan kişi ve kişilere yönelik hukuki yaptırımlar ve cezai işlemler tartışmasız şekilde elden geldiğince yürütüyor. Çevresel faktörler ve kamusal alanın kullanımı ile alakalı sorun ve eksiklikler ise insanların görgüsü, tavrı ve duygu durumlarına göre tartışmaya açılabilir, görmezden gelinebilir veya kayıtsız kalınabilir olarak görülüyor.

Şehrimizin çöp toplama alanı bu sene ikinci kez çevresindeki sakinleri etkileyecek şekilde yandı. Yaz aylarında gerçekleşen yangın günlerce devam etti. En yetkili ağızdan, yangının söndürüldüğüne dair açıklama geldikten sonra 3-4 gün daha yanmaya ve zehirli duman üretmeye devam etti. Daha fazla zehirlenmemek için yaz sıcağında pencerelerimizi kapatıp, bir an önce bitmesi için dua etmek dışında bir şey yapamadık. Tüm yaz boyunca tiksinerek soluduğumuz çöp kokusu ise sıradan gelmeye başladı.

Geçtiğimiz günlerde tekrar yandığını ve zehirli dumanlarını, rüzgârın da etkisi ile bize doğru salmaya başladığını gördük. Özellikle takip ettim, günlerce bu şekilde çevresini zehirlediği ve rahatsız ettiği halde etkili bir müdahale göremedik. Müdahale edilmesini geçtim, en ufak bir açıklama veya izahat da göremedik.

Çok temel ve basit bir şeyden bahsediyorum. Evimizde durduk yere zehirleniyoruz ve en ufak bir reaksiyon göremiyoruz. Nüfuzlu veya güçlü olmamız, bir telefon ile işini gördürebilen ayrıcalıklı zümreden olmamız mı gerekiyor? Sadece dümdüz halk olarak sorunlarımıza hassasiyet gösterilmesini beklemek çok görülmemeli.

Elbette her şeye yetişilmesi, her işin eksiksiz yapılması mümkün değil. Benim de böyle bir beklentim yok. İstediğim, tek başına güç yetiremeyeceği sorunlara, çıkar guruplarına veya şirketlere karşı, halkın temel hak ve özgürlüklerini destekleyecek bir halk belediyeciliğidir.

Temel altyapı ve üstyapı hizmetlerini yapmak, parklar, yeşil alanlar inşa etmek de büyük başarı ve hizmettir ama uygar insanlar olarak kamusal alanda en temel haklarımız için, doğrudan oy verdiğimiz meclis belediye meclis üyelerimiz ve başkanlarımızdan daha fazla hassasiyet bekliyorum.

Şehrimizin, çöp ve kimyasal duman kokmayan, sokaklarında çocukların güvenle dolaşabileceği, parkları köpek barınağına dönüşmemiş bir yer olmasını istiyorum. Babamla gezip dolaştığım bu sokaklarda, çocuklarımla güven içerisinde bisiklet sürebilmek istiyorum. Genzimi is kokusu yakarken, arkamdan vahşi başıboş köpekler koştururken, yeni kaldırımların tadını çıkarmak mümkün olmayabiliyor.

Yerel seçimlerin yaklaşması ile adaylığı kesinleşecek başkan ve meclis üyesi olma taliplerine seslenmek istiyorum. “Temiz bir hava, sağlıklı bir çevre ve başta çocuklar olmak üzere, insanlar için güvenli sokaklar sağlama iddiası, afilli mega projelerden çok daha iyidir.

Başıboş köpek sorunu, çöplük sorunu, trafik ve tatlı su sorunlarına çözüm istiyoruz. Siyasi ikbaliniz için atacağınız her şahsi adımın yanına, halk için bir tutam da bunların mücadelesinden eklemeniz hususu bilgilerinize arz olunur.

Esen kalın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.