Hepimizin günde defaatlerce kullandığı bir medya türü, sosyal medya... Hatta şu satırları yazıp da paylaştığımız yerde sosyal medya. Televizyon ilk çıktığı yıllarda çok eleştirilmiş, hatta ona şeytan denilmişti.
Yanlış bir ifade değil aslında, doğrudur. Zira kullanım amacınız kötü ise tabii ki büyük bir bela büyük bir şeytandır. Çünkü oralarda ahlaksızlığın, yolsuzluğun, metanetsizliğin, her türlü azgınlığın ve sapkınlığın reklamı yapılıyor. Ya da filmi.
Lakin güzel kanallar olsa, güzel yayınlar yapılsa... Mesela insanlığı işleyen. Yani insani ve vicdani değerleri konuyu edinen, din, namus, vatan, bayrak, milli benlik, milli şuur, dürüstlük doğruluk, tarih şuuru, dava şuuru, vesaire konularla karşımıza çıkmış olsalar elbette çok büyük bir nimet olur. 80 milyon insanın evine girip nasihat edemezsiniz, yukarıda saymış olduğumuz bu konuların hiçbirini, evlere girip anlatamazsınız. Çünkü buna zaman da yetmez güç de yetmez. Fakat yaptığınız yayınla bir anda milyonların evine girebilirsiniz. Elbette bu ne güzel! Ama her şey zıttı ile kaimdir derler ya. Tersini düşünemiyorum. Çünkü o bir yıkım, O bir felaket, o manevi bir erozyon, manevi bir deprem olur. Atom bombaların yıkamadığını, düşmanların istila edemediğini, nice orduların hakkından gelemediğini yapar.
NESLİMİZ TEHLİKE ALTINDA
Televizyon üzerinden örnek verdik belki ama inanın bugün en masumu herhalde televizyon oldu.
Ahlaksızlıkta, iğrençlikte, çirkeflikte televizyonu aratacak sosyal medya ve yayın organları çıktı.
Üzülerek söyleyeceğim ki, bugün çocuklarımızın o tertemiz körpe dimağlarını, o fikri ve pek temiz ahlaklarını, zihinlerini sosyal medya aracılığı ile kirletip mankurtlaştırıyorlar. Bence uluslararası baronların büyük bir projesi. Milletleri kontrol altında tutmak istiyorsanız ahlaksız basın yayın organlarının, her türlü fuhşiyatın döndüğü sosyal medya organlarını çoğaltmak yeterli.
Japon bilim adamının sözü aklıma geldi. Ne demişti ülkemiz için: "Bir zamanlar dünyayı yöneten Osmanlı'nın torunlarına ve onların mirasçısı Türkiye'ye baktım da inanamadım. Çünkü bu milleti savaşmadan yok ediyorlar. Televizyonlardaki dizilerine baktım hiçbiri Türk kültürüyle, manevi değerleriyle uyuşan diziler değil. İşin tuhafı da bildikleri halde yine de seyrediyorlar" Güzel tespite ne denebilir ki...
TİKTOK GENÇLİĞİ
Evet, TikTok, Instagram, Facebook vb. sosyal medya organlarında gençlik tükeniyor.
Okulda TikTok, evde Facebook. Önüne gelenin video çektiği, önüne gelenin ahkâm kestiği bir bataklık sosyal medya.
Yapılan yayınlar ise ahlaksızca ve vicdansızca. Ne acıdır ki sosyal medyada her şey serbest. Hakaret, küfür, ahlaksızlık her şey. Fahişeliğin ve fuhşiyatin reklamını yapıyorlar. Burada dile getirip ağzıma alamayacağım, nesli yoldan çıkartacak, her tür şehevi arzuları körükleyen, materyallerle genç nesilleri, şehvetten başka bir şey düşünemeyen, akşama kadar telefonda vakit tüketen, yanı başındaki anasından babasından haberdar olamayan mankurtlaşmış bir nesil ve gençlik meydana geldi.
Abartmış olmayayım ama dünya yıkılsa haberleri olmaz. Evimize misafir gelse 5-6 çocuk bir araya gelince ses çıkarmasınlar diye bir odaya kapatıp ellerine tablet ve telefon veriyoruz. Bu yöntem kısa vadede güzel gözükebilir. Ama o çocuklar oralarda büyük bir manevi yıkıma maruz kalıyorlar. Düşünce sistemleri bozuk, beyin yapılarında küçülme, küçük yaşta göz bozuklukları, zihinsel durgunluk, sosyal faaliyetteki beceriksizlikler ve daha neler neler.
ÇARE NEDİR?
Okumak, okumak, okumak. İslam'ın ilk emri okumak. Evvela anne okuyacak, baba okuyacak. Evde hâkim televizyon değil telefon değil kitap olacak. Yaratılışı, insanı, insanlığı ilmi ve ulvi değerleri işleyen kitaplar. -Ki kitapların en büyüğü, kitapların anası Kur'an olacak.- İlk önce Kur'an okuyacağız sonra diğer kitapları okuyacağız. Yoksa zehirlerler haberimiz olmaz.
Haydi! Hep birlikte ebeveynler olarak, ebeler dedeler, anneler babalar olarak torunlarımızı ve çocuklarımızı dizimizin dibine oturalım ve onlarla yakından ilgilenelim. Sosyal medya belasına kaptırmayalım. Dünyaya şekil ve yön verecek nesil böyle bir nesildir. Son bir hatırlatma. Ailede eğitim almayan, ilk öğretmeni, annesi babası olmayan neferler hiçbir eğitim kurumunda iflah ve ıslah olmazlar.
Her türlü bilimde ve ilimde en önde olan, medeniyeti dünyaya öğreten bir toplum olmak dilekleri ile...
Saygılarımı arz ediyorum…