Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Ca’ber Kalesi’nde Seydişehirli Astsubay Başçavuş Mustafa Yılmaz

YAŞAM 14.10.2021 - 13:31, Güncelleme: 06.01.2023 - 07:46
 

Ca’ber Kalesi’nde Seydişehirli Astsubay Başçavuş Mustafa Yılmaz

Tarihci -Yazar Ercan Arslan'ın kaleminden 'Ca’ber Kalesi’nde Seydişehirli Astsubay Başçavuş Mustafa Yılmaz' başlıklı yazısı...
Caber Kalesi Kuzey Suriye’de Fırat nehrinin orta mecrasının sol sahilinde ve Rakka’nın 50 km. batısında volkanik bir tepe üzerinde yer alır; bugün 1974 yılında yapılan Tabya Barajı’nın doğusunda ve göl sularına sokulmuş durumdadır. Ca‘ber Kalesi’nin kuzeybatı eteklerinde “Türk mezarı” diye anılan türbe kare şeklinde bir avlunun içinde idi. Türkiye Selçukilerinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’a izafe edilen kitâbesiz mezar ve iki nefere ait mezarlar mihrabın karşısında ve ortada bulunuyordu. Türbe zamanla harabe haline gelince II. Abdülhamid’in emriyle Halep Valisi Cemil Hüseyin Paşa (ö. 1889) tarafından dikdörtgen biçiminde(12x7) yeniden yaptırılmış ve üzeri tonozla örtülmüştür. Türbenin bakımı için maaşlı bir türbedar tayin edilmiş ve ikameti için avluya bir ilâve bina yaptırılmıştır. Ancak I. Dünya Savaşı sonunda Ca‘ber Kalesi ile birlikte Suriye’nin sınırları içinde kalan ve Fransa’nın mandasına verilen türbe, Anadolu Türkleri için büyük bir mânevî değer taşıdığı için 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetiyle Fransa hükümeti arasında imzalanan Ankara İtilâfnâmesi’nin 9. maddesi gereğince Türkiye’ye bırakılmıştır. Buradaki 8797 m2’lik Türkiye Cumhuriyeti toprağında, Türk bayrağını dalgalandırma görevini yürüten bir jandarma karakolu bulunuyordu. 1974 yılında Tabya Barajı’nın suları altında kalacağı anlaşılan mezar, Suriye hükümetiyle varılan anlaşma uyarınca biraz daha kuzeydeki Karakozak mevkiine nakledilerek üzerine modern İslâm mimarisinde kesme taştan bir türbe ve onun yanına da aynı malzemeden bir karakol binası yapılmıştır. Türkiye 21 Şubat 2015 tarihinde, Suriye'deki iç savaş nedeniyle gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu neticesinde türbeyi geçici süreliğine Türkiye sınırına 180 metre mesafedeki Eşme köyüne nakletmiştir.   Mustafa Yılmaz 8.8.1941 tarihinde Seydişehir’in Tol Köyünde doğdu. Annesi Ayşe Hanım, Babası Hüseyin Efendi’dir. Seydişehir Merkez İlkokulunu, Mahmut Esat Ortaokulu(1958) nu bitirdi.1959’da Ankara’da Jandarma Astsubay Okuluna girdi. 30 Ağustos 1961’de bu okuldan birincilikle mezun oldu. İki yıl Ankara’da görev yaptı (24 Eylül 1961’de Seydişehir eşrafından Mehmet Koyuncu kızı Sevim Hanım’la evlendi. Zuhal (dt.1963 Noter), Yılmaz (d.t. 1965 Jandarma Astsubay) isimlerinde iki çocuğu vardır). Gaziantep Tugayına bağlı 3 Alay’dan biri olan 123 Seyyar Jandarma Alayına Urfa’ya 1963’te tayin oldu (Bu esnada Suriye’de 8 Mart 1963 BAAS Darbesi yaşandı). Burada Muhabere Takım Komutanlığı, Alay Karargâh Bölük Komutan Vekilliği, Cezaevi Müdürlüğü ve çeşitli özel görevlerde bulundu.   1964 yılı Ağustos-Eylül aylarında Caber Kalesin’de Süleyman Şah Saygı Karakol Komutanlığı görevinde bulundu. Saygı Karakolu iki katlı bir bina idi. Üst kat sol taraf Komutan odası, yatak odası, sağ taraf erat yatak odası, alt kat yemekhane ve kiler idi. Karakol ile türbe etrafı tel örgülerle çevrili aynı alan içerisinde yer alıyordu. Karakolun arkasında Jenaratör odası mevcuttu. Saygı Karakolunda 30 asker (aşçı, jenaratörcü, fırıncı, elektrikçi ve askerler) mevcuttu. Askerler Karakol Komutanı ile beraber göreve gelir ve görev süreleri dolunca birlikte dönerlerdi. Türbe’de namaz vakitlerinde ezan okuyan ve gelen ziyaretçilere vakit namazlarını kıldıran kadrolu bir imam görevli idi. Farklı ülkelerden Büyük Elçiler, Suriyeliler ve Türkler türbeyi ziyarete gelirler, burada kurban keserler ve askere ikram ederlerdi. Türbenin 300 metre yakınında Suriye Arap köyü bulunuyordu. Dönemin Köy muhtarı Ali idi. Bu köy ile Saygı karakolu arasında 75 m mesafede Suriye karakolu vardı. Karakol Komutanı Teğmen Ebu Fuktor idi. Bu karakolun mevcudu üç kişi idi. Saygı karakolu personeli ile bu karakol personeli arasında samimi dostluk ve arkadaşlık bağları vardı.   Astsubay Baş Çvş. Mustafa Yılmaz Saygı Karakolu Komutanlığı’ndan sonra, Siirt, İstanbul, Erzurum, Afyon, Malatya, İzmir illerinde görev yaptı.1985 yılında emekli oldu. Aynı yıl özel sektörde SEYTAŞ AŞ.Genel Müdürlüğüne getirildi. Bu görevde 13 yıl bulundu. Oradan ayrıldıktan sonra 1 yıl Dağtur AŞ.’de Müdür olarak görev yaptı. Sivil olarak Seydişehir’de emeklilik yaşamını sürdürmektedir. Emekli Astsubay Baş Çvş. Mustafa Yılmaz, Süleyman Şah ve neferlerinin mezarlarının sınırımızdaki Eşme köyüne nakledilmesi konusunda, bunun doğru bir hamle olmadığını, Türk Askerinin her şart ve zeminde vatan toprağı saydığı Süleyman Şah Türbesini müdafaa edecek güç ve kudrette olduğunu, Türbenin Caber kalesi eteklerindeki yerine mutlaka taşınması gerektiğini, bunun stratejik ve Tarihi temellerinin bulunduğunu ifade etmiştir. Biz de aynı duygularla kendisinin bu fikrine katılmaktayız. (Aydın Taneri, “Ca’ber”, TDV.İ.A. ,Cilt 6,İstanbul 1992, Emekli Astsubay Baş Çvş.Mustafa Yılmaz ile 09.09.2021 tarihinde yapılan görüşme.)
Tarihci -Yazar Ercan Arslan'ın kaleminden 'Ca’ber Kalesi’nde Seydişehirli Astsubay Başçavuş Mustafa Yılmaz' başlıklı yazısı...

Caber Kalesi Kuzey Suriye’de Fırat nehrinin orta mecrasının sol sahilinde ve Rakka’nın 50 km. batısında volkanik bir tepe üzerinde yer alır; bugün 1974 yılında yapılan Tabya Barajı’nın doğusunda ve göl sularına sokulmuş durumdadır. Ca‘ber Kalesi’nin kuzeybatı eteklerinde “Türk mezarı” diye anılan türbe kare şeklinde bir avlunun içinde idi. Türkiye Selçukilerinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah’a izafe edilen kitâbesiz mezar ve iki nefere ait mezarlar mihrabın karşısında ve ortada bulunuyordu. Türbe zamanla harabe haline gelince II. Abdülhamid’in emriyle Halep Valisi Cemil Hüseyin Paşa (ö. 1889) tarafından dikdörtgen biçiminde(12x7) yeniden yaptırılmış ve üzeri tonozla örtülmüştür. Türbenin bakımı için maaşlı bir türbedar tayin edilmiş ve ikameti için avluya bir ilâve bina yaptırılmıştır. Ancak I. Dünya Savaşı sonunda Ca‘ber Kalesi ile birlikte Suriye’nin sınırları içinde kalan ve Fransa’nın mandasına verilen türbe, Anadolu Türkleri için büyük bir mânevî değer taşıdığı için 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetiyle Fransa hükümeti arasında imzalanan Ankara İtilâfnâmesi’nin 9. maddesi gereğince Türkiye’ye bırakılmıştır. Buradaki 8797 m2’lik Türkiye Cumhuriyeti toprağında, Türk bayrağını dalgalandırma görevini yürüten bir jandarma karakolu bulunuyordu. 1974 yılında Tabya Barajı’nın suları altında kalacağı anlaşılan mezar, Suriye hükümetiyle varılan anlaşma uyarınca biraz daha kuzeydeki Karakozak mevkiine nakledilerek üzerine modern İslâm mimarisinde kesme taştan bir türbe ve onun yanına da aynı malzemeden bir karakol binası yapılmıştır. Türkiye 21 Şubat 2015 tarihinde, Suriye'deki iç savaş nedeniyle gerçekleştirilen Şah Fırat Operasyonu neticesinde türbeyi geçici süreliğine Türkiye sınırına 180 metre mesafedeki Eşme köyüne nakletmiştir.

 

Mustafa Yılmaz 8.8.1941 tarihinde Seydişehir’in Tol Köyünde doğdu. Annesi Ayşe Hanım, Babası Hüseyin Efendi’dir. Seydişehir Merkez İlkokulunu, Mahmut Esat Ortaokulu(1958) nu bitirdi.1959’da Ankara’da Jandarma Astsubay Okuluna girdi. 30 Ağustos 1961’de bu okuldan birincilikle mezun oldu. İki yıl Ankara’da görev yaptı (24 Eylül 1961’de Seydişehir eşrafından Mehmet Koyuncu kızı Sevim Hanım’la evlendi. Zuhal (dt.1963 Noter), Yılmaz (d.t. 1965 Jandarma Astsubay) isimlerinde iki çocuğu vardır). Gaziantep Tugayına bağlı 3 Alay’dan biri olan 123 Seyyar Jandarma Alayına Urfa’ya 1963’te tayin oldu (Bu esnada Suriye’de 8 Mart 1963 BAAS Darbesi yaşandı). Burada Muhabere Takım Komutanlığı, Alay Karargâh Bölük Komutan Vekilliği, Cezaevi Müdürlüğü ve çeşitli özel görevlerde bulundu.

 

1964 yılı Ağustos-Eylül aylarında Caber Kalesin’de Süleyman Şah Saygı Karakol Komutanlığı görevinde bulundu. Saygı Karakolu iki katlı bir bina idi. Üst kat sol taraf Komutan odası, yatak odası, sağ taraf erat yatak odası, alt kat yemekhane ve kiler idi. Karakol ile türbe etrafı tel örgülerle çevrili aynı alan içerisinde yer alıyordu. Karakolun arkasında Jenaratör odası mevcuttu. Saygı Karakolunda 30 asker (aşçı, jenaratörcü, fırıncı, elektrikçi ve askerler) mevcuttu. Askerler Karakol Komutanı ile beraber göreve gelir ve görev süreleri dolunca birlikte dönerlerdi. Türbe’de namaz vakitlerinde ezan okuyan ve gelen ziyaretçilere vakit namazlarını kıldıran kadrolu bir imam görevli idi. Farklı ülkelerden Büyük Elçiler, Suriyeliler ve Türkler türbeyi ziyarete gelirler, burada kurban keserler ve askere ikram ederlerdi. Türbenin 300 metre yakınında Suriye Arap köyü bulunuyordu. Dönemin Köy muhtarı Ali idi. Bu köy ile Saygı karakolu arasında 75 m mesafede Suriye karakolu vardı. Karakol Komutanı Teğmen Ebu Fuktor idi. Bu karakolun mevcudu üç kişi idi. Saygı karakolu personeli ile bu karakol personeli arasında samimi dostluk ve arkadaşlık bağları vardı.

 

Astsubay Baş Çvş. Mustafa Yılmaz Saygı Karakolu Komutanlığı’ndan sonra, Siirt, İstanbul, Erzurum, Afyon, Malatya, İzmir illerinde görev yaptı.1985 yılında emekli oldu. Aynı yıl özel sektörde SEYTAŞ AŞ.Genel Müdürlüğüne getirildi. Bu görevde 13 yıl bulundu. Oradan ayrıldıktan sonra 1 yıl Dağtur AŞ.’de Müdür olarak görev yaptı. Sivil olarak Seydişehir’de emeklilik yaşamını sürdürmektedir. Emekli Astsubay Baş Çvş. Mustafa Yılmaz, Süleyman Şah ve neferlerinin mezarlarının sınırımızdaki Eşme köyüne nakledilmesi konusunda, bunun doğru bir hamle olmadığını, Türk Askerinin her şart ve zeminde vatan toprağı saydığı Süleyman Şah Türbesini müdafaa edecek güç ve kudrette olduğunu, Türbenin Caber kalesi eteklerindeki yerine mutlaka taşınması gerektiğini, bunun stratejik ve Tarihi temellerinin bulunduğunu ifade etmiştir. Biz de aynı duygularla kendisinin bu fikrine katılmaktayız. (Aydın Taneri, “Ca’ber”, TDV.İ.A. ,Cilt 6,İstanbul 1992, Emekli Astsubay Baş Çvş.Mustafa Yılmaz ile 09.09.2021 tarihinde yapılan görüşme.)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.