Fatih GÖKSEL
Köşe Yazarı
Fatih GÖKSEL
 

KADİR GECESİ DOLU PAKET BİR GECE

Sevgili okuyucular, değerli dostlar! Allah nasip ederse bundan böyle Seydişehir’in Sesi adlı yerel gazetemizde gerek dini konuları gerekse gündem konularını köşe yazımızda ele alacağız. Sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, askeri, iktisadi, eğitim sağlık vs. alanlarında fikirlerimizi ve görüşlerimizi siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunacağız. Yazılarımızı aşk ve şevkle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Olumlu ya da olumsuz her türlü eleştiriye de açığız. İnşallah köşe yazımız hayırlara vesile olur.   KADİR GECESİ DOLU PAKET BİR GECE Köşemizin ilk yazısında da hakkında müstakil bir sure ile en şerefli gece olan bu geceyi yazalım dedik. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtulmak olan ramazan-ı Şerif'in sonuna doğru yaklaşıyoruz. Tabir yerinde ise Ramazan ahiret için kurulmuş bir pazara benziyor. Pazarda ise insanların ihtiyacı olan her şey vardır. Boş filelerle ya da çantalarla gidilir, dolu dolu gelinir. Yani dolu dolu paketler... Ramazan ayını değerlendirememiş, ya da nefsine yenik düşmüş veya belli başlı bahanelerle oruç tutmamış kardeşlerimiz bir an önce filelerini alıp toplanmak üzere olan bu pazardan alışveriş yapsınlar. Belli nedenlerden dolayı pazara akşamın geç saatinde gitmiş Bir insanın, pazar toplanıyor diye can hıraç alışveriş yapması nasıl bir şeyse Ramazan'ın son 10 günü de inanın aynen böyle. İnsanlar araba alırken full paket ya da dolu paket araçlara bakarlar. Çünkü onda özellik çoktur. Bir operatöre abone olmak için genelde full paketleri tercih ederler. Çünkü orada fiyat düşük hizmet büyüktür. Bu mübarek geceler de böyledir. İçinde Kadir gecesi olmayan bin Aydan hayırlı bir gece. Yani anlayacağınız dolu paket. Bir gecede 83 yıl 4 ay ibadet etmiş gibi olmak ne muhteşem bir kazanç. Dünyada hiçbir şirket böyle bir kampanya yapamaz. Bire on, ona yüz, yüze bin, bine milyon, milyona milyar artık gerisini siz çoğaltın. Allah ibadetlerimizi hayırlarımızı böyle değerlendiriyor. Bu ramazan ayında kat kat artıyor. Hele o gecede.   KADİR GECESİ KISA YOLDAN GÜNAH ÇIKARTMAK MIDIR? Hayır hayır İslam'da asla böyle bir inanç yoktur. Bu geceler günahkar Hristiyanların papaz tarafından günahlarının çıkarılmasına benzemez. Çünkü Hristiyanlar günah işlerler işlerler, belli günlerde gelip papaz ile günah çıkarırlar. Eğer Müslüman da diğer gecelerde Müslüman gibi davranmıyor sadece Kadir Gecesi’nde kısa yoldan sevap kazanıp ertesi günler aynı alışkanlıklara devam ediyorsa papazın önünde günah çıkaran Hristiyanların haline benzer. Müslüman her geceyi Kadir bilmeli. Her gece de kıymetlidir her gündüz de kıymetlidir. Ama bazı geceler daha kıymetlidir. Müslüman için 7/24 365 gün ibadet ve taat vardır. Bu gecelerde çıtayı bir tık yükseltir. Şair öyle demiş; "Ey hace çi cuy ez şeb-i Kadr nişani Her şeb şeb-i kadrest ger kadr bidani" Yani şair diyor ki; "Ey belli günlerde Kadir gecesi arayan kişi! eğer kadrini bilirsen her gece Kadir gecesidir." Bir başka şair de sanki ona cevap veriyor: "Her gece Kadir olaydı Kadir’in Kadri olmazdı şaha Her Hacer Cevher olaydı Cevher etmezdi baha." Yani "her gece Kadir olaydı Kadir gecesinin ne anlamı kalırdı her taş Cevher olsaydı ne anlamı kalırdı elmasın". Aslına bakacak olursanız her iki şairde doğru söylüyor. Bu nazariye ile her gece Kadir gecesi gibi ibadet etmek lazım. Kadir gecesinde ise çıtayı yükseltmek lazım. İşte Kadir Gecesi’nin böyle ihyası bizi yükseltecek ve yüceltecektir. Nasuhi bir yakarışla, samimi bir tövbe ile bütün günahların, manevi dosyaların silindiği gece. Ellerimizi açıp yalvarıp ağlamak gerek." Ya rabbi! bugüne kadar senin için yaşayamadım ama bundan sonra senin için yaşayacağım. Senin uğrunda mücadele edeceğim. Elimden geldiği kadar dinine hizmet edeceğim. Ne olur bana yardım et" diye dua etmek gerek. Hazreti Aişe annemiz: "ya Resulallah! Bu geceye ulaşırsam nasıl dua edeyim" diye sorduğunda Allah'ın resulü: "Ey Allah'ım sen affedersin, cömertsin affetmeyi seversin ne olur benim günahlarımı da affeyle" diye rabbine yalvar buyuruyor. Samimi bir yakarış eminim ki bizi Allah'a yaklaştıracak ve Rabbimiz günahlarımızı da silecektir.   DÜNYAMIZ ŞEREF KAZANDI Çünkü bu gece peygamberimiz peygamberlikle görevlendirildi. O gece Cebrail vasıtasıyla insanlığın Kurtuluş reçetesi olan vahiy indi. Yani yeryüzü Kur'an ile şereflendi. Ve yüce Kur'an'ın ilk mesajı, insanlığa ilk emri "OKU" oldu. Neyi okuyacaktı insan? Kâinatı, evrenin muhteşem yaratılışını, dağları taşları, çiçekleri böcekleri, ölümü hayatı, ne için dünyaya geldiğini ve nereye gideceğini, hesabı, mizanı, mahşeri. Tabii böyle okuyunca Rabbini bilecekti. Ondan başka hiç kimseye kulluk etmeyeceğini öğrenecekti. İşte bu gece Kur’an böyle okumak gerek. Maddeyi ve manayı böyle okumak gerek. Tefekkür 1000 yıllık ibadete bedeldir demişler. İnsan düşündüğü ve kendini hesaba çektiği zaman yücelir ve yükselir. Aksi takdirde nefsinin kulu ve kölesi olmaya mahkumdur.   GECENİN İHYASI NASIL OLMALI? Âdem safiullah gibi, İbrahim halilullah gibi, Muhammed Habibullah gibi olmalı. Birisi temiz ve günahlarından arınmış insan ve ilk insan. Birisi Allah'a dost olmuş insan. Birisi de Allah'a sevgili olmuş bir insan. Kinimizi nefretimizi bir kenara bırakacağız. Başta annemizin babamızın elini öpeceğiz. Öldülerse mezarlarını ziyaret edeceğiz. Haklarında hayır hasenat yapacağız. Sonra yakın akrabadan uzak akrabaya, yakın komşudan uzak komşuya gidip hal ve hatırlarını soracağız. Küslerle barışacağız. Hakkını gasp ettiğimiz Müslümanlar varsa tazmin edeceğiz ve helallik isteyeceğiz. Eşimizin evladımızın yanında olacağız. Onların hal ve hatırını soracağız. Velhasıl iyilik melaikesi olacağız. Sonra, yetimlerin hamisi, yoksulların banisi, fakir fukaranın sahibi olacağız. Boynu bükük mazlumların ve mahsunların dertleriyle dertleşeceğiz. Namazımı samimi ve dürüst kılacağız. Kur'an'ı okuyacağız, anlayacağız, yaşayacağız yaşatacağız ve yaşattıracağız.  Ellerimizi açıp yürekten dua edeceğiz. Diz çökmüş bir vaziyette mazlumlar için dua edeceğiz. Başta Gazze, Doğu Türkistan, Arakan, Myanmar olmak üzere bütün İslam dünyası için rabbimizden yardım dileyeceğiz. Zalimlerin kahrını isteyeceğiz. Mazlumlar için ne yaptım acaba bugüne kadar diye kendimizi hesaba çekeceğiz. Bu ulvi duygularla gündüzü böyle yaşanır gecesi de böyle ihya edilirse işte o zaman Kadir’in kıymetini bilmişiz demektir. İşte böyle bir inanış ve böyle bir gece ihyası bizi amacına ve hedefine ulaştıracaktır.   PEKİ BU GECENİN ADI NİÇİN KADİR? Kadir demek; azamet, heybet, şahamet güç kuvvet ve şeref demektir. Ebubekir verrah rahmetullahi aleyh diyor ki: "Kadir ve kıymet sahibi Allah, kadir ve kıymet sahibi bir kitabı, Kadir ve kıymet sahibi bir peygambere, Kadir ve kıymet sahibi bir peygamberi de Kadir ve kıymet sahibi bir ümmete göndermiş". Allah katında çok kıymetli olduğumuzu unutmayalım. Herhalde Rabbimiz Kadir suresinde 3 defa Kadir kelimesini zikretmesi bundan dolayı olsa gerek.   KADİR GECESİ NİÇİN RAMAZAN GECELERİNDE SAKLANDI? Rabbimiz sadece Kadir gecesini saklamamış aslında... Birçok şeyi saklamış. Mesela: rızasını ibadetlerde saklamış. Ta ki ibadetlere değer versinler diye. Gazabına günahlarda saklamış.  Ta ki günahlardan kaçınsınlar diye. İcabetini dualarda saklamış ta ki çok dua edip yalvarıp yakarsınlar diye. Ölümün vaktini saklamış. Ta ki doğduklarında sevinçten şımarmasınlar, öleceklerinde de korkudan çıldırmasınlar diye. Bu gece de saklanmış ki her geceyi Kadir bilsinler diye. Bütün gecelere değer versinler diye. Aslında bu geceyi Peygamberimiz tam olarak biliyordu ama unuttu. Peygamber bu geceyi haber verecekken iki sahabi arasında tartışma çıkar ve peygambere gelirler. Peygamber de davalarını görür olay tatlıya bağlanır. Lakin gece, peygamberin hafızasından çıkar ve bir daha hatırlayamaz. Bu da Allah'ın takdiri elbette.   HER ŞEYİN BİR EFENDİSİ VARDIR İnsanlığın efendisi Adem, kainatın efendisi Muhammed Aleyhisselam, İranlıların efendisi Selman, Anadolu efendisi süheyb, Habeşistan efendisi Bilal, şehirlerin efendisi Mekke, kitaplar efendisi Kur'an, surelerin efendisi bakara ,taşların efendisi hacer-ül esved, kuyuarın efendisi zemzem ,balıkların efendisi yunus balığı, develerin efendisi Salih’in devesi, bineklerin efendisi Burak, yüzüklerin efendisi Süleyman'ın yüzüğü, günlerin efendisi cuma, ayların efendisi Ramazan, nihayet gecelerin efendisi de KADİRDİR Değerli dostlarım değerli okurlarım! hepinizin Kadir gecesini bu ulvi duygularla tebrik ediyor, sizlere bizlere ve bütün İslam alemine hayırlar getirmesini, acıların dinmesini, mazlumların gözyaşlarının silinmesini, zalimlerin sonunun gelmesini, yüce Rabbimden niyaz ediyorum sağlıcakla kalın. Allah'ın selamı üzerinize olsun.
Ekleme Tarihi: 05 Nisan 2024 - Cuma

KADİR GECESİ DOLU PAKET BİR GECE

Sevgili okuyucular, değerli dostlar!

Allah nasip ederse bundan böyle Seydişehir’in Sesi adlı yerel gazetemizde gerek dini konuları gerekse gündem konularını köşe yazımızda ele alacağız. Sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, askeri, iktisadi, eğitim sağlık vs. alanlarında fikirlerimizi ve görüşlerimizi siz değerli okuyucularımızın istifadesine sunacağız.

Yazılarımızı aşk ve şevkle okuyacağınızı tahmin ediyorum. Olumlu ya da olumsuz her türlü eleştiriye de açığız. İnşallah köşe yazımız hayırlara vesile olur.

 

KADİR GECESİ DOLU PAKET BİR GECE

Köşemizin ilk yazısında da hakkında müstakil bir sure ile en şerefli gece olan bu geceyi yazalım dedik.

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtulmak olan ramazan-ı Şerif'in sonuna doğru yaklaşıyoruz. Tabir yerinde ise Ramazan ahiret için kurulmuş bir pazara benziyor. Pazarda ise insanların ihtiyacı olan her şey vardır. Boş filelerle ya da çantalarla gidilir, dolu dolu gelinir. Yani dolu dolu paketler... Ramazan ayını değerlendirememiş, ya da nefsine yenik düşmüş veya belli başlı bahanelerle oruç tutmamış kardeşlerimiz bir an önce filelerini alıp toplanmak üzere olan bu pazardan alışveriş yapsınlar. Belli nedenlerden dolayı pazara akşamın geç saatinde gitmiş Bir insanın, pazar toplanıyor diye can hıraç alışveriş yapması nasıl bir şeyse Ramazan'ın son 10 günü de inanın aynen böyle.

İnsanlar araba alırken full paket ya da dolu paket araçlara bakarlar. Çünkü onda özellik çoktur. Bir operatöre abone olmak için genelde full paketleri tercih ederler. Çünkü orada fiyat düşük hizmet büyüktür.

Bu mübarek geceler de böyledir.

İçinde Kadir gecesi olmayan bin Aydan hayırlı bir gece. Yani anlayacağınız dolu paket. Bir gecede 83 yıl 4 ay ibadet etmiş gibi olmak ne muhteşem bir kazanç. Dünyada hiçbir şirket böyle bir kampanya yapamaz. Bire on, ona yüz, yüze bin, bine milyon, milyona milyar artık gerisini siz çoğaltın. Allah ibadetlerimizi hayırlarımızı böyle değerlendiriyor. Bu ramazan ayında kat kat artıyor. Hele o gecede.

 

KADİR GECESİ KISA YOLDAN GÜNAH ÇIKARTMAK MIDIR?

Hayır hayır İslam'da asla böyle bir inanç yoktur. Bu geceler günahkar Hristiyanların papaz tarafından günahlarının çıkarılmasına benzemez. Çünkü Hristiyanlar günah işlerler işlerler, belli günlerde gelip papaz ile günah çıkarırlar. Eğer Müslüman da diğer gecelerde Müslüman gibi davranmıyor sadece Kadir Gecesi’nde kısa yoldan sevap kazanıp ertesi günler aynı alışkanlıklara devam ediyorsa papazın önünde günah çıkaran Hristiyanların haline benzer. Müslüman her geceyi Kadir bilmeli. Her gece de kıymetlidir her gündüz de kıymetlidir. Ama bazı geceler daha kıymetlidir. Müslüman için 7/24 365 gün ibadet ve taat vardır. Bu gecelerde çıtayı bir tık yükseltir.

Şair öyle demiş;

"Ey hace çi cuy ez şeb-i Kadr nişani

Her şeb şeb-i kadrest ger kadr bidani"

Yani şair diyor ki; "Ey belli günlerde Kadir gecesi arayan kişi! eğer kadrini bilirsen her gece Kadir gecesidir."

Bir başka şair de sanki ona cevap veriyor:

"Her gece Kadir olaydı Kadir’in Kadri olmazdı şaha

Her Hacer Cevher olaydı Cevher etmezdi baha."

Yani "her gece Kadir olaydı Kadir gecesinin ne anlamı kalırdı her taş Cevher olsaydı ne anlamı kalırdı elmasın". Aslına bakacak olursanız her iki şairde doğru söylüyor.

Bu nazariye ile her gece Kadir gecesi gibi ibadet etmek lazım. Kadir gecesinde ise çıtayı yükseltmek lazım. İşte Kadir Gecesi’nin böyle ihyası bizi yükseltecek ve yüceltecektir.

Nasuhi bir yakarışla, samimi bir tövbe ile bütün günahların, manevi dosyaların silindiği gece. Ellerimizi açıp yalvarıp ağlamak gerek." Ya rabbi! bugüne kadar senin için yaşayamadım ama bundan sonra senin için yaşayacağım. Senin uğrunda mücadele edeceğim. Elimden geldiği kadar dinine hizmet edeceğim. Ne olur bana yardım et" diye dua etmek gerek. Hazreti Aişe annemiz: "ya Resulallah! Bu geceye ulaşırsam nasıl dua edeyim" diye sorduğunda Allah'ın resulü: "Ey Allah'ım sen affedersin, cömertsin affetmeyi seversin ne olur benim günahlarımı da affeyle" diye rabbine yalvar buyuruyor. Samimi bir yakarış eminim ki bizi Allah'a yaklaştıracak ve Rabbimiz günahlarımızı da silecektir.

 

DÜNYAMIZ ŞEREF KAZANDI

Çünkü bu gece peygamberimiz peygamberlikle görevlendirildi. O gece Cebrail vasıtasıyla insanlığın Kurtuluş reçetesi olan vahiy indi. Yani yeryüzü Kur'an ile şereflendi. Ve yüce Kur'an'ın ilk mesajı, insanlığa ilk emri "OKU" oldu. Neyi okuyacaktı insan? Kâinatı, evrenin muhteşem yaratılışını, dağları taşları, çiçekleri böcekleri, ölümü hayatı, ne için dünyaya geldiğini ve nereye gideceğini, hesabı, mizanı, mahşeri.

Tabii böyle okuyunca Rabbini bilecekti. Ondan başka hiç kimseye kulluk etmeyeceğini öğrenecekti.

İşte bu gece Kur’an böyle okumak gerek. Maddeyi ve manayı böyle okumak gerek. Tefekkür 1000 yıllık ibadete bedeldir demişler. İnsan düşündüğü ve kendini hesaba çektiği zaman yücelir ve yükselir. Aksi takdirde nefsinin kulu ve kölesi olmaya mahkumdur.

 

GECENİN İHYASI NASIL OLMALI?

Âdem safiullah gibi, İbrahim halilullah gibi, Muhammed Habibullah gibi olmalı. Birisi temiz ve günahlarından arınmış insan ve ilk insan. Birisi Allah'a dost olmuş insan. Birisi de Allah'a sevgili olmuş bir insan. Kinimizi nefretimizi bir kenara bırakacağız. Başta annemizin babamızın elini öpeceğiz. Öldülerse mezarlarını ziyaret edeceğiz. Haklarında hayır hasenat yapacağız.

Sonra yakın akrabadan uzak akrabaya, yakın komşudan uzak komşuya gidip hal ve hatırlarını soracağız. Küslerle barışacağız. Hakkını gasp ettiğimiz Müslümanlar varsa tazmin edeceğiz ve helallik isteyeceğiz. Eşimizin evladımızın yanında olacağız. Onların hal ve hatırını soracağız. Velhasıl iyilik melaikesi olacağız. Sonra, yetimlerin hamisi, yoksulların banisi, fakir fukaranın sahibi olacağız. Boynu bükük mazlumların ve mahsunların dertleriyle dertleşeceğiz. Namazımı samimi ve dürüst kılacağız. Kur'an'ı okuyacağız, anlayacağız, yaşayacağız yaşatacağız ve yaşattıracağız.  Ellerimizi açıp yürekten dua edeceğiz. Diz çökmüş bir vaziyette mazlumlar için dua edeceğiz. Başta Gazze, Doğu Türkistan, Arakan, Myanmar olmak üzere bütün İslam dünyası için rabbimizden yardım dileyeceğiz. Zalimlerin kahrını isteyeceğiz. Mazlumlar için ne yaptım acaba bugüne kadar diye kendimizi hesaba çekeceğiz.

Bu ulvi duygularla gündüzü böyle yaşanır gecesi de böyle ihya edilirse işte o zaman Kadir’in kıymetini bilmişiz demektir. İşte böyle bir inanış ve böyle bir gece ihyası bizi amacına ve hedefine ulaştıracaktır.

 

PEKİ BU GECENİN ADI NİÇİN KADİR?

Kadir demek; azamet, heybet, şahamet güç kuvvet ve şeref demektir. Ebubekir verrah rahmetullahi aleyh diyor ki: "Kadir ve kıymet sahibi Allah, kadir ve kıymet sahibi bir kitabı, Kadir ve kıymet sahibi bir peygambere, Kadir ve kıymet sahibi bir peygamberi de Kadir ve kıymet sahibi bir ümmete göndermiş". Allah katında çok kıymetli olduğumuzu unutmayalım.

Herhalde Rabbimiz Kadir suresinde 3 defa Kadir kelimesini zikretmesi bundan dolayı olsa gerek.

 

KADİR GECESİ NİÇİN RAMAZAN GECELERİNDE SAKLANDI?

Rabbimiz sadece Kadir gecesini saklamamış aslında... Birçok şeyi saklamış. Mesela: rızasını ibadetlerde saklamış. Ta ki ibadetlere değer versinler diye. Gazabına günahlarda saklamış.  Ta ki günahlardan kaçınsınlar diye. İcabetini dualarda saklamış ta ki çok dua edip yalvarıp yakarsınlar diye.

Ölümün vaktini saklamış. Ta ki doğduklarında sevinçten şımarmasınlar, öleceklerinde de korkudan çıldırmasınlar diye.

Bu gece de saklanmış ki her geceyi Kadir bilsinler diye. Bütün gecelere değer versinler diye.

Aslında bu geceyi Peygamberimiz tam olarak biliyordu ama unuttu. Peygamber bu geceyi haber verecekken iki sahabi arasında tartışma çıkar ve peygambere gelirler. Peygamber de davalarını görür olay tatlıya bağlanır. Lakin gece, peygamberin hafızasından çıkar ve bir daha hatırlayamaz. Bu da Allah'ın takdiri elbette.

 

HER ŞEYİN BİR EFENDİSİ VARDIR

İnsanlığın efendisi Adem, kainatın efendisi Muhammed Aleyhisselam, İranlıların efendisi Selman, Anadolu efendisi süheyb, Habeşistan efendisi Bilal, şehirlerin efendisi Mekke, kitaplar efendisi Kur'an, surelerin efendisi bakara ,taşların efendisi hacer-ül esved, kuyuarın efendisi zemzem ,balıkların efendisi yunus balığı, develerin efendisi Salih’in devesi, bineklerin efendisi Burak, yüzüklerin efendisi Süleyman'ın yüzüğü, günlerin efendisi cuma, ayların efendisi Ramazan, nihayet gecelerin efendisi de KADİRDİR

Değerli dostlarım değerli okurlarım! hepinizin Kadir gecesini bu ulvi duygularla tebrik ediyor, sizlere bizlere ve bütün İslam alemine hayırlar getirmesini, acıların dinmesini, mazlumların gözyaşlarının silinmesini, zalimlerin sonunun gelmesini, yüce Rabbimden niyaz ediyorum sağlıcakla kalın. Allah'ın selamı üzerinize olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirinsesi.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.